Yine aynı kabusun içindeydim işte. Yangının dumanı boğazımdan ciğerlerime kadar yakıyor ve görüşüm bulanıklaşıyordu ama her zaman olduğu gibi yine kardeşimi kurtarmayı deniycektim . Kafamı eğip elbiseme baktım yine üstünde portakal suyu lekesi ve dumandan grileşmiş rengi duruyordu. Hızlı adımlarla merdivenlere koşmaya başlamıştım,kardeşim en üst kattaki odadaydı ve benim bacaklarım lanet olsun ki çok küçüktü.
İkinci kata varamadan ciğerlerimdeki acıyla dizlerimin üstüne düştüm. Dışarıda annemin çığlıklarını duyuyordum dudaklarından oğlunun ismi dökülüyordu. Annem ben içerideyken bile beni düşünmüyordu, hiçbir zaman düşünmemişti aslında annemle yaşadığım senelerde annemin başımı bir kere bile sevdiğine şahit olmamıştı aslına bakarsanız sadece annemin değil babamın sevgisine de şahit olmamıştım. Ciğerlerimdeki acının da etkisiyle gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Boğazımda keskin bi yumru oluşmuştu ve biliyordum avazım çıktığı kadar ağlamadan bu geçmiycekti.
Tekrar tanıdık bir ses bütün konağı inletti bu sinan abimdi bana sesleniyordu. Zaten o olmasa beni düşünen de yoktu o benim için bir abiden fazlaydı, annem ve babamdan daha çok düşüyordu üzerime. Tekrar kadeşimi gözümün önüne getirdim annem çok kızıcaktı bu sefer bir hafta boyunca odunlukta yatacağıma emindim. Annem çok dövücekti yine şimdiden saçlarımdaki acıyı hissedebiliyordum, babam yine yüzüme bakmıycaktı onun için bir hayal kırıklığıydım. Dizlerimin üzerinde zar zor durdum ve gözlerimden akan yaşlarla merdivenleri çıkmaya başladım ama üçüncü kata çıkamadan yere çöküp öksürmeye başladım. Gözlerim kararıyor nefes almakta güçlük çekiyordum. Elimi boğazıma koyup öksürmeye ve nefes almaya çalışıyordum ama fayda etmiyordu. Tekrar zorlada olsa kalkıp bir iki adım atmamla tekrar yere kapaklandım neye takıldığımı görmek için geriye baktığımda kardeşimin yeşil kamyoneti gözüme çarpmasıyla ardından şiddetli bir öksürük krizini peşinde getirdi o an anlamıştım başaramıycaktım. Bu evden ikimizden biri sağ çıkıcaktı gözlerim kararmaya başlayınca daha fazla direnemedim canım yanıyordu ve nefes almak istiyordum.. derin bir nefes.
Uykudan kendimi hızla kaldırdım, elim yine boğazımda ve nefes nefeseydim "hey hey sakin ol" anıl yanıma gelip yüzümü avuçları içerisine aldı "sakin ol nefes almaya çalış eylem tamam mı? Ben burdayım" kafamı salladım. Anıl koşar adım mutfağa gidince nefes almaya ihtiyaç duyup teras camını açtım. Buz gibi hava anında bütün vücudumu soğuturken ciğerlerime temiz havayı çektim. Anılın önce fresh kokusu sonra belime dolan eliyle ona döndüm endişeli gözlerle yüzümü süzüyordu "sakin ol ben burdayım" elindeki bardağı uzattı "bir yudum al" elimle itince anıl itiraz etmeden masaya koydu ama ben yine gözyaşlarıma hükmetmeye çalışıyordum, gözlerim yine dolmuştu "yine ulaşamadım ona" anıl konuşmaya izin vermeden yüzümü avucuna aldı "şşşş sakin ol sadece bir kabustu uyandın ve geçti" başımı salladım "sadece bir kabus değil ki her uyuyuşumda tekrar yaşıyorum" anıl saçlarımı kulağımın arkasına koydu "şöyle yapalım biraz nefes alalım burda biraz sakinleş sonra kahvaltı yapalım olur m?" Başımı salladım.
Anıl terasın camını biraz daha açıp beni gölün manzarasına çevirdi "manzaraya seni rahatlatır diye düşünüyorum çünkü ben her kar yağdığından buraya gelmeyi çok seviyorum" gerçekten çok güzel görünüyordu, kar yağışı durmuş ve hava parlaktı hatta güneş çoktan yüzünü göstermişti ama karları eritecek kadar sıcak değildi. İskele tamamen karla kaplanmıştı hatta dün gece bıraktığımız ayak izleri yok olmuştu, müthiş görünüyordu "çok güzel" derdimi bir anda unutmuştum ilk defa saatelerce acı çekmiyordum, kalbimdeki sızı bile yoktu.
Başımı anıla çevirdiğimde anıl çoktan bana bakıyordu "daha iyi hissediyorum" gülümsedi "o zaman kahvaltımızı yapalım ve konağa dönelim sinan seni bekliyor" kaşlarımı çattım "ne?"
"Sakin ol sadece konuşmak istiyor" evet sinanla konuşmak istiyordum ama yüzünü de görmek istemiyordum evet baya saçmaydı ama sinan abimi görmek içimdeki öfkeyi uyandırıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTİMAS
Teen FictionAilesi tarafından evden atılıp babannesi ve dedesinin yanında büyüyen bir kız. Yıllar geçip tek başına kaldığında tek bir telefonla bütün düzeni bozulur ve bu saatten sonra bozuk olan sadece düzeni değildir