Yeraltı Gölgeleri💀

588 238 468
                                    

Şu anda bir iki okuyucu bile olsa,ben inanıyorum gün gelecek biz bunları aşacağız‍, o yüzden hadi yerlerimizi alalım koltuklar dolmadan...

Bölüm Üç.
*Yeraltı gölgeleri🔷️

Yıldızı unutmayalım lütfen 🌠

"Korkularınız yağmur gibi üzerinize yağdığı an, kaçmak imkansızdır..." 🦋

"Buldum seni"

Bir anda gelen tanıdık sesle arkamı döndüm.
Bu ses uçakta tanıştığım Hera ya aitti.

"Dina burası neresi?"

Hemen etrafı incelemeye başladım.Gerçekten burası neresiydi.Bizim burada ne işimiz vardı? Kısa bir an durakladıktan sonra, Hera'nın sorusunu yanıtladım.

"Gerçekten bende bilmiyorum,buraya geldiğim gibi bir anons yankılandı.Galiba maskeli şahıslardan biriydi,ama emin değilim.

"Ne anonsu,kim bunlar, ne istiyorlar bizden? Ne yaptık onlara? Delireceğim sonunda"

"Sakin ol Hera! Bende bilmiyorum ne istediklerini ve ben de senin gibi korkuyorum,ama sakin kalmalıyız. Sakin kalmazsak hiçbir şeyin farkına varamayız."

Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra

"Tamam Dina dediğini yapacağım, ama diğerleri nerede? Biz hani dokuz kişiydik?"

Heranın sorduğu soruyla bende onun gibi telaşlandım. Haklıydı diğerleri neredeydi,en önemlisi Hera nasıl buldu beni?.

"Hera sen nasıl buldun beni?"

Hera gözlerimin içine bakarak

"Yere indikten sonra etrafıma bakıyordum,
biraz ileride bağırma sesi duydum sesi takip ettim.Ses sonunda beni buraya getirdi ve sen burdaydın."

Az önce maskeli anons yaparken ona bağırdığım andan bahsediyordu.

"Burada böyle kalamayız,etrafı arayalım,belki bizimkilerden birini buluruz."

"Tamam gidelim.Ne tarafa doğru gideceğiz?"dedi Hera adanın etrafına bakarak."

"Bilmiyorum,yürüyelim.
Zaten saatim yok,telefonum da çekmiyor.Büyük ihtimalle öğlen olmuştur.Geceye kalmadan bir şeyler yapmalıyız."

Hera başını sallayarak onayladı beni.

"Dina şu taraftan gidelim sesler geliyor."

Hera doğru söylüyordu.Adanın iç tarafına doğru gittikce sanki adım sesleri geliyordu.Yönümüzü belirleyip o yöne doğru gidiyorduk.

"Dina burda yılan olmaz değil mi?"

Heranın sorduğu soruyla yüzümde stresten uzak bir gülümseme belirdi.Burası bir adaydı köpek balığı bile vardı nasıl yılan olmazdı.

"Hera'cığım burası tahmin ettiğim kadar bir ada o yüzden burda her şey olur."

Açık sözlü olmak gerekiyordu çünkü, her an her şey ola bilirdi.

"Çok sağol ya içim rahatladı"

Affedersin Hera ama gerçekler hep acıtır.

"Dina orada bir ayakkabı mı var yoksa bana mı öyle geliyor?"

Dinanın aceleyle kurduğu cümleden hemen sonra dediği yöne doğru baktım.
Evet bu bir ayakkabıydı, bir erkek ayakkabısı.

"Evet Hera o bir ayakkabı hadi gel."

Korkak addımlarla tabiri caiz sürünerek o yöne doğru giderken

"Kimse var mı?"

Hera bağırarak sesleniyordu artık, bir ayakkabı varsa sahibi de vardır mantıkıyla haraket ediyorduk.

"Hey bağırma sarışın burdayım"

bu Noyan'ın sesiydi.

"Allahım şükürler olsun bulduk seni,diğerleri nerede peki?"

"Bilmiyorum sarışın ben burdaki bataklıktan zor kurtuldum zaten ayakkabımı tekini kurtaramadım .Diğerleri bi zahmet kendi b*k*u kendi temizlesin."

Bu nasıl bir üsluptu böyle?

"Hey terbiyesiz adam sakin olsana! Hepimiz aynı durumdayız ama hiç birimiz senin gibi kaba davranmıyoruz."

Hera haklıydı.Sinirli olabilirdi ama bizde onunla aynı durumdaydık anlayışla karşılayabilirdi.

"Aptal sarışınlardan nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?"

Bu tür önyargı ile yakınlaşan insanlardan nefret ediyordum.

"Hadsiz adam" diye sinirlenerek bağırdı ve devam etti;

"Sen kimsinde bana aptal diyorsun.Dina sakin kalmalıyız demeseydi,ben sana ne yapacağımı bilirdim."

Hera gerçekten sakin kalmak için çabalıyordu,ama bu hadsiz adam yeteri kadar haddini aşmışa benziyordu.

"Tamam yeter artık! Noyan anlamak zorundasın her kes sinirli ve herkes çaresiz kalkın artık gidelim diğerlerini bulalım,daha onlar nerde onu bile bilmiyoruz Kavganın sırası değil,kalkın hadi."

diyerek adanın denize taraf olan yönüne doğru adımladım.

Bir ailem yoktu,bir annem,babam, kardeşim, abim benim hiç kimsem yoktu ama kendim için yaşamak zorundaydım.Bu insanlar kim tanımıyordum,belki nefretim,yalnışım olacaklardı,ama şu an onlar vardı.

Yaşımdan erken olgunlaştım ben bu hep böyle oldu.Olanları neden bu kadar erken kabullendığımı sorar gibisiniz anlıyorum,ama sizde beni anlayın.Bir adadayız,hiç kimse bir birini tanımıyor bu bilinmezliğin içinde sakin kalmak en önemlisi hayatta kalmak zorundaydık.

Kırarak dökerek bir sonuca yirmi üç yıldır ulaşamadım ben. Böyle bi durumda en büyük düşmanımız olan korkuya da sığınamayız,o yüzden cevapları bulmak için sorular sormalıyız...

Ben Dina yirmi üç yıldır yaşadığım bu hayatta,direkt yüzüne gerçekleri vurarak zamanın en adi öğretmen olduğuna bizzat şahit oldum.Hiç acımadan direkt vurur yüzüne gerçekleri.Korkakların bile şansı yok bu yarışta.Ne diğelim? adi olan değil adil olan kazansın.Hadi bakalım...

Bölüm sonu...

Yıldızı unutmayalım lütfen 🌠

Bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen buraya yazın😉

Hoşçakalın efendimler.
İlk kitabımda destek olun lütfen bana.
Vote yapmayı,yorum bırakmayı unutmayalım lütfen‍♀️
Yeni bölümde buluşalım

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin