Anılın kolunu sıkı sıkı tutup içimden bildiğim bütün duaları ederken demir kapı açılıp içeri selimin sarı jeepi girince herkes o tarafa bakmaya başladı. Anıl arabayı görünce dönüp bana baktı. Yüzünde endişe ve sinirin birleştiğini görebiliyordum. Gözleri yüzümde uzun uzun gezdikten sonra selimin sesiyle ona döndük "anıl, neler oluyor?" Arabadan simay ve çiler de indikten sonra hızla yanıma gelip endişeyle yüzüme baktılar "eylem neler oluyor burada?" Çilerin sorusuna cevap veremeden sinan abim tekrar lafa girdi "eylem git hazırlan daha fazla burada durmayalım" çiler sinan abime döndü "nereye götürüyorsun eylemi" sinan anılın gözlerinin içine bakarak "muğlaya...eylemin yeri bundan sonra benim yanım" MUĞLA MI? Bütün hücrelerim duyduklarım karşısında şok olurken vicudum kaskatı kesildi... anılın elindeki elimi bıraktım ama anıl tutmaya devam ediyordu.
Arkamdan topuk sesiyle leyanın cırlaması birleşti "sen kim oluyorsun da eylemi bizden ayırıyorsun?" Sinan sabır ister gibi kafasını yukarı kaldırıp sabır çekti "eylem benim kardeşim leyla hanım benim,onun abisi benim" selim araya girip sinanı göğsünden ittirdi "daha önce neredeydin lan. Bu kız onca sene ölümle boğuşurken neredeydin" etrafıma baktım.Ne çok insan beni savunuyordu. Leyan, anıl, çiler, simay, selim, alp ve sarp. Ailem bile bana sahip çıkmazken onların benim arkamda olması kalbimi okşamıştı. Anıl hala sıkı sıkı elimi tutarken bir elime bir anıla baktım. Ne olursa olsun o da yanımdaydı, ne kadar bana kırgın olsa da yine de arkamda duruyordu.
Ortamda büyük bir kargaşa çıkmaya başlayınca buna bir son vermem gerektiğini anladım "YETER!"bir anda durup herkes bana bakarken ben birtek sinan abime bakıyordum "beni götürmek için benden izin aldın mı sen? Ha... bunca zaman yanımda değildin zaten ne değişti ki şimdi yanımda olmaya karar verdin" susup sadece gözlerime baktı "yapamazsın sinan aktaş yapamazsın sen benim hayatıma karışamazsın, hakkımda kararlar vermeezsin" anılın elini bırakıp sinan abime bir adım attım "onca sene yanımda değildin...bundan sonra da olmanı istemiyorum anladım mı?"
"Anıl!" Arkadan gelen aziz girayın sesiyle hepimiz o yöne döndük "madem ortada bir tehlike yok eylem bu evden gidicek. Daha fazla besleme bakamam" anıl babasına tam bir adım atacakken kolundan tutup onu durdurdum ve öne geçtim "merak etmeyin aziz bey bu evde daha fazla kalıp sizinle aynı havayı solumaya niyetim hiç yok" anıl kolumdan tutup ona dönmemi sağladı "ne diyorsun sen, seni hiçbir yere bırakmıyorum" burnumun dibindeki anılın gözlerinin içine bakarken her ne kadar kalbim sızlasa da başımı olmaz dercesine salladım "anıl" kolumdaki eliyle beni biraz daha kendine çekti "seni bırakmıyorum eylem" gözlerindeki ciddiyeti görebiliyordum ama burada daha fazla kalmak istemiyordum, anılı bir daha göremeyeceğimi biliyordum ama aziz giraya daha fazla katlanamıyordum. Özellikle beni kovduktan sonraGözlerimle yalvarırcasına baktım "lütfen anıl, zorlaştırma" yüzümdeki ciddiyeti, gözlerimdeki yakarışı görebildiğine adım kadar emindim. Bıkkınca nefesini bıraktı "nereye gideceğini bilmek istiyorum" kulağına eğildim "evimde olacağım merak etme" parmak uçlarımdan inip yüzüne baktım. Başımı onaylarcasına sallayınca oda gözleriyle beni onayladı.
Leyanın yanına gidip elini tuttum "eve girmek istemiyorum eşyalarımı topllayıp getirebilir misin?" Dolan gözleriyle başını sallayınca kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım "merak etme, yerimi abin biliyor" kollarını belime dolayıp o da sıkıca sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTİMAS
Teen FictionAilesi tarafından evden atılıp babannesi ve dedesinin yanında büyüyen bir kız. Yıllar geçip tek başına kaldığında tek bir telefonla bütün düzeni bozulur ve bu saatten sonra bozuk olan sadece düzeni değildir