Siz: Küs müyüz?
Otobüs: Hayır.
Siz: Emin misin?
Otobüs: Evet. Fazla büyütmüş olabilirim.
Siz: Anlayışın için teşekkür ederim.
Otobüs: Sonuçta hayatımda bir etkin yok.
Öküz.
Siz: Kırıcı mıyız sanki biraz lsjdnmsnx
Otobüs: Haşa ne haddime.
Otobüs: Dilimi kesmeli miyim şsjshdjsjkdSiz: Kırıcı olsan da fark etmez.
Siz: Tüm darbelere dayanıklıyım.Ama burada bana darbe vurmana izin vermeyeceğim. Sohbetten çıktım ve attığı mesaja bakmadım. Düşünmeden konuşmaya başlamıştı.
Sınıftaki camdan dışarı izliyordum. Bahçede nöbetçi olan öğretmenden gizlenerek buluşmaya çalışan öğrenci çiftler, Dünya kupası kaldıracakmış gibi futbol ve voleybol oynayanlar, korkuluklardan kaçmaya çalışanlar ve daha bir sürü kişi. Liseyi bir gün çok özleyecektim. İngilizce derslerini asla.
Arkamda işittiğim ses, tüm dikkatimi bozdu. Bir kızın çığlığıydı. Sesi tanıdım, sınıfımızın toksik erkeği İbrahim, eski sevgilisi Hira'yı yine çileden çıkartmıştı. Tam önümüzde oturuyorlardı ve bizim grup onlara odaklanmıştı. Sorun Hira'nın bir erkeğin fotoğrafını büyütmesiymiş.
Önce Hira'ya baktım, pek konuşmuyorduk ama hoş bir kızdı. Tesettürlü, buğday tenli, hafif kemikli bir yüzü vardı. Onda en beğendiğim yeri yüz hatlarıydı. İbrahim beyaz tenli, siyah saçlı, sakallı, gözlüklü biriydi. Onda beğendiğim bir şey yoktu, toksiğin tekiydi. Tamam, arkadaşlığı güzeldi. Zehirli biri olmasa Hira'yla yakıştırabilirdim. Belki.
"Olayları abartmayı bırakır mısın?!" dedi Hira. Daha yakın mesafede olduğumuz için bize döndü. "Çıldıracağım şimdi!"
"Hayatım sana diyorum, bu çocukla mesafeni koru."
"Feyza ben hâlâ buradayım," diye karşılık verdi İbrahim.
Tuğçe suratını buruşturdu. "Erkeklerin bu üste çıkmaları yok mu..."
Evet, arkadaşlarım erkek düşmanlığında premium üyelik almışlar. Haklılar.
"Hira'yı seviyor musun?" diye sordum İbrahim'e.
"Ne ilgisi var?"
Gevşek gevşek konuşma diyecektim ama hanımefendiliğimi bozmak istemedim.
"Her şeyde sorunlu davrandığının farkında mısın?"
Aslında bu konuşmayı daha önce herkesten gizli bir şekilde yapmıştım. Ama ne özelden ne genelden anladığını düşünmüyordum.
"Of sizin hatalarınız da var. Her şeyi büyütüyorsunuz."
"Tamam hep erkeklerin hatalarından konuşuyoruz, biraz da kızların hatalarından bahsedelim," dedi Hira.
"Tamam, hadi konuşun."
Kızlar olarak sustuk. Onlar konuşmamızı bekledi ama sadece birbirimize baktık. Bir süre sonra Hira derin bir nefes alıp başını aşağı yukarı salladı. "Böyle işte..."
İbrahim, Emir ve Ayaz olayı başta anlamayıp kaşlarını çattılar. "Çok komiksiniz," diye söyledi İbrahim.
Emir, onun aksine hafifçe güldü. "Son dediğiniz güzeldi."
"İlk dediğiniz şeyde kendinize haksızlık ettiğinizi düşünüyorum." Ayaz'ın dediğiyle güldüm.
Oturmaktan sıkıldığım için kapının önüne çıktım. Alperen'i koridorun diğer ucunda görebiliyordum. Yine gözlüklerini takmış, Caner ile konuşuyordu. Bir kızın ona bakıp geçtiğini gördüm. Simalarını tanısamda isimlerini bilmiyordum. Koluna taktığı arkadaşıyla bu tarafa doğru geliyordu. En sonunda tam yanımdaki peteğe yaslandılar.
"Çok tatlı ya," dedi kız.
"Kızım niye gidip konuşmuyorsun? Kimseyle takılmıyor, mis gibi çocuk."
"Öf ne bileyim, kimseyle takılmıyor işte niye benimle olsun ki?"
"Sanki ömür boyu sevgili kalacaksınız."
"En sonunda gidip söyleyeceğim." Alperen'den bahsediyor olmalıydılar. Hiçbir tepki vermezken yutkunduğumu fark ettim. "Ay geçen seneden beri ya, en fazla ne kadar dayanabilirim bilmiyorum."
"Hoca gelecek birazdan, sınıfa geçelim."
Tam karşımızdaki sınıfa geçtiler. Bunun bir gün işime yarayacağını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROS SUS, OKU AT (Yarı Texting)
HumorSiz: Ben sormadan bana hesap verdin. Siz: Bana aşıksın diyebilir miyiz? Otobüs: Seni sevdim aslında. Otobüs: Ama bacım olarak diyebilir miyiz? Siz: Bacı mı? Siz: Hayatımda duyduğum en ağır küfürdü biliyor musun? Mesajı yazıp kitabımı kucağıma yerleş...