Gökyüzü

6

Bugün kendim kalkmadım, meleğim beni uyandırdı çünkü bugün Yiğit, Buse ve Şebnem teyzem bize gelecekler. Saat şu anda 7, onlar 8'de  gelecekler. Havuz da saat 10'da açılacak. Cook mutluyum, heyecanlıyım. Onlar gibi eğlenceli kuzenlerle iki buçuk ay. Düşüncesi bile maceraperest. Annemle hazırlıklarimizi yaptık ve oturup onları bekliyoruz. Yiğit benimle aynı yaşta ama Buse sadece 1 yaşçık küçük. Onlar bana dolu derler. Ben Buse' ye kıvırcık, Yiğit'e ezik prens derim, kurallar bunlar.
* * *
Ve nihayet zil çaldı.
- Aa, Şebnem! Hoşgeldin.
- Hoşbulduk İnci!
-Selam Kıvırcık, n'aber? Ezik prens! Sana anlatacaklarim var.
-Aa, bana anlatmayacak mısın?
-Aşk olsun Kıvırcık herhalde anlatacağım.
-Hoşgeldiniz.
- Hoşbulduk birtanem. Batuumm nasılsın?
- İyiyim teyze.
Selamlaşmalardan sonra ikisinin elinden tutup odama geçtim. Kapıyı da kilitledim. Önce sımsıkı sarılık. Sonra ben bunlara her ama herseyi anlattim. Yiğit "O herif havuza inecek değil mi? Ben ona hesap sorarım. " diye sinirli bir çıkışta bulunduğu için ben de "Hayır,  hayır. Ama o özgür ve ben de. O hiçbirşeyim. Banane ki?" Diye olayı düzeltmeye çalıştım. O sırada yiğit'in çatık kaşları bir anda gevşedi. Sonra da Buse "Ama bak, önce havuzda onun seninle olan davranış biçmini görmeliyim sonra da sen akşam yine parkta mı nerede buluşuyorsanız işte, bir buluşma ayarla. Analiz edip, inceleriz. Sonra ayarlarız birşeyler." Deyince Yiğit de onu, kafa sallayarak destekledi. Ben de bu durumu birilerine eksiksiz, en ince detayına anlattığım için rahatladım. Birde bu olaya bir çözüm kavuşturacağımız için. Çünkü ben karmaşık bir durum içerisindeyim.
* * *
-Biz doyduk anne, kalkabilir miyiz?
-Tamam şimdi ne yapacaksınız?
-Havuz için hazırlanacağız.
-Batuyu da sen hazırlar mısın?
-Tabi. Batu hadi bebiş yürü.
* * *
"Kıvırcık, Batu'nun terliğini bulana kadar asansörün kapısını tutar mısın? "Dedim ve o da onayladı. Terliği bulduktan sonra asansöre girdik ama Yiğit hâlâ güneş kremi sürüyordu.
- Hadi ezik prens havuz açılmak üzere.
- Açılınca gideriz. Ailede tek sarışın benim ve en çok benim krem sürmem gerek. Tabi siz şanslısınız, sizin yüzünüz güneşe çıkınca kırmızı kırmızı olmuyor.
- Biliyor musun? Senin bu konuşma süresince ben, senden 3 kişiyi kremlerdim çabuk ol. Havuz zamanında asansör kalabalık olur ve biz iki saattir asansörü tutuyoruz. Küfür yedirteceksin illaki.
- O küfür edenleri ben, küfür ettiği yeri burnuna sokarım.
- Iyy, iğrenç.
- Hadi gidelim.
* * *
Havuza geldiğimizde yiğit balıklama atlama düşüncesiyle tişörtünü tam çıkaracakken, "Hayır olmaz." Dedim ve o da bana şaşıran yüz ifadesiyle "Ne olmaz? " diye sordu. "O gelmeden olmaz. O gelsin hep birlikte." Dedim. Birazcık bekledik ve sonra Kutup, tam da önümüze geldi ve sanki 40 yıllık arkadaşmışız gibi sarıldı. O an kalbim yerinden çıkacaktı.
" Kutup, Yiğit- Yiğit, Kutup
Kutup, Buse- Buse,Kutup " diye tanıttım. Yiğit ve Kutup erkekçe (yani anladınız siz onu, işte ellerini çakıyor gibi birşey. Havada filan böyle, ağır erkekler gibi) selamlaşıp 'memnun oldum' dediler ve Kutup Buseyle el sıkıştı. O sırada Atakan ve Batuhan çoktan çocuk havuzuna girmişlerdi bile. Biz üçümüz yan durmuş şezlongda otururken,  Kutup benim karşıma, yere, bağdaş kurdu, oturdu. Sonra da Kutup bana, " Dün kötüydün, bugün iyisin değil mi Dolunay'cığım?" Diye sorunca kıvırcık ve ezik prens aynı anda bana baktılar. Ben onların arasındaydım. Bir sağdan bir de soldan bana bakıyorlardı ve bu beni tedirgin ediyordu. "E-evet Kutup, teşekkür ederim çok naziksin."dedim ses tonumu ayarlamaya çalışarak. Sonra da ben Kutup'a dünkü kız hakkında tam soru soracakken, Buse'nin cümlesi aklıma geldi. Şu an Kutup'u analiz edip, araştırıyordu anlaşılan. Çünkü öyle bakıyordu Kutup'a. Ben de Kutup'la diyalog kurma çabasındaydım. Onunla konuşmak istiyordum. Ve sonra, "Biliyor musun Kutup, bu iki tatlı kuzenim bana dolu derler. Ben de Buse'ye kıvırcık, Yiğit'e de ezik prens diyorum."diye saçmaladım. O da bana "Yaa, öyle mi?  O zaman benim de size böyle lakaplarınızla hitap etmemde sakınca var mı? "Diye sorunca ikisi birden 'yo hayır' dediler. İkisi Kutup'u hayvanat bahçesinde orangutan izler gibi izliyorlardı. Ben de rahatsız olunca Buse' ye yüzme teklifinde bulundum. Kabul etti. Birlikte havuzda dedikodu yaptıktan sonra Yiğit ve Kutup'u gözlemledik. Çok iyi anlaşmışlardı. Sonra da havuz kapandı ve hep birlikte eve doğru yürüdük. Bizim bloğa geldiğimizde Kutup'a akşam buluşma için bir teklif öne sürecektim ki, o bana yine emretti. "Aynı saatte, aynı yerde, kuzenlerin de olabilir ama Batu olmasın çünkü Ata da olmayacak. Annem onu akşam eve götürecek. Ben de yazlıkta 3 günlüğüne yalnız kalacağım. Görüşürüz. " dedi. Biz de el salladık ve evde analizlere başladık.