37.Bölüm

10 1 0
                                    

Gözlerimden akan yaşlara engel olmam güçtü.

Ağzımdan haykırır gibi "Ahmett" diye bağırmıştım. Şaşkınlığımın içerisine öfke ve kırgınlık eklenmişti.

Ellerim titremeye başlamıştı. Elimdeki poşet ellerimin güçsüzlesmesiyle yere düştü.

Ahmetin yanında tanımadığım bir kız vardı. Ahmetin kucağına oturmuş bir pozisyondalardı. Başka bir kızın yakınlaşması gereken mesafeden daha üst seviyede yakınlardı.

Ahmet kızı kucağından iterek ayağa kalktı. Bana doğru yürüdü.
"Damla bak gördüğün gibi bir şey yok yanlış anlama lütfen." Bana daha da çok yaklaşıyordu.

Kızı işaret ederek "Ben neyi yanlış anlıyım daha ki kız kucağında nerdeyse öpüşeceksiniz." Elimi başıma götürerek yaşadıklarımı anlamaya çalışıyordum.

"Ben daha ne anlayayım sen söyle"
Ahmet karşıma gelmişti. Kız beni izliyordu ve izlerken keyif aldığından emindim. "Damla bak öyle görünüyor ama öyle bir şey yok. Yanlış anlama lütfen" kafamı sallayarak bir adım geri gittim. Arkamı dönerek güçlü görünmeye çalıştım.

İlerleyerek kızın saçından tutup merdivenleri sürüyerek dışarı çıkardım. Biraz önceki memun ifadesine sinir eklenmişti. Kızı sokağa attım.

"Sen birdaha bu mahalleye adımını at bak ben seni sürmeyi bırak sana bu merdivenleri yalatarak dışarıya atarım." Kız bu halimden korkarak ordan uzaklaştı.

Ahmet arkamdan gelmişti. Gözlerinde  sinir gördüğümde daha da sinirlenerek içimdekileri döktüm.
"Ay pardon Ahmet  ya sevgilini saçından tutarak dışarı attım ama kusura bakmazsın artık."

Dedikleri şu an benim daha da sinirlerimi bozacaktı. Ve ordan uzaklaşmak için gidecektim. Ahmet kolumdan tutarak "Damla ileri gidiyorsun." Demişti.

Bundan başka o kadar başka söyleyebileceği söz vardı ki ama o bunu demeyi tercih etmişti. Ve bunu demesi beni dahada yerin dibine soktu.

"Sen gerçekten lanet birisisin" bunu yüzüne tükürür vaziyete söylemiştim. Ordan uzaklaşarak eve gittim. Odama geçerek duşa girdim. Üstümdeki elbiseleri çıkarma gücünü kendimde bulamamıştım.

Bütün göz yaşlarım aklamaya başlamıştı. Hıçkırıklarım nefesimi kesiyordu. Belki babamın ölümünden sonra girdiğim psikolojik çöküşün en beterini yeniden yaşayabilirdim.

Çıkarak kendimi yatağa attım. Uykum olmamasına rahmet uyumaya başlamıştım.

Belki birdaha uyanmak istemiyo olabilirdim ama uyanmıştım.
Telefonu elime alarak Ahmete yazım.

-"bitti" yazmıştım. Ne zaman göreceğini umursamadan telefonu bir köşeye attım.

Günümüz

Ahmette tahmin edeceğiniz üzere matematik öğretmeni olmuştu.
Bir kaç defa bu konuyu konuşmak istese de onu dinlememiştim. Kalbim kırgındı ve öyle kolay parçalarını bir araya getirilmiyordu. O kadar uzağa gitmişti ki ben bile bulamıyorum. 

Bizim tayfayı sorarsanız  da herkez mutlu ve güzel şekilde mesleklerini ellerine almışlardı.

Ahmetle ayrılmış olamam Rukiyele görüşmeme engel değildi. Ben ona değil Ahmete kırgındım.

Çayım bitmişti ayağa kalkarak hangi sınıfla dersim var ona baktım. Arkamdan birisi bana yaklaşmıştı.
Arkamı dönerek Ahmeti gördüm.
Gözlerim büyümüştü. Ne var der gibi yüzüne bakmıştım.

"Artık konuşa bilirmiyiz çünkü ben bir yıldır ne senin bu tavırlarına ne de sensiz geçirdiğim sattlere lanet okumaktan bıktım." Normalden daha yakın bir şekildeydik.

Kimsenin  odada olmaması daha güzeldi.  Soğuk ve can yakıcı sesimle "ne konuşacağız" dedim.
Ahmet daha da yaklaştı. "Bir yıl önce olanları. Konuşmak istemediğin kaçtığın için asla kendimi açıklayamamıştım."

Kafamı salladım. "Okul çıkışında konuşuruz" dedim. Gülümsemişti.
Bunun için mutlu olması bile ona olan sevgimi daha da arttırıyordu. Bunu ona belli etmeden odadan çıktım.

