1 hafta sonra.
Tam bir hafta geçmişti. Vurulmamın üzerinden koca bir hafta geçmişti ve ben bu geçirdiğim bir hafta boyunca Hatice teyze'lerin evinde kalmıştım. aslında ben geldiğim günün ertesi günü gitmek istemiştim ama Hatice teyze izin vermemişti. İyileşinceye kadar burda kalmamı istemişti ve bende artık iyi gibiydim.
Ve bu bir hafta boyunca bir kez bile Ali'yi görmemiştim. Bir hafta boyunca evine gelmemişti. Neden gelmiyordu buraya? Diye düşünüyorum ama buna bula bildiğim bir cevap yoktu.
Elimdeki çay bardağını koltuğun yanında bulunan sepaha bırakıp, Ayşe'nin bana sorduğu soru ile ona döndüm.
"Nova genelde turistler mescidi Aksa için gelirler Filistin'e. ondan pek kimse Gazze'ye gelmez sen neden Gazze'ye geldin merak ettim." Diyen Ayşe ile bir kaç dakika düşündüm.
Aslında güzel soruydu. Ama benim kendime bile söylemekten çekindiğim bir doğruya parmak basmıştı.
"Ben aslında," Diyerek derin bir nefes çektim içime "aslında ben okulun bana vermiş olduğu kompozisyon ödevini de biraz bahane ederek yılardır gelmek istediğim Gazze'ye geldim." Deyip bir elimle bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ayşe dikkatlice beni dinliyordu.
"Neden yılardır Filistin'e gelmek istiyordun?"
"Benim annem filistinliydi küçükken hep bana Gazze'den memleketinden bahsederdi," dudağımın kenarı kıvrıldı. "Aslında bana hep bir gün beni buralara getirmek istediğinden bahsederdi hatta bir kez çok net hatırlamıyorum ama küçüken birlikte gelmiştik" Deyip yutkundum.
"Sonra bir daha Getirmedi mi seni?" Diyen Ayşe'ye baktım.
"Getirmedi değil getiremedi."
"Nasıl?"
"Öldüler. Trafik kasasında annemi de babamıda kaybettim." Dediğimde sağ gözümden bir yaş düstü. Acıları hiç zaman geçmiyordu. Hep bir Kösem buruk kalmıştı onlardan sonra.
"Ben özür dilerim Nova bilseydim bu konuyu hiç açmazdım. Basın sağolsun." Diyen Ayşe'ye baktım.
"Yok önemli değil." Diyerek gözümden akan yaşları sildim. Ağlamaya çok eli yatkın bir bünyem vardı.
"Bir an bosluğuma denk geldi." Diyerek derin bir nefes çektim içime.
"Hem burdan gittikten sonra Kudüs'e de bir uğrama pılanım vardı. Belki birlikte gideriz." Dediğimde konuyu değiştirmeye çalıştığımı anlamış, bana ayak uydurmuşlardı."İnşallah sen gidersin Nova. ama bizim gelmemiş biraz imkansız." Diyen Ayşe'ye kaşlarımı çatarak baktım.
"Neden yani madi sıkıntı falan için mi öyleyse ben yardım ederim." Dediğimde Ayşe gülümsedi tam bir şey diyecekti ki Hatice teyze ondan önce davranarak konuştu.
"Kızım bizim Gazze'den dışarı çıkmamız yada ordakilerin buraya gelmesi biraz imkansız gibi nasıl anlatayım sana." Diyen kadın iki üç saniye düsünüp konuştu.
"Mesela kudus'teki kardeşlerimizin herhangi bir siyasi tabiyetleri yok. Onlara geçici olarak kudüs'te oturma belgesi verdiler ama pasaportları ürdüm pasaportu. mesela bir yere gitmek isteseler seyahatleri için ürdüm pasaportunu kullanacaklar ve dolasıyla İsrail devleti'ni tanımıyorlar gibi gösteriliyor ama kudüs'te oturduklarını gösteren bir belgeye sahipler. İkinci gurup Batı şeria'daki kardeşlerimiz. nablus, cenin, tul kerim, kilya, azeriye, eriha Ramallah, betl, ham ve elh şehrinde yaşayanlar da siyasi olarak Mahmut Abbas'ın yönetimi altındalar. Onlar da bu şehirlerin dışına çıkamıyorlar onlar Filistin pasaportu, Filistin kimliğine sahipler ama Batı seria'nın dört bir yanı duvarlarla kaplı olduğu için bir yere çıkamıyorlar. Sadece İsrail'in izin verdiği yere kadar çıkabiliyor. Üçüncü olarak da biz yani Gazze," Gazze deyince yutkundu.