İyi okumalar
✎﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏
Jisung dan.
" minho ne zaman Kore'ye gideceğiz "
" istersen hemen şimdi gidebiliriz "
" gerçektenmi? Gidelim ozaman şimdi, çünkü gerçektende ailemi çok özledim "
" peki ben hemen hazırlıkları başlatayım hemen geliyorum "
Minho kahvaltı masaısından kalkıp giti bende arkasından bakakaladım, gerçekten yapacakmıydı yani? Öyleyse gerçektende yaptıklarından pişman olmuş olmalı ve benide seviyor olmalı.
Sevilme hissi...
Çok güzel ve her kişiye göre özel bir hiss. Oldukça da değerli çünkü sevilme hissini geç elde eder insan.Kahvaltı yaparken dün akşam olanlar aklıma geldi. Ve kafamı eğip utandım. Çünkü dün akşam ben ve minho ikimizin de isteğiyle derin bir öpüşme yaşadık. Ardından ise el ele yürüyerek eve geldik, o süreçte ikimizde hiç konuşmadık sanki ikimizde doğru zamanı bekliyorduk.
Tabi bi yandan da kaybettiğim kıymetli meleğime üzüldüm birkez daha...( dün akşam)
Eve geldiğimizde bana bir oda gösterip o odanın benim olduğunu söyledi, üzgün olduğunu beli edip iyi geceler dedi. Ben ise sadece arkasından bakıp odasına ağır adımlarla ilerleyişini izledim.
Sanki beni özlemiş, hemde çok özlemiş ama özlemini gidermeye yüzü yok gibiydi. Kendinde o cesareti bulmuyor gibi. Konuşamıyor benimle konuştuğunda ise bana bakmıyor du, böyle olduğunda bu sefer ben üzülüyordum, hemen gidip onunla konuşmalıydım.
Bana verilen odaya gidip kısa bir duş aldım, yanımda olan dolaba baktım içinde ne var ne yok diye, içinde dizlerime kadar gelen bir kot pantolan buldum, ve bol bir sweatshirt buldum, üzerime geçirip saçlarımı taradım. Hala ıslaklardı çünkü kurtmadım hemen minho nun yanına gideyim diye.
Kafamı kapıdan çıkarıp etrafa baktım ve hemen yanımdaki terasa baktım, bunu yapmamla bu evden ilk kaçtığım gün aklıma geldi, kıkırdayıp odadan çıktım.
Minho nun odasının yanına geldim, ve kapıyı çalmadan içeri daldım, evet gerçektende daldım, odaya göz gezdirdim ve hemen önümdeki deri siyah koltuğun üzerine oturmuş, yada yayılmışmı desem? Bilemedim.
Üzerindeki beyaz üstün birkaç düğmesi yukardan açılmıştı, siyah pantolanuda beliki onu sıkıyordu, kıravatınıda elinde tutuyordu, başını geriye atmıştı.
İçeri dalıp onu süzmem tabiki bir oldu ama ona biraz fazla bakmıştım sanki, oda içeri girdiğimi görüp düzgün bir hal almaya çalışıp yanıma geldi ve gözlerimin içine baktı endişeli gibiydi.
" jisung? Ne oldu birşeymi oldu "
" yok birşey olmadı sadece seni özledim ve yanına geldim rahatsız olduysan gidiyim "
Son cümlem de gidecek gibi yaptım oda hemen konuştu.
" yok yok tabii kal, rahatsız olmam"
Dedi, az önce oturduğu koltuğun hemen karşısındaki koltuğu işaret edip " gel otur " dedi, offff bune böyle kibar kibar konuşuyor, sevmedim ben bu minhoyu.
Gidip oturdum, ve oda hemen karşıma oturdu, ikimizde birbirimize bakıyorduk ve hiç bir şey demiyorduk.
Söze başlama gereği duydum." minho, aslında ben biraz konuşmak istedim o yüzden geldim buraya "
Dedim boynumu kaşıyarak. Oda hemen ilgi ile " tabiki konuşalım konu ne? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Estne Commoda ? Minsung
Fiksi Penggemaryatak mağazasında çalişan jisung ve içki şirketi olan Lee Minho jisung : nasıl bir yatak bakıyorsunuz efendim Minho : senin içine çok yakışacağın ve içinde uslu duracağın bi yatak bakıyorum jisung : yüksek sesle konuşur musunuz efendim duyamadım arg...