Ruhların Soğuk Teması🃏

317 148 167
                                    

Öncelikle merhabalar.
Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

İnstagramda yaptıkları reels videosu için bir_yazar00 ve sevilmeyenbirananas 'a teşekkür ederim😍

•Hikayenin gidişatını beğeniyor musunuz?

• İyi okumalar sevgili okurlarım... 🦋

ARKADAŞLAR YILDIZI UNUTMAYALIM LÜTFEN🌠

Bölüm Yedi.
Ruhların Teması.🔷️

"Dina,Rodin uyandıysa gelin buraya burda görmeniz gereken birileri var,
Puzzlenin eksik parçaları galiba tamamlandı."

Pamir'in bana seslenmesi ile Rodin ile dediği yere doğru ilerlemeye başladık.
Dediği yere ulaştığımızda gördüğümüz bu manzara, gerçekten de bize bir puzzlenin eksik parçaları olduğumuzu tekrar hatırlattı.

Uzay ve Zemheri yerde boylu boyunca yatıyordu,aynı şekilde onlarında yattığı yerin önünde toprağın üzerinde kocaman bir yarık vardı ve yine aynı şekilde her ikisinin parmakları arasında mıknatısa benzer olan az önce gördüğüm şey vardı.Uzay ve Zemheri bu hale nasıl gelmişti,daha ne kadar bu gizem devam edecek,

Bu ada gözle görülen güzelliğinden ne zamana kadar fedakarlık edecek.

Yetmedi mi bu çirkinlik?Zaten yeteri kadar bitkindik.

Yine kafamdaki soru yığını ile baş başa kaldığımda,her zamanki gibi olan biteni kaçırmıştım.
Pamir Uzayı uyandırmıştı ama Zemheri uyanmamak için direniyordu.
Belki bu gizemli zaman dilimi biraz aydınlığa karışır diye bir addım attım karanlıktan aydınlığa.

Yavaş haraketlerle Uzay kendine gelmeye başlıyordu,yanına doğru gitdim ve omzuna dokundum,

"Uzay iyi misin?
Siz nasıl bu hale geldiniz?"

Uzay sanki bıkkın bir tavırla

"Hiç bir şey hatırlamıyorum,tek hatırladığım bayılmamdı.Başım çatlayacak gibi zaten"

Rodin'in dediği onaylanmıştı.
Her ikisi aynı şeyi söylüyordu,her üçüde yerde yatıyordu hepsinin önünde kocaman bir yarık ve
parmakları arasında aynı şeyi tutuyordu.

Zemherinın çıkardığı sesleri duyunca daldığım düşünce girdabından bir anda çıkıverdim.Rodin Zemherinin önünde eğilerek

"Pamir,Zemheri kabus görüyor galiba baksana can çekişir gibi sesler çıkarıyor."

Rodin'in söylediyi sözle aynı zamanda hepimiz Zemheri'ye doğru odaklandık.

"Söyleyemem olmaz!
Bunu yapmayın bana,kaldıramaz gerçekleri"

Zemherinin ağzından çıkan bu sözler hepimizin duraklamasına yetmişti.

Bir şeyler söylüyordu ama kısık sesle söylediği için duyamıyorduk.
Bizden farklı olarak Rodin Zemheri'nin söylediyi sözü duyduğunu yüzündeki şok ifadesiyle belli ediyordu.Yine ne olmuştu, yine neler olacaktı?

Çatlayan duvarların üzerindeki kalıcı iz lekesi gibi,benim de yaşamak için can çekişim bu dünyadan silinmiyordu....

Noyan'ın bizim sormaya cesaret edemediğimiz soruyu Rodine sormasıyla kafamı o yöne doğru çevirdim.

"Rodin ne duyduğunu lütfen bize de söyle,en azından bunu bilmemize bizim de hakkımız var."

Rodin Noyan'ın sorusuna cevap vermek ağzını açmıştı ki,
Zemheri bir anda öksürerek uyandı.
O'nun uyanmasıyla bizde belinden tutarak kalkmasına destek olduk.Normal zamanlarda böyle olduğu vakit su verilirdi,ama şu an verecek hiç bir şeyimiz yoktu,bırakmamışlardı.

"Dina,Pamir,Noyan nerdesiniz?
Lütfen yardım edin Sera ve Nora bayıldı ben uyandıramadım,
neredeyseniz gelin ben çok korkuyorum."

Mağaranın yakınında olduğumuz için Heranın sesi bir anda ormanda yankılandı.

Bağırarak bizi çağıran Heranın son söylediğiyle artık ne yapacağımızı bilemiyorduk.İçimden bir ses bana bu bayılmaların normal bir bayılma olmadığını söylüyordu.

"Pamir siz Rodinle önden gidin,biz Zemheriyi alıp geleceğiz."

"Tamam olur Dina"

Pamir Rodin ile Noyan'ı da alıp gitti.

Onlar gittikten sonra Uzay harap halde olan Zemherinin koluna girerek yürümesine yardım ediyordu ama kendisinin de yürümeğe zorlandığını ben görüyordum.

Bu görüntüye daha fazla dayanamadan ben de Zemherinin koluna girerek Uzaya yardım ettim.
Bu yaptığım ile Zemheri'nin dudağında küçük bir gülümseme asılı kaldı.

Yolda giderek Zemherinin yüzünü inceliyordum.
Gerçekten yakışıklı aynı zamanda dikkat çekici bir çocuktu.
Buradan farklı bir yerde onu tanımış olsaydım,
paslanmış kalbim belki zincirinin yönünü değişirdi ama yaşadığımız bu zaman dilimi buna çoktan büyük bir engel koymuştu.

Her zaman olduğu gibi geçici misafirim olan düşüncelerim benimle yol arkadaşlığı yapıyordu.
Bazen düşüncelerin içinde kaybolurken gerçeklik algını yitirirsin ve sonsuza kadar öyle devam etmesini istersin ya, şu anda bende onu istiyordum,ama bazen istemek yetmiyordu.

"Dina,sana sesleniyorum duymuyor musun?"

Uzayın kısık sesle sorduğu soruyla başımı ona taraf çevirdim,yüzümde kırık bir gülümsemeyle

"Affedersin,dalmışım rica etsem tekrar söyler misin?"

Uzay derin bir iç çekip yüzüme doğru bakarak

"Hayır sadece mağaraya geldik diyecektim"

O öyle dedikten sonra mağaranın girişinin önünde durduğumuzun daha yeni farkına varıyordum,zaten bu aralar düşüncelere çok dalıp gidiyordum.

Zemheri'nin kolunu bırakıp ağırlığını tamamen Uzay'a devr ettim.
İçeri geçtikten sonra etrafı inceledim.
Mağaranın soğuk duvarları sanki beni olacaklara hazırlıyormuş gibi sıkıcasına kucaklıyordu.
Soğuk duvarlar sanki benim sıcağa ne kadar muhtaç olduğumu tekrar hatırlatıyordu.

"Dina gel buradayız"

Mağaranın içinde Pamirin sesi yankılandıktan hemen sonra o yöne doğru koşmaya başladım.Dediği yere ulaştığımda,birinin daha bayılanlar kervanına katıldığına bizzat şahit oldum...

Bu olanlara sebep neydi,aynı zamanda altı kişi farklı aralıklarla neden bayılırdı?

Bu dünyanın geçici sahnesinde ben zaten çoktan figüran rölünü kapmıştım.
Peki başroller neredeydi?

Bölüm sonu...

Bölüm hakkında buraya fikirlerinizi alayım lütfen🦄 (tekboynuzlu atlar gerçektir)

•Bir bölümün daha sonuna geldik,kitap giderek daha da güzelleşecek.

▪Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin