Benim için getirdiği bitki çayını nerden bulmuştu bilmiyorum ama içtiğimde boğazıma iyi gelmişti. Zeynep'le oturup ellerimizdeki dürümleri de yemiştik. Biz ellerimizdeki dürümleri bitirdiğimiz dakikalarda odaya iki kişi girmişti biri Ali'ydi diyeri de Zeynep'in dediğine göre, Zeynep'in babasıymış ve ismi de ismail'di.
O da Ali gibi özelikle bana bakmıyordu. Neden mesela bana bakmakatan kaçıyorlardı? anlamış değildim. Bir sebebi var mıydı yoksa ben mi kuruntu yapıyordum?
En yakın sürede soracaktım onlara bunu."Artık çıkmamız gerekiyor." Diyen ismail'e döndü gözlerim. kızını kucağına almış, kapının girişinde konuşuyordu. Ali ise ortalıktan bir anda kaybolmuştu.
"Tamam." Diyerek oturduğum yerden kalktım. Kapının önünden ayrılan İsmail'in adımlarını takip ediyordum.
Evden dışarı çıktığımızda bir araba bizi bekliyordu. Söför koltuğunda da Ali vardı. Nereye gittiği beli olmuştu. İsmail ön kapıyı açarak kucağında ki zeynep'le öne geçti. bana da arka koltuklar kalmıştı.
Adımlarımı oraya doğru attım. arabanın arka kapısını açıp içine girdim. Benim arabaya girmemle çalışmaşı bir oldu.
Kendimi şuan tam da bir üvey evlat gibi hissediyorum. Yanlız ve kimsesiz.
Öndeki ikili zaten yüzüme baktıkları yoktu. Benimle konuşa bilecek tek kişi de babasının kucağında uyuyakalmıştı.Beynimi kemiren çok soru vardı ama onlara sormaktan çekiniyorum. Baya, baya çekiniyorum ama şimdi sormasam bir daha da soramıyacağımın farkındaydım. çünkü bu yolun
sonunda onları bir daha göre bileceğimden emin değildim."Neden hiç yadırgamadınız?" Diye sormuş bulundum.
Meraklı yanım Galip gelmişti.
İkilinin dikati bir anda bana döndü.
"Neyi?" Diye sordu Ali. Sesinin baya güzel bir Tonda olduğunu yeni fark ediyordum.
Konumuz şimdi bu mu Nova?
Değil değildi de...
Boğazımı temizleyerek konuştum.
"Neden mesela Zeynep'in yakılmaya çalışmasını yadırgamadınız. sizi geçtim Zeynep bile bu günlük bir olaymış gibi davrandı. Başka bir çocuk olsaydı şu an kıyameti koparmış olurdu. Nasıl böyle soğuk kanlı olabiliyorsunuz?" Diye sordum.
İsmail tam önümdeki koltukta oturuyordu. yüz ifaddesini göremiyordum ama sözleri kulaklarımda yankılandı.
"İsmin neydi senin?" diye sordu.
"Nova?" Dedim.
"Peki Nova sen Kudüs, Filistin halkı hakkında ne biliyorsun." Diye sordu.
"Pek bir bilgim yok açıkçası. ben sedece haberlerden gördüğüm kadarını biliyorum." Dediğimde,
"Haberlerde gördüğün kadarıyla çoğu şey saptırılmış olabilir mesela. Doğru bir bilgiye ulaştığını sanmıyorum. Ama mesela internetten araştırsan yine bizim için doğru bir bilgiye sahip olamazsın onu da biliyorum." Deyip nefeslendi. "Ama şunu iyi bil ki Nova senin için garip gelen su iki olaya bile biz gün içerisinde onlarcasına şahit oluyoruz ve bunlar bizim yakınlarımız da oluyor." Diyen adamı soluksuz dinlemiştim.
"Niye peki internetten yada haberlerden doğru bilgiye ulaşamayacağımı düşünüyorsunuz." Hızlıca cevap verdi.
"Çünkü güç ve para hangi tarafta olursa medya onun çıkarları için çalışır."
Bu sefer konuşan Ali oldu dikatimi hemen ona verdim. "Al sana fırsat olayların tam ortasına düştün bilerek ya da bilmeyerek. Şeffaf bir gözle her şeyi içindeki adalet tartısıyla tart ve sonucu kendi gözlerinle gör." Diyen Ali'nin gözleri yoldaydı ama benim kiler onun üzerindeydi.