17

253 31 22
                                    

"Arkadaşlar ben namaza başlıyorum."

Öğle arasında kantinde otururken Feyza'nın söylediği sözle ona baktık.

"Ne namazı?" dedi Emir.

"Caner ile konuşuyorum ya işte, namaz kılıyormuş. Ben de namaz kılacağım, nasıl?"

Ayaz güldü. "Allah için kılmıyor, Caner için kılıyor."

"Sus be, çernobil! Siz erkekler kötü enerji yaymaktan başka bir şey yapmıyorsunuz."

"Kötü enerji yaymaktan başka bir şey yapmayan biri için namaz kılacaksın." Emir bunu derken Ayaz ile birlikte hâlâ gülüyorlardı.

"Öf kesin sesinizi," diye araya girdi Tuğçe. Feyza'yı kolları arasına aldı. "Gel benim Süryani şarabım."

"Tuğçe son zamanlarda çok rivriv edeysun ha," dedi Emir Karadeniz ağzıyla.

"Sensin rivriv."

"Ne yani evlenmek için Müslüman olanların dini geçersiz mi oluyor," diye soru sordum.

"Biz onu mu diyoruz?" dedi Emir.

"Hemen hemen."

"Sizin çenenizle yarışamayız."

Kantinden içeri giren kişiye baktığımda tüm masa, başını benimle birlikte oraya çevirdi. Alperen içeri girmişti. Tost sırasına girip etrafa bakındı. Gözleri bu kez bizim üzerimizde gezindi ama dikkatsizdi. Feyza'ya başıyla selam verdi, önüne döndü, ardından bir şey hatırlamışçasına tekrar bizim tarafımıza döndü. Bu kez bana bakıyordu. Yanına oturduğum zamanı anımsıyor olmalıydı. Onu umursamıyor gibi anlamsızca baktım.

Arkasını dönünce Feyza bana dirsek attı. "Dörtlü date?"

"Seni hatırladı," dedi Tuğçe. Emir tam bir şey söyleyecekken Tuğçe bakışlarıyla onu susturdu.

Ben ise nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim. Sanırım bunu bir kez daha yaşadım. "Benden şüphelenmemiştir, değil mi?

"Yok," dedi Ayaz, kahvesinin son yudumunu kafasına dikerek. "Andaval gibi baktı, bir halt anlamaz o."

"Hatırlatmak isterim ki ben de bilinmeyen birinden mesajlar alıyorum. Ben de mi andaval oluyorum?" deyip tek kaşımı kaldırmaya çalıştım. Ama başaramadım, ikisi birden havalandı.

"Yani bazen böyle durumlarda kişiye kör diyebiliriz ama bilemiyorum."

"Hadsiz," dediğimde umursamazca güldü.

Alperen, tostunu alıp biraz daha ilerideki masaya, arkadaşlarının yanına oturdu. Ben de elime telefonu alıp ona yazdım. Tostunu bitirmesini bekleyemezdim arkadaşlar, vakit azaldı.

Siz: Afiyet olsun.

Sağ elindeki tostu sol eline alıp telefon kilidini açtı. Hemen ardından etrafına baktı. Ben hemen başımı Tuğçe'ye çevirip bir şey söylüyormuş gibi yaptım. Bu sırada kötü hissettim. Birazcık.

Otobüs: Beni mi takip ediyorsun sen?

Siz: Yoo.
Siz: Sen benden sonra geldin.

Otobüs: Öyle mi? Ne yaptım?

Siz: Bir masaya selam verdin. Arkadaşların mı?

Otobüs: Sayılmaz. Biri, Caner'in flörtü. Caner'i tanıyor musun?

Siz: Ben daha seni tanımıyorum ki öskxmsmnxmd

Otobüs: Şwasdfjdjdksks
Otobüs: Hiç öyle görünmüyor. Her şeyi bilip de susuyor gibi bir halin var.

Siz: Eh yani bizimde kendimize göre bir bilgi birikimimiz var.

Otobüs: Sj

Siz: Bu şey değil mi ya?..

Otobüs: Otistik randomu?

Siz: Öalskemmdmdjdj gibi.

Otobüs: Tek mi oturuyorsun yoksa yanında arkadaşların mı var?

Siz: Ketçap mayonez?

Otobüs: Vaktin gelmedi yani?

Siz: Mlsf

Otobüs: Ama benim geldi. Ben gidiyorum. Görüşürüz.

Sandalyesini hışımla arkaya ittiğini gördüm. Aynı şekilde çekilip yerine geri koydu. Etrafına bile bakmadan kantinden çıkıp gitti. İşte şimdi gerçekten kötü hissetmiştim.

EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin