20. bölüm: acıya alışmak

91 40 13
                                    


İnsan bu dünya da olan herşeye alışıyordu. En olmaz dediği şeye bile alışıyord. ama bir türlü birini kaybetme olasılığının verdiği korkuya  alışamıyordu.

Çok korkuyordum iliklerime kadar korkuyordum sevdiğim birini yine kaybeteceğim diye.

İnsan birilerini kaybettikce alışmak yerine daha da korkuyordu.

Çevremde fazla insan yoktu.

Olanlara da sıkı sıkıya bağlıyımdır.

Etrafımdaki insanların eksilmesini istemiyordum.

Bu acıya alışmak da istemiyordum.

Belki bundandır insanları hemen kendi içim de kabul etmem.

Bu ülkeye geldiğimde hiç böyle şeylerle karşı karşıya geleceğimi düşünmemistim. Ödevimi ve annemin hep istediği gibi Bir kaç yeri dolaşıp geldiğim yere geri dönecektim.

Hayatımın böyle tepe taklak olacağını tahmin etmemiştik.

Fakat Olmuştu.

Ona bir şey olmamıştı. Yaşıyordu. Ama artık sol kolunu kaybetmişti.

Bir daha doktorluk yapamayaçak.

Tek başına yaptığın da hiç zorlanmadığı şeyleri, belki bir daha yapamıyacak.

Ve ben deli gibi ona tutulduğumu hissediyordum. Nasıl bu hale gelmiştim? Bilmiyorum.

Ama tek bir şeyi iyi biliyordum onun kaybettiği sol kolu olmak istiyordum. Nerde yapamadığı, güçünün yetmediği bir şey varsa ben hemen orda yanı başında olup onunun yerine yapmak istiyordum.

Bu hisetiğim şey neydi?

Duygularımın hepsi birbirine dolanmış gibiydi.

Korku, kin, nefret, umut, sevgi...

Birden çok duygu ile başa çıkmaya çalışıyordum.

Yatığım hastane yatağından kalktım.

Hastane de o kadar hasta varken gereksiz yere bir yatağı işgal etmiştim.

Yataktan kalkarak spor ayakabılarımı ayağıma geçirip saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırıp elerimi yüzüme götürdüm.

Kendime gelmeliydim.

Ben bu kadar güçsüz bir kadın değildim.

Derin bir nefes çektim içime. Atığım adımlarla odadan çıktım.

"Nova?" Beren kosarak yanıma geldi.

"İyimisin." Elinin tersini anlıma bastırarak ateşim olup olmadığını kontrol etti.

"İyiyim." Kısa ve net bir cevap vermiştim.

Derin bir nefes çekti içine "gerçekten iyi misin Nova?"

"Bazen iyi olmak bir işe yaramıyor Beren. Ben ne kadar iyi olsam da başkaları iyi değil ki." Saçlarımı karıştırdım. "İyi olmak pek bir halta yaramıyor şuan da." Dedim.

Buruk bir gülümseme yerleşti yüzüne.

"Hadi gel Ali'nin yanına gidelim." Diyerek koidorun sonunu gösterdi.

Başımı salladım.

Tek istediğim buydu.

Birlikte yürümeye başladık. Beren bi yandan konuşuyordu. "Bak üzülme onun için tamam mı. Tamam kolay şeyler değil anlıyorum seni ama bu hisetiğin şey sadece acıma duygusu. Aşk falan değil..." Diye konuşmasına devam ediyordu ama gördüğüm görüntü ile bir adım daha ileri adamadım. Beren benim durduğumu fark edince onda durdu ve benim baktığım yere baktı.

Bulutlar Kime Ağlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin