Kulakları sağır eden bir gürültü koptunca telaşla bağırdım "aliiiiiiiii" nerdeydi ki.. annem onu nereye kapatmıştı. Boğazım ve gözlerim fena acıyordu birden elimdeki yeşil kamyon belirdi "hayır" diye geçirdim içimden kardeşimi bulmadan olmaz hayır kendime gelmem lazım şimdi değil.
Büyük bir nefes darlığıyla gözlerimi açıp elimi boğazıma götürdüm.
Sürekli bu oluyordu, onu bulamadan uyanıyordum.
Kendime gelince etrafıma baktım
Nerdeydim ben böyle. Çift kişilik bir ahşap yatağa koyulmuştum. Yatakta oturup düşünmeye başladım.
Neredeydim ben böyle.
Durup biraz düşündüm
Şafakta kalktım, mahallede turladım sonra birine çarptım...
Şimdi hatırlamıştım işte. Sinan abimden hiç beklediğim bir darbe yemiştim. Evimi silahlı adamlar basmıştı..sonra.. sonra selimi tuttular
Göz bebeklerim büyüdü. Selimi tuttular sonra biri beni tutunca yumruk attım sonra biri ağzıma bir bez parçası tıkadı.
İşte..artık hatırlıyordum. Üzerimdeki şaşalı yorganı kaldırıp yataktan çıktım. Bu odanın iki kapısı vardı biri tam ilerimde diğeri de sola dönünceydi. Yatağın olduğu odada sadece yatak, yatağın iki yanında komodin ve duvara yaslanmış lacivert bir koltuk vardı.
Böyle bir durumda ilk kapıyı denemezdim çünkü hala gelmediklerine göre beni uyuyor sanıyorlardı. Odaya vuran güneş ışığı çok parlaktı ve tahminimce cam yere kadardı.
Bir iki adım cama yaklaşıp perdenin kenarından dışarıya baktım. Dağlık bir yerdeydim sanırım çünkü etrafta ağaçtan başka birşey yoktu. Bakışlarımı aşağı çevirince bir ordu adamla karşılaştım. Hepsi evime giren adamlar gibi siyah giyimliydi.
Evin etrafı kocaman duvarlar ve duvarların üstündeki tellerde çevriliydi.
Tekrar adamlara baktım. Sayıları çok fazlaydı ve eminim ki belleri boş değildi. Birinin yüzü tanıdık gelince yüzünü süzmeye başladım.
Elmacık kemiğinde büyük bir morluk vardı. Saçları seğrek ve hafif göbekliydi.
Bu adam.. bu adamın yüzüne ben vurmuştum evet. Bana dokununca yüzüne yumruğu geçirmiştim.
Adam birden kafasını yukarı kaldırınca göz göze gelmemizle perdeyi kapatmam bir oldu.
Hızlı olmalıydım çünkü yukarı gelebilirlerdi.
Bana en yakın olan kapıyı açıp içeri girdim. Burda büyük bir deri koltuk ve karşısında büyük bir televizyon vardı. Odanın bir köşesinde de orta büyüklükte bir dolap.
Dolaba yönelip içini açmamla bomboş bir manzara beni karşıladı. İçinde hiçbir şey yoktu. Odadan çıkıp diğer kapıya yönelirken başka bir kapıyla karşılaştım.
Hızlı olmalıydım bu yüzden hiç düşünmeden kapıyı açtım ama karşıma fazla büyük olmayan banyo çıktı.
Birden tam yanımdaki kapı açılınca az önce göz göze geldiğim göbekli adamla karşılaştım. Bana bir iki adım atınca tutacağını anlayıp banyonun kapısını hızla ona doğru geri savurup kafasına vurmasını sağladım.
Adam alnını ve burnunu tutarken içeri iki adam daha girdi
Geri geri gidip yatağın yanına kadar geriledim "sakın bana dokunmaya kalkmayın yoksa sonucu ağır olur"
Birden tanıdık bir ses duyuldu "ondan ne şüphe" ama bu ses iki adamdan da çıkmamıştı. Adım sesleri geliyordu. Kimdi bu adam. Evet tanımıştım kulağıma fısıldayıp beni bayıltan adamın sesiydi bu. Karşıma çıkmasını dört gözle bekliyordum çünkü yüzüne yumruğumu geçirmekten asla çekinmiycektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTİMAS
Genç KurguAilesi tarafından evden atılıp babannesi ve dedesinin yanında büyüyen bir kız. Yıllar geçip tek başına kaldığında tek bir telefonla bütün düzeni bozulur ve bu saatten sonra bozuk olan sadece düzeni değildir