Bölüm şarkısı;
Sıla: Acısa da Öldürmez🖤
Kimseye babanız varken babasız büyümeyi anlatamazdınız.
Kimse çocukken hakkınızı savunmadığı için ya ağzınızı açıp kendinizi savunurdunuz ya da sessiz kalıp size dayatılan yaşama boyun eğerdiniz. Ben ablamın aksine hep sesini çıkarıp kendi hakkını savunmaya çalışan, savununcada saygısız olan çocuktum.
Şimdi bu insanlara göre babasının kararına karşı çıkıp saygısız olan ben, yada kendine göre istemediği bir şeye karşı çıkmış olan ben odamda ki eski aynadan yaralarıma bakıyordum. Üzerimde siyah bir atlet vardı. Omuzlarımın, sırtımın ve belimin yer yer ağırdığını hissettim. Muhtemelen bir kaç güne kalmadan şu an ağırıyan her yerim mosmor olacaktı. Ama sorun değildi, alışıktım. Bu morluklarda tıpkı diğerleri gibi geçecekti.
Tahtadan bir bazam üzerinde de elimizle yaptığımız bir döşek vardı. Odam küçüktü. Bezden bir dolap ve tam karşı duvarımda paslanmış bir boy aynası vardı. Bir çalışma masam yoktu, hiçbir zamanda olmamıştı. Her zaman yerde ki halının üzerinde ders çalışırdım.
Bir süre sessizce yatağımın köşesinde oturdum ta ki odamın kapısı gıcırdayarak açılana kadar. Annem sessiz olmaya özen göstererek içeri girdi ardından da kapıyı kapadı. Onun sessiz olmaya çalışmasından babamın uyuduğunu, daha doğrusu içip sızdığını anladım.
"Kaç kere diyeceğim sana babana karşı çıkma diye." Tam yanıma oturdu. Bakışları bende olsa bile ona bakmadım ela gözlerim aynadan kendine bakıyordu. "Dayak yiyince daha mı iyi oldu."
Annemi duymamazlıktan geldim. "Görücü istemiyorum."
"Yok sen akıllanmazsın."
Aynada olan bakışlarımı anneme çevirdim. O sırada çenesinde ki kızarıklığı fark ettim. "Anne evlenmek istemiyorum ben."
"Evlenmeyip ne yapacaksın ya." Annem huysuzca söylenip eşarbını düzeltti. Ardından gülerek suratıma baktı. "Hem kim sana görücü gelecek biliyor musun?"
"Umrum da değil."
Annem beni duymamazlıktan geldi. "Kara Ömer sana görücü gelecek." Onun adını duymak duraksamama neden oldu. "Ondan daha iyi kısmet mi olur? Hem zengin, hem çevrede söz sahibi. Kaynana derdin de yok."
"Ömer abi mi?"
"İnsan görücüsüne abi der mi aptal kızım!" Eliyle başıma vurdu. "Babana boşuna o kadar karşı çıktın. Adam senin iyi bir hayat sürmeni istiyor. İyi bir kısmet olduğu için-"
"O sadece zengin damat istiyor!" Diye bağırdım. Annem gözlerini irice açarak bana baktı. "Sus kız bağırma adam uyuyor!"
"Gebersin!" Diye homurdandım.
"Ah ben ne yanlış yaptım da sen böyle saygısız oldun! İnsan hiç babası için gebersin der mi?"
"Peki bir insan hiç kızını ve karısını döver mi?" Gözlerim babamın vurduğunu bildiğim çenesine kaydı.
Annem gözlerini kaçırdı. "Biz hak ettik-"
"Deme şunu!" Oturduğum yerden ayaklandım ve elimden geldiğince sesimi kısık tutmaya çalışarak konuştum. "Hiçbir şey onun bize vurmasını haklı çıkaramaz!" Annem ondan aldığım ela gözleriyle öylece bana baktı ama hiçbir şey demedi. Bir anda onun önünde dizlerim üzerine çöktüm ve ellerini sıkıca tuttum. "Böyle bir hayat yaşamak zorunda değiliz. Ondan boşanırsın ve başka şehre gideriz. Ben çalışırım bize bakarım. Ona muhtaç değiliz. Böyle bir hayatı yaşamak zorunda değiliz."