Bölüm şarkısı;
MaNga; Yad Eller🖤
Ömer dediğini yapmış psikiyatri bölümünden mezun Yunus ile görüşmüştü. Yunus annem ile görüşmesi gerektiğini, ona göre bir yol izleyeceğimizi söylemişti. Ama annem ile onu nasıl görüştürecektik bilmiyordum. Daha ben annemle görüşemiyordum. Kaldı ki bir şekilde görüştük diyelim annem gelir miydi? Sanmıyorum. Bir süredir nasıl bir yol izlemeliyiz diye düşünüyordum ama işin içinden çıkamıyordum.
Düşüncelerim beni zehirlemeye başladığında sıkıntıyla, parmaklarımı alnıma bastırdım. Yanımda oturan Ömer kolunu omzuma dolayıp beni göğsüne doğru çekti. "Kendine eziyet etme."
"Annemle görüşemiyorum." Annemin benim için tam olarak nasıl bir yeri olduğunu evlendikten sonra anlamıştım. Ne kadar onun tarafından da yaralanmış olsam da sevgisini hissettiğim zamanlar olmuştu ve o zamanlar onun kalbimde yerini oluşturmuştu.
"Belki de görüşmek istemiyordur." Ömer'in sözleri bir bıçak gibi beni kestiğinde kollarından çıkıp ona baktım.
"Bu ne demek? Tabiki de beni görmek istiyor ama babam yü-"
"Gerçekten seni seviyor ve seni görmek istiyorsa bir yolunu bulur seni görürdü."
Duraksadım. "Sen ne demek istiyorsun? Annem beni sever. Tamam. Beni babamdan korktuğu için koruyamamış olabilir ama o beni sever."
"Seni sevmiyor demiyorum zaten."
"O zaman ne diyorsun!?" Diye bağırdım elimde olmadan. Sözleri canımı yakıyordu. Amacı neydi?
"Yeterince sevmiyor." İki kelimeden oluşan cümlesi kalbimi paramparça etti. "Seni babandan koruyacak kadar sevmiyor. Seni baban pahasına görmek isteyecek kadar sevmiyor."
Sessiz kaldığımda söylediklerinin gerçeklik payı canımı yakmıştı. Yavaşça yutkundum. Ömer bana doğru iyice yaklaştı. Bir eli yüzüme düşen saçları geriye doğru itip yanağımı okşadı.
"Senin canın yansın istemiyorum Tuğba. Ama gerçeklere kör olmana da müsade edemem. Çünkü bir gün, şu an kör olduğun gerçekleri anlayacaksın ve o zaman benim söylediğimden daha fazla canın yanacak."
Haklıydı. Haklı olmasını istemiyordum. Zoruma giden, canımı yakan şeyler vardı. Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Oturduğum yerden kalktığımda Ömer beni izliyordu. "Annemi görmek istiyorum."
"Şimdi-"
"Babam Perşembe günleri meyhanede olur. Lütfen Ömer onunla konuşmam gerekiyor."
Bir süre ela harelerime baktı. Gözlerimde ne gördü bilmiyordum ama en sonunda başını salladı ve oturduğu yerden ayaklandı. İkimizde üzerimizi giyinip evden çıkarken sessizdik.
Araba eskiden kaldığım evin önüde durduğunda, bakışlarım yıllarımın geçtiği daireyi buldu. Geçmiş zihnimde tıpkı eski bir kaset gibi çalmaya başladı. Beni geçmişimin içinden çıkaran Ömer'in uzanıp sıkıca elimi tutması oldu. Derin bir nefes alıp verdim ve bakışlarımı ona çevirdim. "Yanındayım."
El ele arabadan inip eve doğru yürüdüğümüzde gergindim. Ömer de bunu hissetmiş olmalı ki sürekli baş parmağı ile elimi okşuyordu. Apartmandan içeri girip kapının önünde dikildiğimizde kendimi buraya çok yabancı hissetmiştim. Sanki haftalar önce bu evde yaşamıyor gibiydim. Zile basıp beklediğimizde nefesimi tuttum.