7859

14.7K 940 121
                                    

Merdivenleri nasıl çıktığımızı anlamamıştım. Belimi saran kolların etkisiyle bedenim yatağa nazikçe atıldı. 

"Güzelim."

Dirseklerimiz üzerinde durarak ona baktım. dudaklarıma verdiği acımasız nefesini çaldım.Ensesinden çekerek sıkı sıkı öptüm.  Sıcak nefesi çenemden boynuma kaydı. Dudakları aklımı başımdan alacak kadar özenle hareket etti.  Bir çırpıda üzerimden attığı t shirtin etkisiyle saçlarım savruldu. Dudakları göğüslerime kayınca dirseklerimdeki güç bitti. Sırtım yatakla buluştu. Telefon zil sesi doldurdu odayı. Önce aldırış etmedik. Ardından tekrar çalmaya başladı. Dudaklarımdan ayrılıp gözlerime baktı. "Patavatsız Gabriel ise... ömrü kısaldı." Diyerek üzerimden kalktı ve komidinin üzerinde duran telefonu açtı.

"Ne var Gabriel." Uzunca bir süre dinledi ve öyle tehditkar bir tonda 

"Kapat" dedi ki tüylerim diken diken oldu. Ya da kendimden geçtiğimden. Henüz afffetmediğim adamı yatağa atmam da ayrı ironik tabii.

Diavolo tüm gece yoktu. Yanıma gelmemesi için tembihlemiştim. Birlikte uyumak istemiyordum. Üzerime giydiğim etek ceket kombinimin altına bu kez düz spor giydim. Çok yorulmuştum. Saçlarımı saldım. Çantamı ve bilgisayarımı alarak kahvaltı için aşağı indim. Diavoloyu aşağıda beklerken bulamadım. Telefonumu çıkartıp aradığımda salonda çaldı. Seslenerek ilerlediğimde gördüğüm şeyle dehşete düştüm. Hızlıca yanına gittim. Gabriel bunu görmemem gerekiyormuş gibi baktı bana.

"Sain ol." Dedi Diavolo elini yavaşça kaldırarak. Diğer eli kanayan yerin üzerindeydi.

"Doktor gelecek." Dedi Gabriel.

"Git ve bana sağlık çantası bul!" Dedim ve öfkeyle karşısına geçip eğildim. Gömleğini kaldırarak baktım yaraya. 

"Ne oldu." Dedim tüm cidiyetimle.

"Sadece iki saat uyudum ve olana bak! Kurşun yiyecek vakti ne zaman buldun!"

Söylenerek elindeki bezi daha çok bastırdım belinin olduğu yere.

"Sıyırmış. Ama ne tür mermiyse!" Öfkeyle gözlerine baktım.

"Parçalamış!" Dedim ve sabır dileyerek geri yaraya odaklandım. İçeri doktor girdi ve ardından gabriel. "Ne bakıyorsunuz çantayı versenize!" Dediğimde Gabriel doktorun elinden çantayı aldı ve getirdi.

"Doktoru yolla." Dedi Diavolo.

"Ahmaklar." Söylendim.

"Sanki ben doktor değildim." 

"Uyanma diye güzelim." Yarasına bastırdığımda yutkundu.

"Sen sus." Diyerek gömleği kestim. İhtiyacım olduğu kadar. 

"0 rh pozitif kan" Dedim gabriele bakarak. "On beş dakikan var gabriel. Yoksa bende seni vururum."

"Niye kızdın ki bu kadar."

"Kan gabriel!" Dedim sinirle.

"Çocuk gibisiniz." Diye söylenerek eldivenleri giyip temizlemeye başladım.

"Zerre stabil ortam değil! Zorun ne ki! Hastaneye gitsen-" Dişlerimi sıktım.

"Niye bu kadar sinirlendiğini çözmeye çalışıyorum Karıcım." Dedi olabilecek en yumşak ses tonuyla.

"Çünkü canın yanıyor ahmak!" Gözlerine sinrile bakıp tekrar işime döndüğümde sırıtyordu. Sabır dileyerek Uyuşturucu yaptım. 

..

Kenarlarından bant yapıştırıp belinin etrafından da bandaj sardım. Bu sağlam durmaz işimi sağlama alayım bari. Oturduğum ortadaki masadan eldivenlerimi çıkartarak kalkacaktım ki bileğimden tuttu.

"Hayır diavolo." Dedim.

"Bir yere gitmeyeceksin. Yatacaksın. Dinleneceksin." Eldivenleri içi dışa gelecek şekilde masaya koyup çantama ilerledim ve telefonumu çıkartıp asistanımı aradım.

"Alo günaydın. Bu gün de evden çalışıyorum. Online toplantıları eklersin. Mert'i de aldıracağım.şirkette olmayacak bu gün. Bir reklam firması araştırmasına girer misin? "

..

"Tamam kolay gelsin." Diyerek kapattım ve korumalardan biri etrafı toplamayı bitirdiğinde yan yana oturan Gabriel ve Diavolonun yanına gittim.

"Anlatın."

"Mekanda yeni bir silah ticareti için anlaşma yaparken bi garson sızdırmışlar. İyi yine diavolo bir kurşun yedi. Çocuk 85 kurşunu aynı anda yedi."

Bunu duymadığımı farz ederek elimi alnıma götürüp bıraktım.

"Ya bir şey olsaydı."

"Sıyrık" Dedi Gbariel.

"Ben gösteririm şimdi sana sıyrığı!"  Adım attığım sırada Diavolo konuştu.

"Gabriel haklı."

"Sen sus. Her boku ön görüyorsun. Vurulasın mı tuttu. Yatıyorsun dinleniyorsun."

"Sende kalkıp kuzenine çorba yapıyorsun."

"Aryaa." Dedi gabriel sinirleniyor gibi. Taklidini yaparak

"ARyaa" Yaptım ve sinirle baktım.

"Bak hala oturuyo! Bidaha birinizin kılına bir şey olsun. Ben vururum sizi."

"Çorba yapmıyorsan bu saçma olayı karına anlatayım istersen neden dikkat etmedin diye benim gibi sabaha kadar başının etini yesin." Gabriel ellerini havaya kaldırarak salonu terk etti.

"Sen" Dedim ve parmağımı uzattım.

"Şimdi bana işin aslını anlat yoksa kanepede yatarsın." 

Sırıttı. "Zekan beni azdırıyor karıcım." Dediğinde derin nefes alıp istifimi bozmadan baktım.

"Düşmanımı ziyarete gitmek zorunda kaldım. Ufak bir çatışma çıktı. Bir de depo havaya uçtu tabii." Diyip göz kırptığında dudaklarım aralandı.

"Senin canın adrenalin istediyse bana söyleseydin kocacım ben senin kafanı havaya uçururdum depoyu değil!" 

Kolumdan çekip yanına oturttu.

"Gel biraz seveyim seni özledim."

La havle!

"Arya." Öyle bir ses tonuyla söylemişti ki gözlerimi yumdum.

"Efendim."

"Akşam baban ve ailesi gelecek. numaran hala babanda olmadığı için haber verdi." Aniden döndüm.

"Ben babamı tamamen unuttum!"

"Hallettim ben. Gelecekler."

"Ama ben biraz gecikeceğim." Dediğinde hayırdır der gibi baktım.

"Sen şu salondan dışarı çık Diavolo. Kanadaya geri dönmeyen-"

"İki ay önce ayarlanmış nato toplantısına ne diyeyim Arya. Karım izin vermiyor mu diyeyim?" Kafa salladım. Dişlerini sıktı. Derin bir nefes verdi. Koltuktan kalkacağım esnada çekerek geri oturttu.

Cebinden telefonunu çıkarttı. Tuşladı ve aradı.

"Toplantıyı bir hafta sonraya ertelet."

"Nedeninden sanane sikik. Ertelet."

"Adamlara ne gerekçe sunayım?" Gibi bir cevap duyduğumda

"Karısı izin vermemiş de." Dediğinde şaşkınlıkla aralandı dudaklarım. Ben ciddi değildim?



Ve Bir Italiano(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin