38.Bölüm En mutlu Gün👰

16 3 0
                                    

Anne kuaförden yer ayarladın mı?
"Ayarladım uygular 13:00 gideriz."
"Tamam"
"annee fotoğrafçıları aradık mı?"
"Aradık birtanem,sen merak etme abin onları hallediyor. Sen sadece Hazırlanmaya bak. " Annem bana sarıldı. Hazırlanıp kuaföre gittik.

Bu arada ne oluyo diyorsanız evleniyorumm. 💍👰

Bizim kızlar da gelmişti. Güzel bir saç ve güzel bir makyajla hazırdım.

Gelinliğimin güzelliği ve zerafeti konuşulmuyordu bile.

Düğünün yeri ise üstü tamamen açık bir yer olacaktı. İlk dansımızda yıldızları tamamen görebilmek için ben düşünmüştüm.

Hazırlanarak düğün yerine gitmek için Ahmet gelmişti. Ona  takım yakışmış ve  muazzamdı.

Arabaya binerek gittik. Odaya geçerek oturduk. Bir yandan da heycan basıyordu. Kalbimin atışı artıp normal seyrine geri geliyordu.

Düğün başlıyordu içeriye girdik ve dans etmeye başladık. Tam da istediğim gibi yıldızların altında dans ettik.

Kalbim hızla çarparken bir yandan da Ahmete bakıyordum. Ahmet kulağıma eğilerek "sakin ol güzelim" dedi. Kafamı salladım.

Derin bir nefes alarak anın güzelliğine kendimi bıraktım.

Ahmetle güzel bir şekilde dans ederken aniden gelen sesle sıçradım.
Kafamı çevirdiğimde gördüğüm kişi
Batuhandı.

Elinde silahla havaya ateş etmişti. Uzaktaydı anlamsızca yüzüne baktım.

"Ahmet senin öldüreceğim." Demesiyle birlikte korkuların her yerime dağıldığını hissettim.

"Ne diyorsun sen hapisteydin seni hapisten çıkardım daha ne istiyorsun. Sana biz ne yaptık?"

Ahmet konuşmasıyla silahı ona doğrulttu. "Sen benim sevdiğim kişiyi elimden aldın."

Ellerim titreyerek
"Ne diyorsun sen manyak mısın? Benim sevdiğim insanı bile bile nasıl böyle konuşabilirsin. Benim seninle tek bir kelime bile umut vaat etmedim. Knkm gibi gördüm ne demeye çalışıyorsun."

"Sus canımı yakıyorsun hepinizi öldüreceğim. Hepinizi."

"Öldürmeyi kolay mı sanıyorsun. Ne yapmaya çıktığının farkında ol . Aklını başına al Batuhan!!"

Şiddetle bağırmıştım. İçtip geldiğini fark etmiştim. Elindeki silahı bana ve Ahmete tutuyordu.

Ahmet korkma der gibi yüzüme bakıyordu. Ben korksam mi yoksa üzülsem mi bilememişim. Karmaşık duygular içersinde sinir boşalmasiyla birlikte
"Yeter artık yeterr, hayatıma yön vermeye çalışmayın yeter. Düğünümü mahvetmişin yetmemiş şimdide öldürmeye kalkıyorsun. Ne yaptım ben sana ne yaptım. Ben kendimi bildim bileli bu adama aşığım. Sadece sevdim tek onu sevdim. Başka kimseyi görmedim. Hayatımdan defolup gitmiştin niye geldin?"

Ağlamıştım, gözlerimin altı simsiyah olmuştu. Batuhan sinirle silahı daha da sıkı tuttu. "Tamam artık hep birlikte gidersiniz mezara arkadaşlarını da yanında gönderelim."
Anneme baktığımda korku ve şaşkınlıkla bana ve Batuhan bakıyordu. Tüm arkadaşlarım ın gözlerinin içine baktığımda korku vardı.

Gelinliği yukarı kaldırarak Batuhana yaklaştım. Silah tamamen göğsüme değiyordu. Elimle tutarak "sana dediğim şeyi hatırlıyormusun? Benim kaybedecek bir şeyim yok demiştim ama şu an kaybedecek tek bir şeyim var o da Ahmet. Ona bir şey yap inan ki önce seni sonra da kendimi öldürürüm."

Bana gülerek bakıyordu. "Dur ya sen Berra değilsin. Berra nerde?" Şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Berra sen beni niye sevmedin?" Berra ya bakıyordu. İçmiş olduğundan beni Berra zannetmişti.

"Elindeki silahı almaya çalıştım. "Ya ver şunu ne diyon Berra'nın sevgilisi yok bir kere" diyip silahı elimle tuttum. Kendine çekmişti. Almaya çalışırken silah sesi geldi. ****

"Ne yapıyorsun gerizekalı?" Haykırır gibi bağırdım. Silah yere patlamıştı. Ahmet yanıma gelmişti, korkuyla bana bakiyordu. 

Batuhan silahı eline yeniden aldı. "Yeter lan yeter babamı siz öldürdünüz!" Silahı her yere sıkmaya başladı. Korkuyla Ahmete sarıldım. Karnıma gelen kurşunla ağazımdan bir inleme çıktı.

Karnımdan kanlar akıyordu. Bize doğru bir silah daha gelmişti. Ahmet önüme kapanarak o kurşunun benim bedenime girmesini engelledi.

Sırtından vurulmuştu. İkimizde acı içinde birbirimize bakıyorduk. Silah sesleri kesilmiyordu art arda sesler geliyordu. Son iki silahla birlikte karnımın diyer tarafından vurulduğunu hissettim. Diyer bir kurşunun nereye gittiğini anlamak istediğimde ise yanımda biriken kan gölüne baktım. Ahmetin ve benim kanımdı.

Silah sesleri susmuştu. Kafamı kaldırdığımda tek gördüğüm şey arkasına bakmadan kaçan Batuhandı.

Ayağa kalkarak etrafıma baktım. Misafirler korku içinde bize bakıyordu. Yerde gördüğüm insanlarla gözlerim kocaman oldu. İrem ardından Nisa ,Rukiye hepsini yerde yatıyorlardı. Kanlar içinde.

Ahmette ayağa kalkmıştı. Gördüğümüz vahşetten başka bir şey değildi. Ellerim uyuşuyor ve gözlerim kapanıyordu. Annemi aradığımda çığlığını duydum. Ardından abimin bağırışını.

Dudaklarımdan bir haykırma sesi çıktı. Ayakta durmayıp yere düştüm.
Ahmet diz çökmüş bana bakıyordu. Ağlamıyor konuşmuyor sadece bana bakıyordu. Annem ve abim yanıma gelmişti. Annem ağlıyor abim telefonla yardım çağırıyodu.

Dehşet içindeydim. Hatayimin en mutlu gününü kanlarla boyamışlardı.

Karnıma bakıyordum. Sonra Ahmete baktığımda onunda karnından vurulmuş olduğunu gördüm. Kendini kaybediyordu.  Yanıma düştü. Elimle ona dokundum. Ağlamak istiyordum ama son dakikalarım olabilirdi.

Ahmete bakarak elinden tutum. "Seni son nefesime kadar seviyorum" dedi.
Vicuduma bir üşüme geldi. Sanki kar yağmıştı. "Bende seni son nefesime kadar seviyorum" dedim. Ahmete yaklaşmaya çalıştım.

Elini sıkı sıkı tutuyordum.
Ellerimin içindeki kanı umursamadan.
Gözlerine bakıyordum. Yaşadıklarımızı umursamadan.

"Yıldızlar bugün çok parlaktı ama şimdi cansızlar." Yıldızlara baktım sonra öyle olduğunu gördüm.
"Ahmet" nefesim kesiliyordu. "Seninle bu dünyada beraber olamadık. Orda görüşürüz dimi? " Ahmet bana bakmıştı. Önceden hiç böyle baktığını görmemiştim.

"Görüşürüz" acıyla söylemişti. Gözleri yavaş yavaş kapandığını fark ettim. "Gözümün önünde ölmeni istemiyorum. "  Ağlamaya başlamıştım. Ahmet gözlerini açarak "Özür dilerim" dedi. Elini daha da sıktım. "Ahmet" ses vermemişti. Ona bakmak için oturdum. Sonra nabzına baktığımda atmıyordu.

Bağırmaya çalışsam da boğazımda düğümlendi. Kendimi yerde bularak vicudum buz gibi soğumaya başladığını hissettim. Gözlerimi kapattım.

******

Bu hikaye ise böyle kötü bir sonla bitti. Sağ kalanlar Damlanın annesi ve abisiydi.
Arkadaşları sadece yaralanmışlardı.
Hastanede yattıktan sonra iyleştiler.
Burda tek kavuşmayıp giden Damla ve Ahmet olmuştu. Damlanın ailesi yıkılmıştı. Arkadaşları o kocaman boşluğu dolduramıyorlardı.

Cenazeleri birlikte aynı mezarlığa koyulmuştu. Birlikte olsunlar diye.
İki kişininde aileleri yıkılmışlardı. Damlanın gelinliği kefen olmuştu.

Batuhanı sorarsanız ceza evine girdi.
Madde kullandığı için ne dediğini bilmiyordu. Konuştukları arasında bağlantı bile yoktu. Herkezi öldürcesine sıkarken babasını öldürenleri vurmak için  sıkmıştı.
Ama öldürdüğü iki beden ona iyilik yapan insanlardı.

Bunun pişmanlığını bir ömür yaşayacaktı. Halbuki ki iki ömürü aldığını biliyordu. Kendini lanetlemişti.

Bu da böyle bir son oldu. Belki çok sevmişlerdi belki de çok bağlamışlardı.

Yıldızlara bakarak sevmişlerdi birbirlerini.  Yıldızlara bakarak da ölmüşlerdi.

                           SON

Yıldızlara BakarakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin