Crowley müthiş bir baş ağrısıyla uyandı.
Hayır, sorun sadece kafası değildi, ağrı her yerdeydi. Her şey ağrıyordu. Dün gece ayılmayı mı unutmuştu?
Gözlerini sımsıkı kapattı ve bu duyguyu uzaklaştırdı.
İşe yaramadı.
Ardından son iki günün anıları aklına geldi ve kalbi sıkıştı.
O zaman bu bir rüya değildi. Tam yirmi dört saattir insandı. Ve fazlasıyla akşamdan kalmaydı.
Crowley sabah güneşi bombardımanına hazırlanırken gözlerini zorla çatı ama tüm perdelerin merhametli bir şekilde kapatılmış olduğunu gördü. Üzerine bir battaniye örtülmüş olmasına, başını bir yastığa dayamasına ve elinin yakınına bir bardak su koyulmasına rağmen hala kitapçının zeminindeydi. Kalbi biraz şişti. Aziraphale her zaman çok düşünceliydi.
Mutfaktan bir hışırtı sesi geldi ve Crowley kitapçıda pişen bir şeyin kokusunun estiğini fark etti. Kendini oturmaya zorladı.
Başı döndü ve midesi çalkalandı ama kendini tutmayı başardı.
"Crowley? Sen misin?" mutfaktan bir seslenme duydu.
"Evet. Günaydın, melek."
"Ah, neredeyse öğleden sonra oldu."
"Gerçekten mi?"
Crowley onaylamak için saatine baktı. Aziraphale, üzerine bir önlük ve elinde, içinde cızırdayan bir şey olan bir kızartma tavasını tutarak ortaya çıktı.
"Şu suyu iç, baş ağrısına iyi gelir."
"Neden beni daha önce uyandırmadın?"
"Dinlenmeye ihtiyacın varmış gibi görünüyordun. ayrıca biraz yürüyüşe çıktım ve birkaç şey aldım. Bize kahvaltı hazırlıyorum." dedi gururla tavayı işarete ederek.
Crowley başını salladı. Bu, başının biraz acımasına neden olmuştu. "Bunu görebiliyorum. Ne yapıyorsun?"
"Masaya gel ve öğren."
Crowley başının nasıl döndüğünü görmezden gelerek ayağa kalktı ve ağır adımlarla masaya doğru ilerledi. Aziraphale ona düzgünce yan yana dizilmiş yumurta, sosis, fasulye ve ili parça kızarmış ekmekten oluşan bir tabak hazırlamıştı. Aslında... inanılmaz görünüyordu.
"Vay. Teşekkür ederim." dedi ve hala ona bakıyordu. Neredeyse yemek için fazla mükemmel görünüyordu. Aziraphale kendi tabağını da hazırladı ve masada Crowley'in yanına oturdu. "Ne kadar zamandır ayaktasın?"
"Bunu doğru düzgün yapana kadar iki deneme sürüşü yapabilecek kadar uzun bir süredir. Yakında market alışverişine çıkmamız gerekebilir."
Crowley gülmeden edemedi. Ve bu da başını öğretti.
Aziraphale ayağa kalktı ve bir dakika sonra elinde iki tablet ve bir bardak suyla geri döndü.
"Bu da nedir?"
"İbuprofen. Harikalar yaratıyor, güven bana."
Crowley iki tableti aldı ve su içmeden yuttu. Suyun yarısını içti ve Aziraphale memnun görünüyordu.
"Bunu nasıl bu kadar iyi yapıyorsun?" Crowley Aziraphale'e bakarak sordu. Aziraphale, içtikleri geceye rağmen tamamen toparlanmış görünüyordu.
"Eh, bazı insanlar alkolle diğerlerinden daha iyi başa çıkabiliyorlar."
"Hiç akşamdan kalma mısın bari?"
"Elbette öyleyim. Ama sana ibuprofenin harikalar yarattığını söylemiştim."
Crowley tabağına bakarak içini çekti. Umuyordu ki bu yakında gerçekleşirdi. Başı gerçekten de çok ağrıyordu.
"Crowley, iyi misin?" dedi Aziraphale ve tekrar başını kaldırdı. Midesi çalkalandı.
"İyiyim, evet."
"Terliyorsun."
Ha. Bunu yaptığının farkında değildi. Önceki gün insanları uyandırdıklarından beri bunu pek çok kez yapmıştı. İnsanoğlu hayatının ne kadarını terleyerek geçiriyordu.
"Evet. Görünüşe göre bu, şu anda yaptığım şey." dedi. Midesi yeniden çalkalandı. Belki de abartmıştı.
"Anlıyorum. Belki de suyun geri kalanını içmelisin. Alkol insan vücudu için oldukça su kaybına neden olabilir."
Crowley inledi. "Bu lanet şeylerle hiçbir şey yapamam. Hastalanmadan arabaya binemeyeceğiz, bok gibi hissetmeden içemeyeceğiz, bununla daha ne kadar uğraşmamız gerekecek?"
"Bilmiyorum. Birkaç teorim var, eğer tartışmaya hazırsan."
"Evet. Bana teorinin ne olduğunu söyle," dedi ama midesi yeniden çalkalandı.
Uh ah.
"Bir kez daha düşününce..." diye ekledi, "Öncelikle yapmam gereken bir şey var."
Ayağa kalktı ve koşarak odadan çıktı. Aziraphale ona onurunu yaşattı ve onu takip etmedi.
*23.02.2024*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rest of Their Lives: The Human Dilemma /Crowzire
FanfictionThe Rest of Their Lives serisinin dördüncü kitabıdır. *Çeviridir. *Tamamlandı. *** "Bu Mümkün değil. Gözlerim nasıl bir gecede değişebilir?" Crowley parmaklarını şıklattı. Ayna inatla parçalanmış halde kaldı. Aziraphale ileri doğru bir adım attı...