Diavolo kütüphaneden çıktığımızda yandaki otelin önünde durdu. Kapalı mıydı?
"On sekiz yıldır tadilat yapmak için bu günü mü beklediniz piç kuruları!" Kahkaha atarak kolundan çektim.
"Sakin ol koca adam. Eve gideriz."
"Akşam başka bir yere gideceğiz ev olmaz."
"Nereye?"
"Süpriz."
"Sen süpriz mi yapardın?"
Kaşlarını çattı.
"Çatma kaşlarını öyle. Bi seksi oluyorsun." Koyu kahve gözleri büyüdü.
"Kaşınıyorsun Arya. Yapma güzelim. İnsanlar umurumda değil, dayarım seni şu duvara." Ellerimi kaldırıp geriye bir adım attım.
"Tamam pes ediyorum. Akşamı bekleyeceğim." Sırıtarak yürümeye başladım. Belimden, yanına çekti ve yürümeye devam etti.
"Sana merkezi biraz gezdirelim." Sahi şu sekiz ayda hayatım öyle saçma geçmişti ki ilk geldiğim zamanlar gezmiştim yalnızca.
"Emma ya ne oldu?"
"Tedavi görüyor."
"Öldürmediniz yani."
"Sana söylemiştim. Tek temennisi ölmemiş olman. Sana bir şey olsaydı emmanın tırnağını bile bulamazlardı.."
Saçlarımı öpüp kokladı.
"Yakınlarda bir toplantı olacak. Evin başına sekiz yüz koruma bile diksem yanımda olmadığın sürece benim için güvende değilsin. Bu yüzden benimle gelir misin?"
Sanırım biz adam ettik bunu.
"Nasıl bir toplantı?"
"Dünya sözde liderlerini toplayıp konuşacağım bir toplantı ama daha çok bir davet havasında. Meksikada olacak."
"Üniversitem.." Dediğimde durdu ve beni karşısına alıp gözlerime baktı.
" Notları bizzat hoca sana teslim eder.Ama sanki pek memnun değilsin gibi. Dilersen üniversiteni değiştirebiliriz." Biraz duraksamama sebep oldu bu cümleler.
"Babam bana iyilik ettiğini düşünürken kötülük ettiğini fark etmemiş. Yeni bir şey öğrenmiyorum ben orada. Bildiğin şeyleri tekrar ediyorum."
"İstesen seni cerrah yaparım okumadan diyeceğim."
"Yok artık Diavolo! "Gülerek kafamı iki yana salladım.
"Sen nasık istersen"
Alnıma sıcak dudakları değdiğinde kaşları çatıldı.
"Üşümüşsün sen." Bileğimden elime kaydı ve parmak boğumlarımı sıktı. Yürüyerek soldaki kafeye girdi.
"Burası hiç sana göre değil." Dediğimde sıraya girerken bana baktı.
"Neden?"
"En son ne zaman bir kafede oturdun?"
Boğazını temizleyerek etrafına bakındı. Sonra tekrar bana baktı.
"Hiç." Dediğinde en azından beş falan demesini bekliyordum.
"O zaman kurabiye de alıyoruz." Dediğimde yüzünü buruşturur gibi oldu.
"Tatlı sevmem." Biraz Durdu. Bana baktı.
"Sen hariç."
"Biraz daha iltifat edersen seni şu duvara. " diyerek onu taklit ettiğimde Sırıttı ve kasiyere döndü.Kadın tatlı tatlı siparişlerimizi sorduğunda kendisine bir amerikano bana bir latte söylediğinde atıldım.
