7 Ekim sabahı saat üç
Midem o kadar çok bulanıyordu ki akşamdan beri yatağımda dönüp duruyordum.
Midemdeki sancı artık dayanılmaz bir hâle geldiğinde kendimi yataktan alelacele atıp banyoya koştum.
İçim dışıma çıkana kadar banyoda kalmıştım.
Midem az da olsa rahatladığında ayağı kalkıp elimi yüzümü soğuk su ile yıkadım. Aynadaki solgun yüzüme dikatlice baktım.
Ne olmuştu şimdi bana böyle?
yediğim bir şey mi dokunmuştu?
Yüzümü havlu ile silip aksak adımlarla odaya girdiğimde telefonumun ekranı yanıyordu. Yatağın yanındaki komidiye doğru yürüdüm. Telefonu elime aldığımda Ali'nin görüntülü aradığını gördüm.
Saat akşamın üçüydü bu saate neden arıyordu ki?
odanın lambasını açıp görüntülü aramayı cevapladım.
"Ali." Diye ona seslenip az önce kalktığım yatağıma geri oturup sırtımı yatak başlığına dayadım.
"Çok geç bir vakitte aradığımın farkındaydım ama değişik rüyalar gördüm seninle alakalı."
"Nasıl rüyalar." Deyip yutkunduğumda midem yine bulanmaya başlamıştı.
Ne oluyordu bana ya?
"Güzelim iyi misin." Dedi. Başımı yatak başlığına yaşlayarak cevapladımm
"evet."
"Emin misin?"
Dediğinde "değilim." Diyerek ağlamaya başladım.
Allah aşkına ne oluyordu bana?
Hormonlarımın yerle bir olduğunu hissediyordum.
"Güzelim endişeliniyorum ne oldu şöyle bana?" Sesi çaresizce çıkmıştı.
Telefondaki yüzüne baktım "midem bulanıyor."
Kaşlarını catarak gözlerini kıştı "miden mi bulanıyor yediğin bir şey mi dokundu?"
Dudaklarımı öne doğru sarkıtım "bilmiyorum." Gözümden akan yaşları durduramıyordum.
"Niye ağlıyorsun peki bir yerin mi ağrıyor."
"Hayır." Derken ıslak gözlerim ile telefondaki yüzünü bulanık görmeya başlamıştım. "Seni özledim galiba, şimdi yanımda olsaydın yine kulağıma bir şeyler fısıldar uyumamı sağlardın." Sesim o kadar savunmasız çıkmıştı ki ben bile şaşırmıştım.
"Okyanus gözlüm." derken çözüm arar gibiydi.
Bir kaç dakikalık sesizlik ten sonra, "Şimdi o yatakta uzan rahat bir şekilde telefonu da kapatmadan gözünün önüne koy." Dediğinde dediği her şeyi tek tek yaptım. Telefonu yanımdaki yastığa yaşlayarak ona bakmaya başladım.
"Oldu mu?"
Dediğimde burukca gülümsedi "oldu güzelim oldu." Deyip devam etti. "Şimdi o göz yaşlarını sil. yoksa daha fazla sakin duramıyacağım." Elerimi yüzüme çıkarıp göz yaşlarımı sildim.
"Şimdi oldu." Dedikten sonra onunla birlikte olduğum her gece yaptığı gibi mülk suresini okumaya başladı.
Uzaktaydı yanımda değildi ama ben onu yanımda kulağıma fısıldıyormus gibi hayal ederek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
Saat altı