"Meraklı Kuş'un Cilveleri."🔷️

38 7 3
                                    

Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumaya Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm Yüz Yedi.
"Meraklı Kuş'un Cilveleri."🔷️

Kanatlarım koptu benim.
İzinsizce çaldılar sinemden.

Yaralar bağladı soğuk yüreğim.
Aldılar direnmeden cılız bedenimden.

Kanadı ruhum,çürüdü cismim.
Bir yardım edenim olmadı benim.

Ağladım geceler boyu güldüm sessizce.
Bir tek çağırdığım duymadı beni.

#nurdanküçükfısıltılar.


Peki ne avlayacaktık?

"Dina bu durum biraz karışık.Bu avı düzenlemelerinin nedeni seçilen kurbanlar ölsün diye.
Her asır bu evrende olaylardan habersiz olan kurbanlar seçiliyor ama bu defa istedikleri gibi işler gitmediği için yarışı uzatmalara sürdüler."

Nora'nın dediklerini anlamayarak ona bu karmaşık durumu sormaya karar verdim.

"Kimden bahsediyorsun Nora? Kim sürdürüyor anlamıyorum hiç bir şey.Kafam kazana döndü artık."

Nora bir yanda parmakları ile oynamaya devam ederken diğer yandan da konuşmaya odaklansın diye kendini zorluyordu.

"Dina biz yani burada olan ya da olmayan on iki kişi bu asır araf'a kurban seçildik.
Düzenlenecek yarış da kazananlar sonsuz yaşamın sahipi olurken kaybedenler sonsuzluğun siyah rengini tadacaktır.Er ya da geç seçilen kurbanlar ölecektir Dina.
Bunun karşısını hiç kimse alamaz!"

Ölecektik!
Biz ölecektik!

Nora bunları rüyasında gördüğünü söylüyordu o zaman Nora bir kahin miydi?

"Sen peki bu olanları nereden biliyorsun Nora?"

Nora ona yönelik verdiğim sorumu yanıtsız bırakmayarak

"Ben bir kahin soyundan gelen kızıl meleğim Dina.
Ben asla yanılmam!
Bir kere bir kız yüz asır önce kaderi değiştirmeyi denedi ama kader yine kendi küdretini ortaya koyarak o kızı kerkesin önündü küle çevirdi."

Vay be arkadaş!
Bu Kaderde de ne cevherler varmış böyle?

Sen kalk hiç bir şeyden habersiz olan masum insanları kendi evrenine kurban seç ama onlar bu durumu değiştirmek istediklerinde sen kalk onların üzerinde kül gösterisi yap!

Adaletine hayranım Dünya!

Ama asıl show şimdi başlıyor seni lanet olası kader bozuntusu!

Ben Dina!
Yirmi üç yaşındayım.
Yaşadığım bu evrende iyiliğin zerresi kadar kötülüğün pencesinin de yeteri kadar büyük bir yer kapladığını görmüştüm.

Merhamet bırakmamışlardı bende!

Sevgiden bihaber büyümüştüm.

Nefreti iliklerime kadar yaşayan ben gerçeği bir anlık tatmıştım.

Acımayacaktım!

Hiç bir şekilde affetmeyecektim!

"Ben çok korkmaya başladım Dina.Bu kez galiba gerçekten geleceği görüyor.Hem bana Noyan ile sizi gördüm dedi sanki kötü bir şey yapmışım gibi."

Ah Hera!
Ah başımın tatlı ve meraklı sarışın belası!

Eşşek can derdinde mi deseydim?
Yoksa kasap et nihayetinde mi desem bilmiyorum.

Konuştuğumuz konu ile Noyan ne alaka şimdi?

"Korkmana gerek yok Hera.
Ben sadece gerçekleri söyledim.Hem kötü bir şey yaptın demedim sana.
Nerenden uyduruyorsun tüm bunları sen?"

Hera şaşırmış gibi Nora'ya bakarak bağırarak konuşmaya başladı.

Bakın burada çok ince bir nüans var!

Konuşmaya dedim ben değil mi?

Tabii ki Hera'nın ormanı ağlatacak kadar bağıracağını hesaba katmadan

"Dina yalan söylüyor bu kız.
Bana Noyan ile seni sarılırken gördüm dedi.
Hem burada ne var ki?
O da arkadaşım sen de arkadaşımsın.O'na sarılmam gayet normal bir durum değil mi Dina?"

Tabii ki sarılmak normal bir durumda ama bu olayı büyüten de Hera'nın ta kendisiydi.

"Altı üstü çocuğa sarıldın Hera.Büyütme bu kadar."

"Ben büyütmüyorum Dina.Bu kız bana bir şeyleri ima ederek konuşuyor sadece."

En büyük ima'yı ben yapardım da ama ortam müsait değildi.
Hem biz av konusundan ne ara Noyan ile Hera'nın sarılmasına gelmiştik ben de bilmiyordum.

"Daha önemli konuları konuşmak yerine biz bu sarışının aptal tavırlarını niye çekmek zorundayız Nora?"

Sera'nın söyledikleri doğruydu ama yöntemi çok kabaca buluyordum.

"Sen bana mı aptal dedin bayan zeka pıtırcığı?"

Çocuk bahçesine mi düşmüştüm yoksa gerçekten küçük çocuklar ile mi arkadaştım bilmiyordum.

Bildiğim tek şey vardı.

O da çok yakında bunların içinde kafayı yiyecektim!

Yeter artık!

Sanki anaokul bahçesi.


Kirli ve paslı olan kalbimi kendi kendine tamir olsun diye çok yanlız bıraktım ben.

Yarası daha fazla kanamasın isterken katran karası düğümü göremedim içinde.

İyileşir diye o'na zaman tanıdım yıllarca.
Ama iyileşmedi!
Daha da kötüleşti arsızca.

Ben o'na iyilik yaptığımı sanarken,aslında kötülüğü mühürlemişim bilmeden.

Ben o'nu kendimden kurtarayım isterken,kuruyarak bağlanmış kana kana alnıma.

#nurdanküçükfısıltılar.

Bölüm sonu...

Bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin🦄 'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin