"İradesiz Kuklalar."🔷️

30 4 0
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumaya Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm Yüz.
(Evet bu günleri de gördük hep beraber)

"İradesiz Kuklalar."🔷️

Çalan müziğin sesini duyuyor musun ey insanoğlu?

Durmadan haykırıyor tüm telleri bir kırbacın bedene çarpma sesi gibi.

Ruhumuzu sıcak tutan bu büyü sona hiç ermesin.

Silinmesin zihnimizden kalıcı izleri.

              #nurdanküçükfısıltılar.






Duygusal fon müziğinden gelen o acıklı ses,benim hayallerimin bam teline basıyordu şimdi.

Teo yerine geçtikden sonra hepimiz kaldığımız yerden devam ederek alana doğru yürüyorduk.

"Dina galiba alana az kaldı çünki geçen sefer geçtiğimiz yere çok benziyor burası."

Noyan'ın hafızasının küvvetli olduğunu bildiyim için onun söylediğine güvenmeye karar verdim.

"Tamamdır hadi o zaman acele edelim.Ne kadar erken alana vararsak o kadar iyi olur bizim için."

Noyan ve diğerleri söylediklerimi onaylayarak hızlı bir şekilde yürümeye başladılar.

Adımlar adımlarımızı,gölgeler gölgemizi soluklanmadan tek nefeste izlerken biz de bu duruma seyirci kalmakla yetiniyorduk.

"Bu bizi turnuvadan alı koyan herif değil mi Rodin?"

Teo biraz uzağımızda kalan Donald'ı göstererek bunları söylemişti ama onun arkasında gözlerini kısarak bize bakan bir adet eblove'ni görmemişti sanırım.

Rodin yine o hiç kimseyi umursamıyorum hepiniz ölmelisiniz bakışları ile bizi süzerken yönünü Teo'ya çevirerek onun verdiği bu mükemmel soruyu yanıtladı.

"Bu o herif evet Teo ve biz de aynı herife pabuç bırakan bir grup ergenden ibaretiz."

Anlaşılan Rodin yine formundaydı ama galiba o da eblove'ni daha henüz görmemişti.

"Ama o benim hayatımı kurtarmıştı.Şimdi neden o adamın yanında Noyan?"

Bingo!

Hera ondan hiç beklemediğimiz bir performans sergileyerek artık bir şeyleri soru sormadan anlamaya başlamıştı.

Hera'nın dedikleri ile ortamda ki herkes çoktan yönünü onun gösterdiği tarafa doğru çevirmişti.

"Sen de mi?
Sen de mi ihanet ettin bize?"

Eblove kibirli bir gülümse ile hepimizi süzerek

"Hakettiniz!" diyerek birden deli gibi gülmeye başladı.
Sonra aynı anda ağlamaya devam etti.

Bu kız çok garip görünüyordu.

Neler oluyordu?

Galiba burada bir şeyler dönüyordu!

Tabii ya!

Öne çıkarak yönümü Donald'a doğru çevirdim.

Ağzımı açarak içimdekileri bir seferde onun suratına doğru haykırdım.

"Sen yaptın değil mi?
Onu o hale sen getirdin!
Lanet olası asıl şeytan burada sensin Donald.Sen bir insanı alıkoyamazsın! Anladın mı beni salak herif?
Buna hiç hakkın yok!"

Donald gözlerimin içine bakarak beni alkışlamaya başladı.

Bu da delirmişti galiba.

"Ah Dina bazen söylediğin bu hadsiz cümlelerin ile beni bile etkilediğini sana söylemem gerek Lilith'in küçük kızı.
Asıl mevzuya gelirsek ben yaptım evet ama sor bakalım neden böyle bir şey yapmışım?"

Dalga geçiyordu benimle.
Belliydi yüzündeki alçakca gülüşlerinden.

"Niye yaptın Donald?
Neden bir insanı iradesiz bir şekilde kendi tarafına çekersin? Yapacağın hangi açıklama haklar seni ha?"

Söylemiştim işte.
Kurtulmuştum içimi yakan cümlelerimden.

Biraz da o yansın bakalım.

"Bak tekrar söylüyorum sen başına bela açmaktan zevk mi alıyorsun küçük kız?"

Bela belayı çekmez miydi?
Geldim işte meydandayım.

Hadi buyurun er meydanına.

"Bu seni ilgilendirmez Donald.
Sen soruma cevap ver!"

Donald yine o aşina olduğum iğrenç gülümsemesini ortama bahşederek yanıma kadar geldi.

Bir parmağını burnuna kadar kaldırıp aynı hastanede asılan sessiz olun çerçivesinde ki o kadın gibi gözlerini büyüterek açmıştı.

"Şst Dina!
Evrenin her tarafı şu an bizi dinliyor.Şimdi kendine gel bakalım.Burada soruları sadece ben sorarım!"

Bu herif kendini superman falan mı zannediyordu?

Bilmediği bir şey var ama ben onun gibi süpermanları yerin yedi kat dibine gömmüştüm.

Onu hiç ciddiye bile almadan şen kahkalarım ile kulağını durmadan çınlatmaya devam ettim.

Hahahahahahahahahaha....

Şu an yüzünde ki o ifadeni görmeniz gerekirdi.

Donald bu sefer gerçekten de sert kayaya çarpmıştı.

Notaların feryadını duydun mu hiç insanoğlu?

Sen her o sesi duyduğunda gülüp eğlenirken dalgalanır bir tel en ince yerimizden.

Niye dersen? Yanıt versem.

Kucaklarız o feryadı hiç gitmesin bizden diye.

              #nurdanküçükfısıltılar.


Bölüm sonu...

Bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin🦄 'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin