Siz: Ben sormadan bana hesap verdin.
Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz?
Otobüs: Seni sevdim aslında.
Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz?
Siz: Bacı mı?
Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun?
Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Buluşmaya giderken Tuğçe'nin attığı mesaja güldüm. Grup yaklaşık on saattir sessizdi.
Emir: Buluşuyoruz ya.
Tuğçe: Geçen galeride seni gördüm. Bu fotoğrafı ne zaman çekmiştin?
Emir: At bakayım.
Tuğçe:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Emir cevap vermedi ama şuan kahkaha attığına yemin edebilirdim. Random atmadan yanıtladı.
Emir: Ben de seni buldum. Emir:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tuğçe: Bu halde bile tacımı çıkarmamışım..
Emir: Kesin bana büyü yapıyorsun.
Tuğçe: Senin büyüye ihtiyacın yok ki.
Emir yazıp sildi.
Emir: Ne?
Tuğçe: Hiç.
Feyza: Ben sizi çok yakıştırıyorum sevgili olsanıza.
Feyza ve ani girişleri. Ahududu Kafe'ye yaklaşırken önce camdaki görüntülere sonra tekrar telefona baktım.
Tuğçe: Yuh. Tuğçe: Dayak istiyorsun diye yorumladım.
Feyza: Hani ben senin Süryani şarabındım????
Emir: Lan Feyyaz ortalığı karıştırma git namaz kıl.
Sinirlendiğinde Feyza'ya böyle diyordu.
Siz: LWJDMSMDKMSMDKSJD
Feyza: Sizi bekliyorum kafede. Ojelerim var bir de namaz kılamam ki 🤭
Siz: Ben de yakıştırıyorum, ne var?
Emir: Büşra. Emir: Ben de seni biriyle yakıştırıyorum.
Siz: Kiminle?
Ayaz: Ben de biriyle yakıştırıyorum.
Siz: Kiminle be?
Ayaz: Çok büyük bir sır.
Siz: Çok gıcık olduğunun farkında mısın?
Ayaz: Farkındayım.
Telefonu kapatıp dolmuştan indim. Diğerleri gitmiş olmalıydı, muhtemelen yine sona kalmıştım. Aceleyle kafaye doğru yürüdüm. Karşıdan bakınca onları görebiliyordum. Savaş da oradaydı, siparişleri alıyordu ya da merhaba demeye gelmişti.
"Selam."
"Hoş geldin," diye karşılık verdi Savaş. Gözlerini kısıp not defterine baktı. "Sen bir şey ister miydin?"
"Latte alabilirim," deyip gülümsedim. Savaş gittiğinde Emir ve Ayaz'ın arasına oturdum. "Çok yoruldum."
"İngilizceye çalıştınız mı?" Feyza'nın sorusuyla ona baktım.
"Sayılmaz."
"Neyine güveniyorsun?"
Emir'in sorusuyla ona döndüm. "S bana yardım edecek."
Kaşlarını çattı. "Onunla hâlâ konuşuyor musun!"
"Evet."
"Ve sana yardım edecek öyle mi?" diye sordu Ayaz.
"Henüz haberi yok. Ama eder bence."
Başını ağır ağır salladı. Ağzında bir şeyler geveledi ancak duyamadım. "İyi anlaşıyorsun."
"Gibi."
Ortamda anlamsız bir sessizlik oldu. Ne döndüğünü anlayamamıştım. Ayaz ve Emir önlerine bakıyordu. Gözlerim kızları bulunca başlarını, bilmiyoruz, dercesine salladılar. Daha fazla üstelemedim.
