Selaaaaaaaaaaam!
Yine yine yine ve yine ben. Benden bıktınız değil mi? Açıkcası birazcık öyle oldu ama ne yapayım geçrek anlamda mengola kitapları yazmaktan bıkmıyorum, diğer yazdığım o mükemmel italyanik kitabım şuanlık yayınlamayacağım hatta ilk bölümü kaldırabilirim ama ona da geri döneceğim önce bu mükemmel yeni kurgumuzu başlatalım ve bitirelim.
Bu arada Wattpad bazen sıkıntı çıkarıyor yazarken bu yüzden bölümler geç gelebilir.
Neyse çoook uzattım, Başlangıç tarihinizi alayım benimki 13 Kasım Pazartesi.
Yazım yanlışları varsa affola.
İyi okumalar...
❋
Hayatımın en kötü yılları istanbulda geçmişken yine hayatımın en güzel yıllarıda İstanbul'da geçiyordu. Lisede 1 yıl kalmıştım ve bu yüzden kendime ve aileme bir söz verip tabiri caizse eşek gibi çalışarak Sabancı üniversitesini kazanmıştım. Aslında bunu nasıl başardığımı bende tam olarak bilmiyordum ama bir şekilde başarmıştım. İşte bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum. Bugün üniversitemin ilk günüydü üstümde mavi bir kısa kollu altımda da siyah bir pantolon vardı ilk güne göre fazla sıradan giyinmiştim ama bu pekte umrumda değildi.
Evden çıktıktan birkaç dakika sonra yanımda adım sesleri duydum, başım yavaşça yanıma döndüğünde Ali'yi gördüm ve derin bir nefes verdim "Bu alışkanlığını bıraktığını sanıyordum" dedim ve o da mal gibi sırıttı. O her zaman böyleydi, tam bir yavşaktı, dişi sineğe bile yürüyordu ve halinden memnundu ah birde beni korkutmaktan zevk alıyordu. "Ne yapabilirim karşımda mal gibi kalman hoşuma gidiyor" dediğinde sahte bir gülücük atarak yürümeye devam ettim. Ali'nin bir kolu omzumdayken telefonu ile konuşuyordu.
Daha diğerleri gelmemişti ah, diğerleri derken garip arkadaş grubumdan bahs ediyordum biz lisenin ilk yılı tanışmış hepimiz mal gibi aynı yıl sınıfta kalmıştık, ve yine garip bir şekilde onlarda benimle beraber bu üniversiteyi kazanmışlardı. Grubumuz benimle beraber 7 kişiydi; Ali, Umut, Mert, Kaan, Emir ve Ömer. Hepsi farklı kafalarda insanlardı aslında hepmiz bambaşka kafalardaydık ama bir şekilde anlaşmayı başarıyorduk. Aramızda garip bir arkadaşlık bağı vardı.
❋
Üniversite'ye gelmiştik. Yol neredeyse 1 saat sürmüştü aslında bunun sebebi Kaan ile Mert'in kavga etmeleriydi, aslında grupta tek çocukluk arkadaşı olan onlardı ama yinede en çok kavga edenlerde onlardı. Garip sebeplerden kavga ediyorlar sonra hiçbir şey olmamış gibi barışıyorlardı. Bu sefer Mert'in kaana kızma sebebi onu evden çıkarken aramamış olmasıydı. Evet gerçekten sebep buydu Mert'in dediğine göre Kaan hep çıkmadan onu arar ve hazır olmasını söylermiş ama bugün aramayınca Mert endişelenmiş ve küstüklerini sanmıştı, evet Mert bazen çocukça düşünebiliyordu ama hepimiz buna alışmıştık.
İlk dersimiz edebiyattı. Gerçekten üniversitenin ilk günü ilk ders edebiyat mı olurdu? Hepimizin adımları edebiyat sınıfına doğru ilerledi okulu az çok biliyorduk birkaç gün önce izin alarak gelmiş ve okulu öğrenmeye çalışmıştık ama büyük bir üniversite olduğu için heryeri aklımızda tutamıyorduk. "Acaba ilk günden okulu mu kırsak" diyen emir'in sesi ile ona döndüm, emir hep okuldan kaçmak isterdi, asla iki dakika yerinde duramaz ordan oraya giderdi bu yüzden bu soruyu sormasına pekte şaşırmamıştım.
"Eğer kaçmak istersen sen bilirsin emir, ama haftasonu eve gelemezsin" bunu söylediğimde emir yavru köpek bakışları atmıştı, genelde her hafta sonu benim evime geliyor başımı şişiriyor ve beni bir yerlere çıkarmaya çalışıyordu ki genellikle başarılı da oluyordu. Sonunda edebiyat sınıfını bulup boş sıralara yerleştiğimüzde içime derin bir nefes aldım, Bu yıl sadece derslerime odaklanacaktım.
❋
2 ders edebiyat çekmiş, ardından İnsan ve toplum adında 2 ders daha görmüştük ve şimdide doğa ve bilim dersine girecek profesörü bekliyorduk. İlk gün olduğu için bizi kimse zorlamıyordu şuana kadar tanıştığımız her hoca naif ve nazikti bir anlık götümüzü kaldırmışlardı. "Arkadaşlar ben insan ve toplum hocasına yürüsem beni okuldan atarlar mı?" Diyen Ali'nin sesini duyduğumda hemen kaşlarımı çattım "Ali beni çıldırtma! Kadın senden resmen 20 yaş büyük! Ya bir kız görme ya hemen sulanıyorsun!" Diyerek yüzüne karşı bağırmıştım ama haklıydım.
Ali somurturken umut ve Ömer beni övüyor emirde Ali'yi sinir ediyordu, kapı aralandığında hepimizin bakışları oraya döndü, içeri giren siyah arkaya taranmış saçları, gözlerinde gri kemik gözlükleri olan, üstünde koyu yeşil bir gömlek ve altında kahve tonlarında kumaş pantolon ile içeri giren kişi benim nefesimi kesmek için yeterli bir nedendi, resmen ağzım kurumuştu, ard arda yutkunurken aynı zamanda nefes almaya çalışıyordum. Tam sınıfın ortasında durdu ve gözleri hepimizin üstünde tek tek gezindi sonunda bakışlarımız kesiştiğinde gözleri kısıldı sanki beni daha yakından görmek ister gibi kısıldı gözleri ardından ağzını araladı ve otorier bir ses ile şunları söyledi.
"Ben Hürkan Gügen, sizin doğa ve bilim profesörünüzüm."
❋
Selaaaaaaaaaaaam
Aşırı aşırı aşırı heyecan. Ay her yeni kitap beni çok heycanlandırıyor bunu en iyi de siz biliyorsunuz ama neyse kalp krizi geçirmeden bitireceğim umarım.
Bu kitapın fikrini bana veren Nezukoisteab 'a çok teşekkür ederim yeni kurgumun yaratıcısı oldu resmen. Umarım yeni kitapımı ve yeni kurgumu seversiniz
Sizi seviyorummm 🐰💗
Flys kaçarrr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Teacher's Love
FanfictionBir kütüphane köşesindeydik. Okulun kütüphanesinde karşımda doğa ve bilim profesörüm, kaşları çatılı bakışları dudaklarımda ve tek birşey söyledi "Neden sen benim sevgilim değil de öğrencimsin?" Yaş farkı! Öğrenci öğretmen ilişkisi! #1 Mengola #1 hü...