Sarhoşlarla başa çıkabilirim. Sokaklar bana bunu öğretmişti.
Fakat Giray sarhoşken ne yapabilirdiki? Ondan bana zarar vermesini bekleyemezdim. Beklemiyordumda. Dengesini kaybedecekken bir anda koşup koluna girdim. Hayret ettim kendime. Bunlar hep aburcubur.
Yaşasın aburcuburun gücü!Tek kelimeyle iğrenç! İğrenç kokuyordu. Lanet herif, sigara ve alkolün kokusu karışmış yüzüme yüzüme hohluyor.
"Sanırım seni bir yıkamamız lazım 'koca oğlan'!"
Saçma salak gülüp konuşuyordu kendince. Banyoya götürene kadar baya ter döktüm. Ve sonra soğuk suyu ona tuttuğum gibi küfürler yağdırmaya başladı.
Uzun koluyla sol kolumdan yakaladığı gibi beni kendine çekti. Sarhoş olduğu için ne yaptığının farkında bile değildi. Çok sert davranıyordu. Ve sanırım şuan sevişiyordu-k. Beni öpmeye başladığında onu itmem gerekiyordu, fakat yapmadım. Karşılık verdim. Suyu kapattığı gibi bacaklarımı beline doladı ve odaya gelmiştik.
O, sarhoştu! Lanet olasıca iğrenç bir sarhoş! Onunla sevişemezdim. Yataktaydık, üzerime çıkmıştı. Boğazımı emiyordu, veya salyalarını oraya bırakıyordu. Bu, nasıl beni tahrik edebilir diye düşünürken görünmez bir baltayla vuruldu sanki kafama.
Giray'ı üstümden atmaya çalıştım, zorbaydı. Ağırdı. Mantıklı düşünemeyecek kadar sarhoştu. Onu itmek için zorluyordum, ta ki ağzından o iki kelime dökülene kadar.
"Seni seviyorum."
"Hadi ama? Sadece sarhoşsun!"
"Seni seviyorum çirkin."
Ve daha bir hevesle sevişmeye başladı-k.
Aklı başında olmayan sadece Giray değildi anlaşılan.
✴✴✴
Dün gecenin ardından sabah hafif bir sızlama hissediyordum, onun dışında ağlamakla geçmişti.
Dün Giray'la birlikte olmuştuk, ve sabah yoktu. Puf, yok olmuştu.
Ağlıyordum, kullanılmış gibi hissettim. Ve içli içli ağladım. Ona engel olmalıydım. Kendime engel olmalıydım.
Sinirliydim, ama kime ve ne için? Giray sadece sarhoştu. Ayık olan bendim, onu durdurmalıydım. Kendime öfkeliydim.
Fakat Giray neden çekip gitmişti. Beni herhangi bir sürtük gibi öylece ortada bırakıp gitmişti. Belkide bu en kötüsüydü. Giray, geri gelecek değil mi?
Geri gelir değil mi? Giray'dan bahsediyoruz sonuçta burda. Beni evine alıp bana yardım eden adamdan.
Ah, birde şu söylediği şeyler. Saçmaladığı şeyler. Beni sevdiği felan yoktu. Hadi ama!? Bunun kafamı karıştırmasına izin veremezdim.
Ben bir kadındım. Ve bunun kanıtıda çarşaftaki kandı. İlklerin daha özel olması gerekmiyormu yada bu biz dilenci kızlara özel versiyonumu? Kötüydü, ama yinede hep derler. Daha kötüsüde olabilirdi.
İnsanın anne ve babası olmayınca sanırım pek korkmuyor böyle şeylerden. Dün gece neredeydin, kimleydin, ne yaptın gibi sorulara yer yok hayatımızda. Maruz kalmıyoruz yani böyle bir baskıya. Fakat bu güzel mi sizce? Pek değil. -yazar burda birilerine gönderme yaptı sanki-
Birşeyler yemeliydim, onun öncesindede çarşafları değiştirip duşa girmeliydim. Yapmak istediğim ise sadece uyumaktı. Ama yapmadım.
Güzel bir duş aldıktan sonra mutfağa inip iki üç tane etimeğe yağ ve reçel sürdüm. Yanınada çay. En güzel ikili. Ve zeytinide unutmamak gerek. -yazarın en sevdiği şey, denemenizi öneririm tebiikide. çok fazla yazar dediğim için bundan sonrasında sizi hikayeyle başbaşa bırakıyorum.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni GERÇEKTEN Sevmiyorum
SpiritualSokaklar benim evimdi. Ben kendime sokak kızı derken insanlar bana yırtık ve kirli kıyafetlerimden dolayı 'dilenci' diyordu. Fakat hiçbiri umurumda değildi. İki yıl önce hayatta ayakta durmam için gereken şartlar sağlanmadığı için bu halde olduğumu...