~2626~

50.6K 2K 354
                                    



Araba yaklaşık yirmi dakikanın ardından malikane tipli bu eve giriş yaptı. İtalyancası köşk olabilirdi ama bana sorarsanız saraydan farkı yok. Gereksiz bir gösteriş var ortada.

Diavolo arabadan indiğinde ben kemeri çıkartıp inecektim ki kapıyı kilitledi. Etrafımdan dolanıp kapıyı açtığında elini uzattı. Kaşlarımı çatarak gülümsedim. Kafamı iki yana sallayıp elini tutup arabadan indim. Kapıyı ardımdan kapattı.

"Sen yukarı çık ben geliyorum." Kolundan tuttum.

"Hayır. Mass aşağıda falan mı?"

"O şerefsizi düşünmen sinirlerimi bozuyor. Hayır, güvenlik sisteminin üzerinden geçeceğim." Bir kaç saniye doğru mu diye gözlerine baktıktan sonra kolunu bırakıp yabancılamadığım eve girdim. Normal bir durummuş gibi eskiden bana verilmiş olan odaya gittim. Kıyafetler vardı. Buna istemsizce gülümsedim. Banyoya girsem ayıp olacağını sanmıyorum. Ayıp mı kalmıştı!

...

Aklanıp paklandığımı hissediyordum. Siyah gömlek tarzı kısa kollu pijamayla onun altını tamamlayan uzun altı giydim. Elimden geldiğince kapalı giydim. Çünkü bu gece bir şey olmayacaktı.

Saçlarımı hafiften kurulayıp banyodan çıktım. Kaşlarım çatıldı. Koca bedeni yatağı kaplıyordu. Yüz üstü yatmıştı ama bir eli yastığın altında kafası öbür yana dönüktü. Altında bir eşofman üstünde ise hiçbir şey yoktu. Parmak uçlarımda ilerleyip uyumuş olma ihtimaliyle yatağın kenarına oturdum. Kenarda duran açılmamış kremle kurumuş ellerimi nemlendirirken belimi saran kolla bedenim aniden yatağa çekildi. Yüzüme düşen saçlarımı kenara attım.  Sırtım göğsüne denk geliyordu.

"Yavaş!"

"Güzel kokuyorsun."

"Şampuanınızı seviyorum."

"Hayır şampuan bile teninin kokusunu bastıramıyor." Yutkundum. Biraz sonra geri çekildi. Ona döndüm. Ayağa kalkıp su içti. Ufak bir hapla.

"Başım ağrıyor." Dedi. Gözleri kızarmıştı. Neden uyumak istediğini şimdi anlıyordum. Boşuna günahını aldık adamın.

"Bana öyle bakma." Dediğinde nasıl baktığımın farkında değildim. Benim tarafımdan yatağa geldi. Kıvırmış olduğum dizlerimi tutup aşağı inderek göğsümün altına yattı.Ellerimi koyacak yer bulamadım. Kalp atışım normal bir tempoya döndüğünde omzuna koydum ellerimi. Alnına değen saçlar sinirlerimi bozduğuna geriye taradım. Sonra hafif hareketlerle masaj yapmaya başladım. Bu an fazla romantikdi. Ama içimden geldiği gibi davranmıştım. Kısa bir süre sonra uyuduğunu anlamıştım da.. Böyle mi kalacaktı? Midem  yassılaşırdı herhalde. Gözlerimi kapatıp uykumun gelmesini bekledim.  Yok. Böyleolmayacak. Ya uyanır giderse. Yok canım niye gitsin. Ya giderse? Aaaa kendine gel. Kendi kendimle mi tartışıyorum ben. Aklımı kaçıracağım şimdi.

Tam uyku bedenimi saracaktı ki karnımdaki hafiflik azaldı. Bir üşüme peydah olurken belime sarılan kollarla tekrar ısındım...

...

Domatesi ağzıma götürüp yedikten sonra konuştum.

"Boş zamanlarında uçakta yemek mi yiyorsun sen? Neden uçağında mini bir mutfak ve şef var?"

"Şaşırman gereken en son şey bu olabilir Arya."

"Ben gelmek zorunda mıydım." Dedi Aurora yanımdan.

"İnan yalnız kalmandan daha sağlıklı." Bu konuşma türkçe sonuçlanmıştı ve üzerimizde iki çift göz vardı.

"Bir şey mi oldu." Dedi Gabriel. "Hayır." Dedi Aurora. Bir gerilim vardı. Bunlar sahiden hep böyle miydi? Soğuk..

Ve Bir Italiano(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin