S'yi yanıtlayacağım esnada karşıdan gelen kişiye gözüm takıldı. Beyaz, saha çorabı, şortu ve üst formasıyla Alperen yaklaşıyordu. Beden eğitimi dersleri olmalıydı. Bakışlarını alelade biçimle etrafta gezdirince bana rastladı.
Gülümsedi. Ama bu gülümseme benimle konuşabilmek için bir önayaktı sanki. Benim karşılık verdiğimi görünce yanıma oturdu. Sessiz kalmayı tercih ettiğinde aslında geçen gün yaşanan tatsız olay hakkında bir şeyler söylememi beklediğini anlamıştım. Haklıydı, bir özür borçluydum.
"Nasılsın?" diyebildim nihayetinde.
"İyiyim Büşra, sen nasılsın?"
Adımı ilk defa ağzından duyuyordum. Çok tatlı, çok nahif söylemişti, içimde tuhaf bir his oluşturdu. Ama bu histe kalbim kıpır kıpır olmaktan ziyade yıkılıyor gibime geldi. Onu kandırdığım için fazlasıyla suçlululuk duyuyordum.
Kandırmak? Sanırım ona eskisi gibi ilgili değildim. Bu farkındalık zihnimi ve kalbimi sarsmıştı.
"İyiyim, teşekkür ederim." Kısa bir nefes aldım. "Geçen gün buluştuğumuzda kötü bir gün geçiriyordum. Seninle yeteri kadar ilgilenemedim, özür dilerim."
Suratında anlayışlı tebessümü belirdi. "Problem değil, şimdi her şey yolunda mı?"
"Sayılır," dediğimde sesimi teneffüs zili bastırdı.
Sessizlik yeniden oluştu. Allah'ım böyle durumlarda ağzım asla laf yapamıyordu!
"Seninle tanışmak isterken rahatsız mı ettim?"
"Hayır!" derken ses tonum özür diler gibi çıkmıştı.
Güldü. "Sana aşık değilim. Sadece çok sık denk geldik ve seni merak ettim."
İçimden, neden yalnızca beni merak ettin o zaman, demek gelese de kendimi dizginledim. Anladığım kadarıyla erkekler böyledir, sorularınızın cevaplarını kendi içlerinde derinlemesine düşünür ve bu cevapları rahatsız edici derecede benimserler.
Rica ederim arkadaşlar, teşekküre gerek yok.
Aynı şekilde burnunu kırıştırdım. "Bunun farkındayım. Zaten pek katlanılacak biri değilim."
"Neden?"
"Kitap karakterlerine aşığım."
Kaşları gülerek kalktı. "En çok hangisine aşıksın?"
"Kibar Hırsız, yani Arsen Lüpen."
"İlk defa duyuyorum. Özelliği ne?"
"Kibar bir hırsız olması."
Güldüğünde istemsizce olduğunu anladığım bir hareketle omzuma dokundu. Bunu çok umursamamaya çalışarak gözlerimi kaçırdım. Bakışlarımın sabit kaldığı yerde ürpermiştim.
Birkaç metre ilerimizde arkadaşı ile birlikte Ayaz, bahçedeydi. Dikkatini Alperen'in bana dokunan eline vermişti. Birkaç saniye sonunda gözlerime baktı, anlamsızdı. Sonra bana bakmayı kesti ve bir daha göz göze gelmedik.
Bu düz, anlamsız gözleri onun tüm öfkeli ifadelerinden daha kötü hissettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)
HumorSiz: Ben sormadan bana hesap verdin. Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz? Otobüs: Seni sevdim aslında. Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz? Siz: Bacı mı? Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun? Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...