27. bölüm "kahvaltı meselesi"

32 2 0
                                    

Sabah uyandığımda saat 11'idi. Hemen ayağa kalkıp pembe pijamalarımı değiştirmeden annemin odasına gittim fakat annemin yatağı topluydu. Aşağıdan takırtılar geldiğinde hızla aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde annem tek değildi. Akın da yanındaydı...

İlk önce akının yüzüne daha sonra üstümdeki pembe ayıcıklı pijamalarıma baktım.

Utançla hızla mutfaktan çıktığımda annem yanıma geldi.

"Harbi kızdan Barbie kıza dönüşmüşsün " dedi ve güldü.

"Ya anne akının ne işi var " dedim kızardığına emin olduğum yanaklarımla.

"Kahvaltıya çağırdım" dedi annem ellerini beline koyarken.

"Benim niye haberim olmadı" dedim ellerimi annem gibi belime koyarak.

Annem işaret parmağıyla burnumun ucuna vurarak "sorgulama yavrum hadi üstünü değiştir. Aslında değiştirmesende olur" dedi ve gülerek mutfağa gitti.

Olduğum yerde sinirle çırpınırken serçe parmağımı duvara dikine vurmuştum.

O esnada akın hızla yanıma geldi.

"O ses neydi" dedi.

"Git ya" dedim hafif sesimi yükselterek. Ardından koşarak odama çıktım.

"Her yerde ol rezil sen Banu "dedim ve hızla dolabımı açıp kıyafet seçtim.

"Her yerde ol rezil sen Banu "dedim ve hızla dolabımı açıp kıyafet seçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarımı taradıktan sonra üzerime parfümümü sıkıp aşağı indim.

Annem ve akın salonda oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı fakat ben içeri girince sustular.

"Siz devam edin" dedim moralim bozuk bir şekilde.

"Ayıp ediyorsun kuzum" dedi annem ve ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı.

"Hadi kahvaltıya" diye ekledi annem.

Hep beraber kahvaltı yapmak için mutfağa gittik.

Gülerek ve sohbetler ederek kahvaltımızı yaptık. Yaklaşık 1 saat boyunca yemek masasında oturmuş vakit geçirmiştik... Akın eskileri anlatıyor ben yorumluyordum. Annem üniversitesini anlatıyor biz kahkaha atıyorduk.

" ha bir de şey vardı" dedi annem gülmesini durdurup. "Üniversitede emin diye bir çocuk vardı kan alırken bayılmıştı. Sonra hasta emini şikayet etmişti. Allah'ım çok komikti ya" dedi ve kahkahalara boğuldu annem.

Ben de gülüyordum annem ve akın gibi.

Yaklaşık 10 dakika boyunca böyle konuşup sofrayı toplamaya başladık.

Annem banyoya gitti. Akın hızla yanıma koşup sıkıca sarıldı.

"Korktum lan" dedim ve akının saçlarıyla oynamaya başladım.

"Huzur 100 kata çıktı " dedi akın ve yanağımı öpüp bakışlarımı dudaklarıma çevirdi.

"Hop hop" dedim ve kafamı hafifçe geriye ittim.

"Annem evde" diye ekledim.

"Banyoda" dedi ve elini yanağıma koyup kısa bir şekilde dudaklarımı öptü.

Banyonun kapı açılma sesi gelince hızla ayrıldık birbirimizden.

O esnada telefon çaldı. Annem telefonuyla konuşa konuşa mutfağa yanımıza geldi.

"Tamam geliyorum hemen" diyip telefonu kapattı ve bize döndü.

"Gençler, hastane çok yoğunmuş acilen gitmem gerek. Bu güzel günü burada bitirmem gerek" dedi. "birbirinizi yemeden vakit geçirebilirsiniz" diyip gülererek mutfaktan çıktı.

Akın bana bakıp güldü.

"Ben çıktım" diye seslendi annem. Ben koşarak adımlarla annemi yolcu etmek için kapıya yöneldim. Annem gittikten sonra akının yanına salona gittim.

Akının arkasında durup "Evet prens" dedim ve ellerimi akının omuzlarına koydum. Akın koltuktan kalkıp yanıma geldi.

"Buyrun prenses" diyip ellerini belime koydu ve kendisine doğru çekti.

"Bekle" diyip akın ayrıldı benden ve televizyonu açıp müzik açtı. Oya-Bora ~ senle ben

Akın koşarak bana sarıldığında akının gövdesine sarıldım sıkıca.

Akınla beraber bu şarkıyı söylüyorduk.

Akın ellerimi tutup salonun ortasına getirdi beni.

Ardından dans pozisyonuna gelip akının o kaybolduğum orman gözlerine bakarak şarkıyı söylemeye başladım.

"Senle ben nelere direndik sevgilim. Ağlatılık çok yerildik az yenilik sen bilirsin. Durmadıkça hep güçlendik bundan eminim. Çok yara aldık hep sarıldık hep direndik çokta yendik. Çok şükür biz hiç yalnız değildik"

Akında bana bakarak şarkının devamını söylemeye başladığında çoktan duygusallığım ortaya çıkmış, gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Kafamı akının göğüsüne koyup sıkıca sarıldım.

"Huzur buluyorum yemin ederim " diye geçirdim içimden.

Akın saçlarımı okşarken şarkıyı sessizce söylüyordu.

Şarkı bittiğinde başka bir şarkıya geçmişti.
Mavi Gri- Dünyanın en güzel kızı

Böyle böyle yaklaşık yarım saat boyunca akınla güle oyanaya dans edip sarıldık, öptük birbirimizi. Hayatımın en mükemmel en servet dolu zamanlarını geçirmiştim.

En sonunda yorgunluğumuza yenilip koltuğa bırakmıştık kendimizi.

Akın bana bakıp kahkaha atmıştı. Hızla kafamı akına çevirip gözlerimi kısarak baktım.

"Ne oldu" dedim gülerek.

"Ağır abiydin bundan 3 ay öncesine kadar" dedi akın ve elini omzuma attı.

"Hâlâ öyleyim bir kere" dedim ve kafamı akının omzuna koydum.

Akın bana biraz daha yaklaşıp kafasını bacaklarıma koydu.

"Hayatımda ilk defa bu kadar rahat bir yer gördüm" diyip sırıttı.

Dudakları... Dudak fetişim mi var bilmiyorum ama dudakları neden bu kadar güzeldi!

"Hayırdır" diyip göz kırptı akın.

"Ne" dedim ve bakışlarımı dudaklarından gözlerine çevirdim.

O esnada zil çalmıştı. Akın hızla ayağa kalktığında bende koşarak kapıya doğru ilerledim.

Gelen babannemdi.

"Babannem" diye fısıldadım akına. Daha sonra kapıyı açıp babannemin içeri geçmesine müsade ettim.

"Akının ne işi var" dedi babannem kulağıma fısıldayarak.

~•

Kara Deniz 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin