Herkese 7363637789 gün sonra merhabalarrr🤭 VPN kullanmaya pek alışık olmadığımdan kendimi ve sizleri Eros'tan mahrum bıraktığım için kusura bakmayın. Salı günü gelecek olan bölüm de internetim nedeniyle gelemedi, bilginiz olsun. Keyifli okumalarr🦋
🪶
Gözümü Emma'dan ayırmadan onu dinliyordum. Evet ben, Büşra Sultan. Hani konu İngilizce olunca dış hatlarda turnike bile olamayan Büşra Sultan.
Tüm çabam Ayaz ile herhangi bir iletişimde bulunmamak içindi. Belli oluyor mu? Hadi canım oradan. Çok küçük, minicik bir an gözümü ona kaydırdığımda onun da Emma'ya kulak verdiğini gördüm.
Gözüm, sıranın üzerine çizdiğim çizgiye unutkanlıkla kaydı. Hm... Dirsekleri sınırımı az bir şey ihlal ediyordu. Kullanmadığım kısmını. Onunla konuşmadan elimdeki kalemle çizginin üzerinden geçmeye başladığımda kolunu afallamışçasına kendisine doğru çekti.
İşimi bitirdiğimde, "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Konuşmadım. "Konuşmayacak mısın?" diyerek ikinci bir soru sordu. Emma'yı göstererek dersi dinlemesi gerektiğini söyledim. "İnadın hangi hayvana benziyor acaba?" dediğinde gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Susması için işitme cihazımı çıkaracaktım ki, "Tamam," dedi. "Konuşmak yok."
Harika ama dersten de sıkılmıştım. Arkamı döndüğümde gözlerim direkt İbrahimi buldu. Dersin başından beri hiç onun tarafına bakmamıştım. Ela ile birlikte oturduğunu yeni yeni kavrıyordum. Emma'yı kontrol ettim, arkası dönüktü. Kaşlarımı çatıp dişlerimi arasından, "Yalancı, dedim. "Hani Hira senin kızlarla konuşmana çok kızıyordu?"
"Kızıyor zaten," dedi kısık sesle. "Ela benim askerlik arkadaşım gibi."
"Oha," dedi Ela. "Biz seninle arkadaş bile değiliz."
İbrahim, Ela'ya dönüp kaşlarını kaldırdı. "Şuan ne kadar üzüldüm inanamazsın yedek üçlü priz."
"Öküz."
Hira'yı gösterdi. "Benim Hira hariç bir kadınla 5 cümleden fazla konuşmam yasak. Lütfen dersine döner misin?"
Hira'nın yüzünü buruşturduğunu gördüm. "Gözümün önünde başka kızlarla lakayıt konuşan biri mi yapıyor bu şovu?"
Bu sözden sonra kimse bir şey söylemedi. Yeniden önüme döndüm. Ayaz'ın bir şeyler karaladığı defterini önüme yerleştirdiğini gördüm. Hayır Büşra, hayır. Bakma Büşra bakma.
Baktım.
"Ne erkekler var görüyor musun?" Suratımı gerip kafamı ona çevirdim. Her zamanki gibi cevap vermedim. Defteri kendi sınırları içine alıp yine bir şeyler yazdı ve önüne koydu. "Konuşma dedin, yazma demedin ki."
Bu kez kalemi ben oynattım. "Yazma aynı zamanda."
"Ama kendimi anlatmak istiyorum."
"Anlamak istemiyorum."
Cevap verdi. Aslında... Gerçekten anlamadım. Çünkü İngilizce yazmıştı. Bu çocuğa A2 İngilizcesi ile şov yapabileceğini hanginiz söyledi? Çabuk ortaya çıksın.
Tamam, şöyle bir bakıyorum da B1 de olabilir. Hatta bana göre C3, 4, 5, 6... Kuyruğu dik tutmak zorundaydım. Bu nedenle kalemim suratsızlığımla bütünleşti.
"Teşekkür ederim."
Türkçe yazdı: "Ne için?"
"Seninle muhatap olmak zorunda bırakmadığın için."
İngilizce yazısını gösterdi. "Buraya ne yazdığımı biliyor musun?" Gözlerimi devirdim. Belki bugün bininci kez. Cevaplamadım ama o yine de yazdı. "Teneffüste konuşmak ister misin?"
Bu esnada zil çaldı. Her ne kadar kırgın olsam da vereceğim cevap belliydi. Neler anlatacağını merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)
HumorSiz: Ben sormadan bana hesap verdin. Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz? Otobüs: Seni sevdim aslında. Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz? Siz: Bacı mı? Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun? Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...