17. bölüm: açmadan solan çiçekler

73 41 29
                                    

"baya güzel bir şehirmiş Gazze." Diyen Beren'in sözleri ile etrafa meraklı gözlerle baktım. "Gerçekten de çok güzelmiş." Dedim.

Otelde kahvaltı yaptıktan sonra Beren ile birlikte şehri gezmek için dışarı çıkmıştık.

Gazze, geldiğimden beri ilk gün hariç  doğu dürüst gezememistim.

Ama bu gün Beren ile birlikte han yunus'a gelmiştik. Gazze denize kıyı bir ülkeydi. Ve bu onu daha da güzel yapmıştı.

Beren çantasındaki kamerasını çıkarıp karşıdaki manzarayı çekmeye başladı.

Gazze ile ilgili bir haber yapmayı düşündüğünü söylemişti onun için sabahtan beri kamerası ile her bir anı ölümsüzleştiriyordu.

"Evet, bu da biti." Deyip bana döndü
" bir yerlere gidip bir şeyler mi yesek? Ben çok acıktım." Gözlerini kısıp bana baktı. Ona Basımı salladım saat öğlene doğru geliyordu ve biraz açıkmış olabilirdim.

"E hadi gel gidelim o zaman." Dediğinde yürümeye başladık.

Gezmek iyi gelmişti bana. nüzerimdeki o matem havasını atmamı sağlamıştı biraz.

Beren bir anda durunca ona baktım "ne oldu neden durduk?" Diye sordum. "Bak sana." Diyerek Kafası ile gözderdiği yere baktım.

Beş, altı tane çocuk sokaka arasında şek şek oynuyorlardı gülümsedim.

"Çok güzel bir kare çıkmaz mı bundan?" Dediğinde Kolarımı önümde bağlayıp ağırlığımı bir bacağıma vererek kafamı salladım.

Beren çocukların olduğu sokağa doğru yürümeye başladı. Şek şek oynayan bir kız çocuğu kutulara atığı taş ile ellerini Bir birine çırparak gülümsedi kendi etrafında dönerken bir anda Beren'i fark Etti. Merakla Beren'e bakıyordu Beren onlardan beş on adım geride durmuş, çantasına koyduğu kamerasını çıkarmak için yere diz çöküp çantasını karıştırdı. içindeki kamerayı çıkarmıştı ki, Beren'e merakla bakan kız çocuğu bir anda dondu yüzündeki o gülümseme solmuştu.

Önümde bağladığım kolarımı çözdüm. Aklıma gelen şey olmasın lütfen.

Küçük kız Elerini kulaklarına götürüp kapattı. Sırtını bize dönerek koşmaya başladı.

"Anne! Anne! Anne!" Diyerek koşuyordu.

"Anne! Anne!" Diye bağırıp koşarken bir anda ayağındaki ayakkabısı ayağından çıkmış,. Dengesini kaybetmiş yere düşmüştü.

"Anne! Anne!" Diyerek düştüğü yerden kalkıp ayağından düşen ayakkabısı almadan koşmaya devam etti.

Diyer çoçuklarda onun bağırmasıyla Beren'i fark etmiş onlarda dört bir yana koşarak gözden kaybolmuşlardı.

Beren'in eli ayağı birbirine girmişti diz çöktüğü yerden zar zor kalkarak bana baktı. "be-en sadece fotoğraflarını çekecektim." Diyerek şaşkınca kamerasını gözderdi. "Sadece fotoğraflarını çekecektim." Deyince yanına doğru yürüdüm.

Parmağım ile Kamerayı gözdererek
"silah sanediler." Dedim.

"Nee?" Diye hayretle etrafa baktı.

Son bir adım daha atıp Tam önümde durmuştum. "Kamerayı silah sanediler Beren." Dediğimde,

"nas-ıl ama ben sivil kıyafetleyim. Elimdeki de kamera. Hem ben Niye onlara silah doğrultayım ki?" Deyince bir elimi koluna koydum.

"İsrail sivil halkının nerdeyse bütününü silahlandırmış Beren." Dediğimde "nasıl yani sivil halk tamı Filistinli'leri öldürüyor diyorsun." Başımı salladım.

Bulutlar Kime Ağlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin