12.BÖLÜM

59 6 11
                                    

(Medyada Anıl Giray)
Keyifli okumalar...

***
Yağmurun cama vuran tıkırtısıyla gözlerimi açtım. Dışarıda çok kötü yağmur yağıyordu ve neden bilmem yağmur yağdığında içimi garip bir karamsarlık sarıyordu. Yataktan kalkınca gözüme komodinin üzerindeki peluş ördeğim takıldı. Ördeği elime aldım, dün gece bu peluş ördeği küçük kıza verdiğimi hatırlıyordum, nasıl buraya gelmişti? Ördeği avucumun içinde sevince yüzüme bir gülümseme yerleşti.

Adım sesleriyle irkildim. Odada biri vardı. Giyinme odasından geliyordu sesler, bu yüzden kapıya bakıp içeriye göz gezdirdim. Çok geçmeden görüşüme anıl girince içimden oh demedim değildi "anıl?" Kapının yanında durup bana baktı "dün gece... o küçük kıza ördeği verdiğinde kızın sevinciyle senin ördeği kazandığın sevinç aynıydı" ağır adımlarla yanıma gelip önümde diz çöktü "sonra dedim ki, ikiside aslında küçük bi kız çocuğu. Ördeğin sadece birinde kalması haksızlık olur" bir elimdeki ördeğe bir anıla baktım "ördek nasıl hala burda anlayamadım?" Yüzümü uzun uzun süzdü "bir ördek daha almalıyım diye düşündüm" gözlerim parladı "sen" ördeği elimden alıp gülümsedi "ayrıca sana çok benziyo" gözlerim doldu. Annem ve babam bile beni böyle düşünmezken anıl'ın düşünmesi kalbimde çiçekler açtırmıştı. Anıl ördeği kucağıma koydu "benim şimdi gitmem gerek, akşam görüşürüz" anıl ayağa kalkıp odadan çıkarken ördeği bırakıp hızla peşinden koştum ve merdivenlerden inmeden onu yakaladım "anıl" geriye dönüp bana baktı ama ben birşey demesini istemiyordum yada yapmasını. Hızlı adımlarla yanına gidip kollarımı boynuna sardım.

Anıl bana değerli hissettirmişti, hayatımda ailemden görmediğim ilgiyi anıldan görüyordum üstelik bunu yapmak zorunda değildi, onun ailesi değildim, kardeşi değildim ama o kalbimdeki kelebekleri uçuruyordu.

Ben onun boynuna kollarımı dolarken anıl bi an afallasa da hızlı toparlayıp kollarını belime doladı. Gözlerimin hafif dolduğunu hissedince sıkı sıkı kapattım onları "teşekkür ederim" boynuna sokulup mükemmel kokusunu o hissetmeden içime çektim. Belimi daha sıkı tuttu ve uzun bir süre öyle kaldık.

Anıl'ın kollarından geri çekilince koşar adım odama gidip kapıyı kapattım. Yanaklarımdaki sıcaklığı hissediyordum, utanmıştım. Yatağa girip ördeği elime aldım.

Sekiz yaşındaki eylem karşımda gülümsüyordur "baksana, ilk defa oyuncak sahibi oldum üstelik hediye" sekiz yaşındaki halim ellerini çırpıp gülümsedi, o kızın ön dişlerinden bir tanesi yoktu ama o hali bile sevimliydi. Elimdeki ördeği ona doğru uzattım "küçükken ördeklerimiz vardı hatırlıyor musun?" Küçük eylem başını sallayıp elimdeki ördeği sevdi.

Odanın kapısı bi anda açılınca küçüklük halim yok oldu ve içeri leyan girdi "kiminle konuşuyorsun sen?" Başımı salladım "kimseyle" şüpheli gözlerle bana bakıp elimdeki ördeği fark etti "sen o ördeği vermemiş miydin?" Gülümsedim "anıl hediye etti" yüzündeki sinsi gülümseyle kendini yatağıma attı "ne diyorsun" başımı salladım "biliyo musun? Bu benim ilk oyuncağım" gözleri uzunca yüzümü süzdü "ve bu ilki sana abim yaşattı" ördeğin yanaklarını okşadım "evet" leyan hafifçe kıkırdayıp ayağa kalktı "hadi kalk karnım acıktı kahvaltı yapalım" onu onaylayıp üstümü giyinip aşağı indik ve leyanla baş başa kahvaltı yaptım çünkü bugün masada ne aziz giray nede böcekler vardı.

Kahvaltıdan sonra masadan henüz kalkmışken dışarıdaki adamlardan biri karşımda durdu "aziz bey sizi çalışma odasına çağırıyor" arkama dönüp leyana baktım. Telefonla konuşuyordu. Kaşlarım çatıldı ama birşey demeden adamın peşinden yukarı çıktım. Odadan içeri girdiğimde Aziz Giray masasındaki kağıtlarla uğraşıyordu "aziz bey, eylem hanım" aziz giray kafasıyla onaylayıp bana baktı "sen çıkabilirsin, otur eylem" nefesimi bıkkınca verip masanın önündeki deri koltuğa oturdum "seni buraya neden çağırdığımı merak ediyorsun dimi? Korkma konu baban değil" tek kaşımı kaldırdım "babamdan mı korkucam, komik olmayın aziz bey ondan kimse korkmaz" aziz giray bıyık altı gülümsedi "hak vermedim değil" kaleminin kapağını kapatıp geriye yaslandı "eylem konu anıl ve sen" işte şimdi dikkatimi çekmişti çünkü anıl ve beni bağdaştıramamıştım "anıl ve ben mi?" Bana uzunca baktı "sizi dün gece şöminenin önünde gördüm, ayrıca bugünkü sarılmanızı da" içimde bir şey kopmuştu. Ağzımı açıp tek kelime dahi edemedim "aranızda birşey yaşanmasını istemiyorum, bilmem anlatabiliyor muyum?" Aldığım nefes ciğerlerimi acıttı "oğlumun aklının karışmasını istemiyorum, üstelik geçici bir kız için" ellerimi sinirle sıktım "laflarınıza dikkat edin" aziz giray da bana aynı sinirle bakıyordu "sen oğlumla arandaki mesafeye dikkat edersen bende laflarıma özenli olurum" burnumdan soluyordum "oğlumdan uzak dur eylem" bir anda ayağa kalktım "merak etmeyin aziz bey, oğlunuzla aramda hiçbir şey yok. Dün gece olanlar da sarhoş olduğumuz içindi" aziz giray sadece başını salladı bende tek bir laf etmesine izin vermeden odadan çıktım.

İLTİMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin