Bölüm şarkısı;
Cem Adrian: Yakamoz🖤
Aile olmak.
Sanırım sadece ebeveyn ve çocukların olmasından ibaret bir şey değildi. Çünkü doğduğum ve büyüdüğüm o ev ve ailemin benim için sözcükteki anlamı acıydı. Şimdi Ömer ile aile kavramını öğrenmiştim. Karnımda ki ufaklığında ailemize katılmasını dört gözle bekliyordum. Ve ne olursa olsun benim çocuğum için aile kavramının sözcükte ki anlamı acı değil, sevgiden ibaret olacaktı. Olması gerektiği gibi.
Elimi henüz yeni belirgenşmeye başlayan karnımda gezdirdim, sanki ona dokunuyormuşum gibi. Elimin varlığını hisseden ufaklığım hareketlenmeye başladı. Bu karşılığı beni gülümsetti.
"Oğlum benim,"
"Kızıma oğlum diyip durma." Ömer oturma odasından içeri girerken gülüyordu. Elin de iki fincan vardı. Biri kahve biri salepti. Salep olan fincanı bana uzattıktan sonra hemen yanıma oturdu.
Fincanı avuçlarıma alıp alttan alttan Ömer'e baktım. "Bugün öğreneceğiz erkek olduğunu o yüzden seninle hiç tartışmaya girmeyeceğim."
"Nasıl bu kadar eminsin erkek olduğundan?"
"Çünkü ben anneyim hissedebilirim."
"Bende babayım kız hissediyorum. Ya benim hissim doğruysa?"
"Ama benim karnımın içinde o yüzden benim hissimin gerçek olma ihtimali daha yüksek." Kurduğum saçma cümlenin karşısında ikimizin de kaşları çatıldı. Ömer bir süre sonra gülmeye başladığında ben hâlâ kaşlarımı çatarak ona bakıyordum. "Gülme bunda gülünecek bir şey yok."
"Tabi," Dudaklarını birbirine bastırarak gülmesini kesti ve kahvesinden büyük bir yudum aldı.
Hamileliğim yüzünden beliren hormanlar beni tamamıyla ele geçirmişti. Sürekli değişen bir ruh haline sahiptim ve bu durum beni özelliklede her anımda yanımda olan kocamı zorluyordu. Yinede Ömer sağolsun saçma davranışlarımdan dolayı tek bir an bana burun kıvırmamış, sürekli kendimi iyi hissetmem için çabalayıp durmuştu.
O benim bu hayatta ki iyikimdi...
İçeceklerimizi içtikten sonra hazırlanıp randevumuza yetişmek için evden çıkmıştık. Hastaneye girdiğimizde Ömer sıkıca elimi tutarak yürümeye başladı. Doktorun odasının önüne geldiğimizde içeride hasta olduğu için koltuğa geçip oturduk.
"Ömer," diye mırıldandım elimi tutan elini iki elimle sıkıca tutarak. "Ben çok heyecanlıyım."
"Bende yavrum." Alnımın köşesine ufak bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Gerçekten cinsiyetinin kız olmasını çok mu istiyorsun?"
"Tek istediğim evladımızı sağlıklı bir şekilde kucağımıza almamız. Kız veya erkek fark etmiyor." Diye mırıldandı. Ama ardından başını hafifçe eğip konuşmasına devam etti. "Cinsiyeti ne olursa olsun aynı şekilde mutlu olacağım. Ama tabi yinede ilk olarak kız babası olma duygusunu tatmak isterim."
"Ya Ömer sen çok güzel baba olacaksın."
Ellimi alarak dudaklarına götürdü ve öptü. "İyi bir baba olmak için elimden geleni değil, elimden gelenin daha fazlasını yapacağım yavrum, söz veriyorum."
"Sana güveniyorum ki," gözlerim hissettiğim duygusallıkla sulandığında Ömer, "Şş ağlamak yok." Diye mırıldandı.
Dudaklarım bükülsede kafamı salladım. Bakışları dudaklarıma kaydığında ve o an beklemediğim bir şey yaptı. Bana doğru eğilip dudaklarıma kısa ama sert bir öpücük bıraktı.