Saat sabahın yedisi, biz ise okulun eseriyiz. Eminim aranızda daha erken kalktığını iddia eden vatandaşlar vardır ama ben okula evsiz gibi gittiğimden dolayı hazırlanmak için kendime sadece on dakika veriyorum. Hiçbir şey uykumdan daha değerli değil.
Bana sosyal medya üzerinden gelen o tuhaf mesajda kalmıştık değil mi? Görmenin üzerinden üç gün geçmesine rağmen mesaja henüz cevap vermedim. Naparsın, biz insanlar azıcık ilgi görünce kendimizi bir şey sanıyoruz, tabiatımız bu. Ayrıca bu kişinin 8765654 kişiye de aynı mesajı attığından adım gibi emindim. Tamam, tamam, emin değildim. Kaç kişi benim kelebeklere ölüp bittiğimi biliyor ki? Herkes?
Mutfağa indiğimde annemi ve babamı gördüm. Babam, annemin koyu kahve arasına açık kahve attırdığı saçlarıyla oynuyor; annem ise babamın hafiften beyazlar karışmış siyah saçını düzelttikten sonra kravatına şekil veriyordu. Ha tabii arada flörtleşmeyi de ihmal etmiyorlardı.
Bir süre sonra bir şeyler atıştırıp beni arabayla dışarıda bekleyen annemin ve babamın arkasına oturdum. İki İngilizce öğretmeninin İngilizce özürlüsü evladı olmak lüks ve aykırı hissettiriyordu. Yine mükemmeldim.
"İşitme cihazını aldın mı?" diye sordu babam.
Sorunun tezatlığına karşın, "Almadım," dedim.
"Çabuk al, bekliyoruz." Annemin cevabıyla yüzümü ekşittim. Allah'ım bunlar karı koca öldürecekler beni.
"Sultanlar siz benimle maytap mı geçiyorsunuz?" dediğimde iki elimin parmak uçlarını birbirine dokundurdum.
Ne dediğimi anlamış olacaklar ki sessiz kaldılar, ama babam yine lafa girdi. "Şu Sultanlar lafı iyice ağzına yerleşti."
"Hayat size tek tek seslenmem için fazla kısa babacığım..." İroniyle ses tonumu yumuşatınca annem bana döndü.
"Yani?" deyip kaşlarını kaldırdı.
"Üşeniyorum."
Bu kez uyuklamak yerine bana mesaj atan şu çocuğun sohbetine girdim. Mesaj isteğini kabul edip ne yazacağımı düşündüm.
@sagırsultan: Vizyonlu bir giriş, ama daha iyisi olabilirdi.
Evet, sanki bu tür mesajları milyon kez almışım gibi cevap verdiğimin farkındayım. Okumak için çantama koymadığım kitabı elime aldığım an mesaj geldi.
@justforyou: Ooo matmazel.
@justforyou: Biraz daha bekletseydiniz.@sagırsultan: İnisiyatifimi kullandım tatlım, daha fazla bekletebilirdim. Yazma amacın ve gelecek hedefin?
@justforyou: Seni uzun zamandır bekleyen biriyle konuşuyorsun, bir hafta nokta kadar bir şey benim için.
@justforyou: İşte artık daha kısa beklemek için yazıyorum yetmez mi?@sagırsultan: Özel değilse, neden yüz yüze konuşmak yerine klavye delikanlılığı yaptığını öğrenebilir miyim?
Tabii ki ironi yapıyordum.
@justforyou: Özel matmazel, ama bana kalırsa sen daha özelsin.
@justforyou: Bu yüzden büyüyü bozmak istemiyorum.@sagırsultan: O zaman seni genelleyip herkes gibi güle güle diyorum.
Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleştirdiğimde dikkatimi çeken şey, bildirim çubuğunda gördüğüm mesajdı.
@justforyou: Ama söylemek isterim ki, bir gün ilk tartışmamızı birlikte kitap okurken yaşayacağız.
Ben bunu okurken bir mesaj daha düştü ekrana. Bu seferki WhatsApp'tandı. Gönderen kişi ise, Otobüs.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)
HumorSiz: Ben sormadan bana hesap verdin. Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz? Otobüs: Seni sevdim aslında. Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz? Siz: Bacı mı? Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun? Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...