______

Okul bitmişti. Odaya giderek çantamı ve eşyalarımı düzenledim.
Ahmet yanıma gelerek beni bekliyordu. "Spor kıyafetlerimi çıkartıp geliyorum çıkışta bekle" dedim. Kafasını sallayarak gitmişti.

Üzerimi değiştirip beklediği yere gittim. Yürüyerek yanına geldim.
"Nerede konuşacağız" Ahmet bunu beklemiş gibi "ben sakin bir yerde konuşmak istiyorum. Bana bırak" dedi. Kafamı sallamakla yetindim.

Ona yabancı gibi davranmak ağrıma gidiyordu ama böyle olması gerekiyordu.

Uzun bir süre ikimizde sesizlik içerisinde yürüdük. Arada yüzüne baksam da her bana bakmasında kafamı geri çeviriyordum.

"Geldik" Ahmet durmuştu. Bende etrafa bakındım. Gerçekten sessiz ve sakin bir yerdi. Etrafta çiçekler vardı. Çeşitleri ilgimi çekiyordu.

Bir bank bularak oturduk. Ahmetin konuşmasını beklerken konuşmaya başladı.

"Senin o gördüğün manzara sadece yanlış bir zamanda gelmiş olmandan dolayıdı." Ağazım yavaş yavaş şaşkınlıkla açılıyordu.

"Yani ben yanlış zamanda geldim ama senin benim arkamdan başka bir kızla o pozisyonda durman normal ve olabilecek bir şeydi."

"Öyle değil sadece görmemen gerekiyordu ben sana söyleyecektim."
Gözlerimde ki yaşlar birikmeye başlamıştı. Çok ağladığımdan dolayı birdaha ağlayamıyordum. Her gece bir açıklaması vardır, diye umutla bekleyişlerim boşa çıkmıştı. Bu cümle her şeyi açılıyordu.

Ayağa kalkarak "dinlemek istemiyorum senin aşk hayatını anlatma!" Bağırmıştım ve heryerimi uyuştuğunu  hissettim.

"Damla sakin ol dinlemen gerekiyor beni" ellerim titremeye başlamıştı.
"Neyi dinleyeyim? Beni nasıl aldattığını mı? Yoksa o kıza nasıl aşık olduğunu mu?  Hangisini?" Nefes alarak "yok bunlar yetmez benden nasıl sakladığını , kızı gördüğünde ona aşık oluşunu mu dinliyeyim?"

Biraz önce güzel kokan çiçek bahçesi bile kötü kokmuştu. Bazı insanlar girdiği heryerimi kötü kokular sarması gibi. Heryer simsiyah olmuştu.

Ahmet arkasını dönmüştü. Geri döndüğünde elinde bir kutu ile diz çökmüş bana bakıyordu.

Anlamsızca yüzüne baktım. Kutuda yüzük vardı fakat bu dalga geçer gibiydi.

"Damla bu tüm olanlarla ne kadar üzüldüğünü biliyorum ama benim amacım sadece küçük bir olayla bana kızmandı. Sana orda teklif edecektim ama işler çığırından çıktı. Sen benimle bir yıl konuşmadın. Yüzüme bakmadın. Hepini ayarlamıştım oysaki normalden daha anormal bir teklif olsun istemiştim. Ama böyle olsun istememiştim. Beni affet."

Sözlerini ne kadar anlamaya çalışsam da duyduklarım duygularımı karıştırmıştı.
Anlamsızca yüzüne baktım. Etrafa baktığımda beni çektiklerini gördüm.
Çekenler ise bizimkiler di.

Hıçkırıklarım kahkaha ya döndü. Ahmete doğru ilerleyerek sarıldım.
Tüm bir yıl kendi kendimi mahvetmiştim. Ona sıkı sıkı sarılmıştım. Bir yıl sarılamadığım günlerin acısını çıkarmak için. Onunda bana içtenlikle sarılışını hissetmiştim.

Sarılmamız bittiğinde parmağıma yüzüğü taktı. Yeniden sarıldık. Gözyaşlarımı parmaklarıyla sildi.
Burnumdan öperek gülümsedi.

Gülümsemesine karşılık verdim.
Sonra sakince oturduk. Ve bu olanlara kaç defa sevinip Ahmete sarıldığımı sayamadım. Eve gittiğimde anneme koşarak elimdeki yüzüğü göstermiştim.

Annem sakınca "Ahmet mi? " diye sormuştu. Kafamı sallayarak birbirimize sarıldık. Annem bunu abime söylemişti.

Abim direk düğün ne zaman diye sormuştu. Gülerek gelcekmisin? Diye sormuştum. Abim evet demişti. Sevinerek onun sevgilisi ile ilgili durumunu sormuştum. Evlenmeyi düşünmüyorlardı ikiside.

Odama dönerek kızlarla konuştum.
Onları sorarsanız da onlarda yakında evlenir. Bana öyle geliyor. ☺☺

                                       Devam edecek.

Yıldızlara BakarakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin