17. BÖLÜM

39 5 4
                                    

                                                                                                          (Leyan Giray)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                                                                          (Leyan Giray)

                                                                                                          (Sinan Aktaş)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sinan Aktaş)

Konağa döneli iki gün olmuştu ve anılı kahvaltı ve akşam yemekleri haricinde hiç görmemiştim. Sabah erkenden kalkıp evden ayrılıyor gün içinde hiç eve uğramıyor gece de yemekten sonra tekrar çıkıp geç saatte dönüyordu. Aramızda bakışmalardan başka hiç bir diyalog dönmemişti, ama konuşmak istiyordum.
Bana soğuk yapması beni oldukça mutsuz ediyordu.

Kapım tıklatılınca seslendim "gelebilirsin" muhtemelen leyandı, iki gecedir olduğu gibi yine elinde koca bir pasta tabağıyla gelecekti. Kapıdan içeri giren olmayınca tekrar seslendim "leyan gelsene" yine kapıdan giren olmayınca oturduğum koltuktan kalkıp kapıya gittim.
Kapıyı açtığımda kimse yoktu. Kaşlarımı kısa bir an çattım "gaipten mi duyuyorum ben acaba?" Tam kapıyı kapatacakken yerdeki kase dikkatimi çekti.

Evet yerde bir kase dolusu nar vardı. "Nar mı?" Nar? Aklıma direk anılla sohbetimiz gelince bunu onun yaptığını anladım. Ama neden kendi getirmedi ki? Kaseyi eğilip yerden aldım. Gerçekten bunu verebilecek kadar da mı konuşmuyordu artık benimle.
Kasenin içindeki kaşığı tutup narı karıştırdım. Nar sevdiğimi unutmamıştı.

Kapıyı kapatıp koltuğa geri döndükten sonra rahatsızca oturup kasenin içindeki kıpkırmızı nar tanelerine baktım.
Hep böyle mi olacaktı? Artık benimle konuşmayacak mıydı? Yanımda da olamayacak mıydı? Verdiği sözü de mi unutacaktı?

Gitse miydim ki kapısına? Özür mü dilemeliydim? Ama önümde bir aziz giray vardı, hemde bir sevdayı yüreğimde taşıyabileceğimden emin değildim. Onu kendimle yakamazdım.
Çünkü anıl benim sevgisizliğimi dolduramaz. Ailemin vermediği sevgiyi bana o veremezdi. Üstelik canı yanardı. Ben bilmiyorum çünkü birini sevmek ne demek, bilmiyorum bi sevdaya nasıl yaklaşılır. Nasıl sevilir bilmiyorum çünkü yok.
Benim etrafımda gerçek bir aşk yok.

İLTİMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin