"Ne oluyor sana?"
Feyza'nın kulağıma eğilerek söylediği sözle irkildim. "Ne olmuş bana?"
"Neden Ayaz'a kilitlendin? Alperen'e de bakmıyorsun."
"Bazı şeylerden emin olmaya çalışıyorum."
Kulağıma daha fazla fısıldamamak için uzatmadı.
"Alperen sen hangi bölümü istiyordun?"
Duyduğum sakin ses Ayaz'a aitti. Alperen'in cevabını beklerken bir an için bana baktı ama gözleri yeniden onu buldu.
Alperen ise beklemediğim bir samimiyette gülümsedi. "Matematik öğretmenliği istiyorum."
Tuğçe'nin ağzından, "Aa!" diye bir tepki çıktı. "Büşra'nın matematiği süperdir."
Alperen, "Öyle mi?" derken meraklı görünüyordu. Ancak heyecanlı değildi, otokontrolünü iyi sağlıyordu.
Sanırım cevap verme sırası bendeydi. "Evet, çok severim. Ben de matematikle ilgili bir bölüm okumak istiyorum."
Daha fazla konuşamadım. Ayaz, S, Alperen. Öncesinde Eros'tan yalnızca bir ok istemiştim, şimdi ise üç tanesiyle uğraşıyordum. Daha da kötüsü, kimin hakkında ne hissettiğimi bilmiyordum. LÜTFEN BİRİ BANA NE YAPMAM GEREKTİĞİNİ DETAYLI BİÇİMDE ANLATABİLİR Mİ?
Kızların kulağına fısıldasam çok mu ayıp olur? Evet Büşra. Telefonumu alıp WhatsApp'a girdim. Er geç bu günün geleceğini biliyordum.
*"Erkekler Kapatıldı" grubunu oluşturdunuz*
Siz: Kızlar ben iyi değilim galiba.
Tuğçe: Nasıl?
Siz: Tuhaf şeyler hissediyorum.
Feyza: Lavaboya gidelim.
"Büşra sen iyi misin?"
Caner'in sorusu kulaklarımı tırmaladı. Bunun üzerine masadaki tüm gözler beni buldu. Yüzüm kızarmıştı. Çok haklı bir soruydu çünkü benden hoşlanmaya başlayan çocukla toplam iki cümle konuşmuştum. "Başım biraz ağrıyor," diyebildim. Feci halde rezil hissediyordum.
"Lavaboya gidelim mi?" Feyza'nın sorusu üzerine başımı salladım.
Çantamı alıp kalktığımda Ayaz'ın endişeli bakışlarıyla karşılaştım. Gözlerimi kapatıp açtım, iyiyim demekti. Kızları beklerken Alperen'i izledim, son derece rahatsız bakıyordu. Onu bu duruma soktuğum için kendime çok kızıyordum. Ayaz'ın gözleri önünde onunla konuşmak pek doğru gelmiyordu, en azından bu konuda haklı olduğumu düşünüyordum.
Hızla tuvalete gittiğimde kadınların eşyalarını koymaları için ayrılan boş fayans tezgaha oturdum. Feyza ve Tuğçe bana sorgulayan gözlerle bakıyordu.
Feyza zıplayıp yanıma oturdu. "Hayatımın anlamı ne oluyor?"
"Alperen ile de konuşmadın, çok ayıp oldu çocuğa," dedi Tuğçe.
"Ayaz benden hoşlanıyor."
"Ne?"
İkisinin aynı anda gösterdiği tepkiye sesli bir nefes verdim. "Evet."
"Nereden biliyorsun?" diye sordu Tuğçe.
"Alperen ve S'den her bahsedişimde Ayaz'da anlamsız bir sinir ve bazen de enteresan bir durgunluk olmuyor mu sizce de?"
Feyza önce suratını buruşturdu sonra gözleri aydınlandı. "Evet!" diye onayladı. "Allah çarpsın fark etmiştim!"
"Tek kör ben miyim?" dedi Tuğçe.
"Sen körsün ve göremediğin tek şey Ayaz değil."
Feyza'nın yanıtına kıkırdadığımda Tuğçe'nin öfkeden ekşiyen suratını gördüm. "Ne yapacağım ben?"
"Ayaz'a karşı bir şey hissediyor musun?"
Tuğçe'nin sorusu derin bir nefes almama neden oldu. Cevap belliydi: Hayır.
"Hayır. Yani bundan emin değilim. Sadece onun bana bir şeyler hissetmesi tuhafıma gidiyor."
Bu sırada tuvalet kapılarından biri açıldı. Dışarı beyaz tenli, koyu saçlı, güzel bir kız çıktı. Ela buradaydı, bizi dinlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)
HumorSiz: Ben sormadan bana hesap verdin. Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz? Otobüs: Seni sevdim aslında. Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz? Siz: Bacı mı? Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun? Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...