25. bölüm "defter"

50 2 1
                                    

Aşağı inmiştim annemlerin yanına. Ben, annem, babam, ablam, akın, Ayhan amca, sevda abla, Kaan ve babannem hep beraber yemek masasına oturmuş akşam yemeğimize başlamıştık.

"Biz yarın yola çıkacağız" dedi sevda abla meyvesuyunu yudumlayıp.

"Biraz daha kalsaydınız" diye atıldı babannem.

"Yok Neriman teyzem, kalabalık ettik zaten. Hem kaanın okulu aksadı" dedi sevda abla.

Ne seni ne de oğlunu seviyorum sevda abla.

" öyle olsun madem" diyip konuyu kapattı babannem.

Yaklaşık yarım saat boyunca yemekler yenmiş siyasetten, havadan sudan, yemeklerden bahsedilmişti sofrada. Ben, Kaan ve akın bu konulardan bağımsız sık sık birbirimize kaçamak bakışlar atıp duruyorduk. En son dayanamayıp ayağa kalkınca herkes bana bakmaya başlamıştı.

"İçim şişti" diyerek ortamdan uzaklaşıp mutfağa gittim.

Arkamdan akın gelmişti.

Sırt çantasından deri kapaklı bir defter çıkartıp "bilmem ne zamandan beridir senin için yazdığım defter sana ait" diyip elime verdi defteri.

"Benim için mi" diyerek doğruladım cümleyi.

"Evet" dedi akın. "Hoşçakal Banu"

İçimden akına sarılmak geçiyordu ama yapamam...

Akın mutfaktan çıkıp salona gitti. Ben hâlâ mutfaktaydım. Akın konuşmaya başlayınca kulaklarımı dört açıp salonu dinledim.

"Ellerinize sağlık Neriman teyzem. Ben artık eve gideyim valizimi toplayayım" dedi.

"Evladım biraz daha dursaydın " dedi babannem.

"Başka zaman" dedi akın.

Akın tam kapının eşiğinde duruyordu. Bende yanında durdum.

Bana dönüp "görüşürüz Banu. İyi bak kendine, derslerini aksatma" demişti ve kısaca sarılıp geri çekilmişti.

Babannem, ben ve annem akını dış kapıya kadar yolcu ettikten sonra ben odam, annem ve babannem de salona gitmişti.

Odama geçip kapımı kapattım. Yatağıma uzanıp defterin ilk sayfasını açtım. Saat akşam 8'di. Akşam akşam ağlamam umarım...

Kırmızı tükenmez kalemle inci gibi yazılmıştı yazılar.

Günlerden 20 Eylül idi. Ben okuldan yorgun argın gelmiştim. Kalbim kıpır kıpırdı ve nedenini bilmiyordum. Bugün sabah ilk staj yapacağım okula giderken güzeller güzeli bir kızla çarpıştım. Kızın cümleleri komik olmasına rağmen sinir de bozucuydu. Kız bana laflar saya saya ilerledi fakat aynı yöne gidiyorduk. Sakın aynı yöndesiniz nasıl çarpıştınız diye sormayın. Çünkü ben az önce kızın geçtiği yollarda en sevdiğim bilekliğim olan dalga figürlü bilekliğimi düşürmüştüm ve onu arıyordum. Fakat en sonunda pes edip dersimin başlamasına 10 dakika kalan okula doğru koşmaya başladım. İlk dersim 10. Sınıflaraydı. Sınıfa girdiğim anda masmavi gözler ve tanıdık olan o yüz beni hapsetmişti.
Saçma sapan şeyler düşünmedim fakat bir anlık o kıza sahip olmak istemiştim.

Adını ilk duyuşumda ezberlemiştim. Banu Dila Demirel... Günün geri kalanında Banu ile ufak tefek komik atışmalarımız oldu. Neyse çok fazla uzatmaya lüzum yok... önemli şeyler olmadıkça yazmam. Şimdilik hoşçakal :)

Kara Deniz 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin