58

16K 999 138
                                    

Boş yatakta araladım gözlerimi. Boşluk hisini dibine kadar yaşadım ruhumda. Gitsem mi kalsam mı dedim kendi kendime. Ne çok şey yaşattı hayat bana. Şimdi ise başa sardım bir kez daha. Bir şiir mısrası takıldı aklıma.

Güzellikler uzak bu hayatta                                                                                                                                              Ya çok çalış hatırla                                                                                                                                                                 Ya da unutul eski, toz tutmuş mısralarda...

Unutulmaya niyetim yok. Ama öylesine bitkin hissediyorum ki çabalayacak gücümü yitirecek gibi. Onlarca kötü şey var ki koca dünyada.. 

Sabah sabah düşüncelerime dalgınlığımı bir kenara koyarak banyoya doğru gittim.  Her bir adımda canlanan farklı bir düşünce aksi gibi silinmiyor aklımdan.

Sıcak bir duş alarak giyindim üzerimi.  Uzun kollu, dekolteli astarı saten üst katmanı tül olan belden oturmalı siyah bir elbise giymiştim. Boyu oldukça kısaydı fakat dizimin altında biten çizmelerle denge kurmuştum. Yine girmiştik şu kıyafet sorununa. Benden bağımsız kıyafetler girecek sürekli dolaba.

Telefonuma baktığımda asistanımın attığı rutine göz attım. Normalde erkenden şirkete giderdim. Bir düzenim yok. Ne zaman canım isterse fakat en geç sekiz. Çalışanalrın giriş yapma saati Sekiz buçuk dokuz arası. Departmandan departmana değişiyor. Benimde bu gün dokuzda şirket dışı bir toplantım olduğu için  evden geç çıkacağım. Mert'e öğlen arasında odamda olması gerektiğini belirten bir mesaj çektim. El çantamı alıp Odadan çıktım ve    merdivenlerden indim. Evde koruma sayısı normalde göre azdı. Diavolo işlerini fazlasıyla rayına koymuş gibi gözüküyor.

Mutfağa girdiğimde masanın üzerinin dolu olduğunu gördüm. Arkamdan Diavolo geldi.

"Günaydın" Diyerek yanımdan geçti ve kahve makinasının tuşuna basıp bana döndü.

"Nasıldı ilk gecen evinde karıcım?"

Sabır diler gibi baktım.

"Arabamın anahtarını alabilir miyim?" Elini pantolonunun cebine sokup çıkarttı ve anahtarı yakalamam adına attı. Havada tuttuktan sonra anahtarı çantama attım.

"Bir gecede." Diyerek söze girdiğinde tüm ciddiyetimle durdum.

"Benim ortaklık kuracağım şirkete ikili sunumu kabul ettirmeyi nasıl başardın. Merakımdan soruyorum." Dedi.

"Sen yukarılarda değil misin? Neden bir şirketle ortaklık kurmak isteyerek toplantıya çağırma zahmetinde bulunuyorsun? İmzala desen imzalamak zorunda kalacaklar." Dediğimde kısa bir süre sustu

"Barbar mıyım ben karıcım?" Masumca salladım kafamı. Hafifçe güldü.

"Şirketler kabul etmeyebilirler. Kendi istekleri. Adamları sunumu yapmaya nasıl ikna ettin?"

"Öpücük verdim."

"Arya." Dedi sabırlı bir tonda.

"Şaka hayatım şaka. Etkili bir konuşma yaptım diyelim."

"Gece mi?"

"Mail attım." Kafa salladı.

"O halde kahvaltımızı edip çıkalım. Yolumuz ortak." Yavaş adımlarla masaya oturdum.

Masanın üzerindeki siyah kutu dikkatimi çekti. Masaya oturup tabağına bir şeyler ldığında dikkatimi çeken şeyi bana doğru ittirdi.

"Ne bu?"

Ve Bir Italiano(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin