10 | Hadi be oradan!?

2.6K 108 11
                                    

Bir ay geçmesine rağmen, Giray hala gelmemişti. Ve Efsane ile baya iyi gidiyorduk. Ayrıca birşey öğrenmiştim. Biraz hayatımı derinden etkileyecek birşey.

Mesela üç gün önce başlayan bulantılar. Efsane eczaneden gebelik testi aldı. Ve artık tek arkadaşım, belkide dostum o olmuştu. Giray'dan hala ses seda yoktu fakat inanıyordum gelecekti.

Hamileydim, biraz şaşırmıştım. Aslında çok fazla şaşırmıştımki, bayılmışım öğrendiğimde. Efsane ve William bana hep destek oldular. Bazen ben onlara gidiyordum, bazen onlar bana, yani Giray'ın evine geliyorlardı.

Hep beraberdik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez olmuştu şu bir ayda.

"Giray gelirse ona neler diyeceğim" konuşmasını kaç kere yaptım bilmiyorum.

Sabah bulantıları çok beter birşeydi. Karnım çok belli değildi fakat, doktora gidip hamile olduğumu kesinkes öğrenmiştim.

Psikolojik açıdan tamamen çökmüştüm sanırım. Ama Efsane çok komik biriydi. Komik, düşünceli, mantıklı, pratik, yetenekli. Her eve lazım tipi biri. William'sa zaten tam konuşamıyor, bazen telaffuzu komik oluyordu. Evin neşesiydi adeta.

Giray'a ulaşmalıydım biryerden fakat numarasını, ona dair hiçbirşeyi bilmiyordum. Birkaç yol vardı ona ulaşmak için, fakat yinede Giray gelirdi. Umarım gelirdi. Bu bebeği onunda bilmesi lazımdı.

Peki ya istemezse, kesinlikle izin vermezdim buna. Gerekirse yine sokaklara dönmeye bile razıydım. Fakat Efsane ve William bana destek olurlardı herhalde. Umarım olurlardı. Giray gelmeden hiçbirşey hakkında kesin konuşamıyordum.

Sürekli umut etmek bazen yorucu olabiliyordu. Sürekli gülümseyip, birşeylerin iyi olacağını söyleyip durmak. Fakat iyi gidiyordum. Giray gelecekti. Eninde sonunda gelecekti, biliyorum.

"Yine dalıp gittin Maral. Bak yine hiçbirşey yememişsin."

"Canım istemiyor ama."

"Ama olurmu öyle şey? Olmaz öyle şey." Ağzıma ekmek tepme girişiminde bulundu.

Başlıyorduk yine. Sanırım karnımdakine benden daha çok değer veriyordu Efsane. Bende önemsiyordum onu, fakat hala benimseyememiştim.

Üç haftadır hergün ağlar olmuştum, neredeyse.

Sürekli aynı şeyler, sürekli. Hayatım biranda nasıl değişti, nasıl bu hale geldim. Önceden biri bana bunları rüyamda gösterse gülerdim heralde. Fakat şimdi tamda buradayım. Giray'ın beni terkettiği yerde.

Neden gelmiyordu sahi? İşlerimi vardı, başına birşeymi gelmişti? Bunu hakedecek ne yapmıştım ben? Herşey iyimi, kötümü karar veremiyorum artık. Bir nokta, bir çizgi. İşte oradan sonrası gelmiyor. Göremiyorsun, bilemiyorsun seni nelerin beklediğini. Sanırım hayatın amacıda bu zaten. İnsanları belli belirsiz maceralara sokmak. Bir yandanda, geleceğimizi bilsek bir heyecanı kalmazdı. Gizemide budur belkide.

"Hadi bugün merkeze inelim!!"

Efsane ve entellikleri. Hiç yerinde duramıyor bu kız yahu.

"Olur olur!!"

William sende mi? Hepsi beni neşelendirmek içinmiydi? Canım arkadaşlarım.

Üzerime ince bir hırka aldıktan sonra arabaya bindik hep beraber.

"Gidiyoruzz bass gazaa!"

İster istemez bir tebessüm yayıldı yüzüme. Daima neşelilerdi. Sahi, bunu nasıl başarıyorlardı?

Önce bir kafeye girdik. Kim inanırdıki benim kafelerde oturup kahvaltı edeceğim, kahve içip pasta yiyeceğim.

Hayat neler çıkarıyor karşımıza. Biraz duygulandım. Yolda başkalarına muhtaç insanlar gördüm. Bir zamanlar bende bizzat onlardan biriydim. Yepyeni bir hayat. Bir anda. Büyük değişim. Alışması zor, hala alışılamamış. 

Seni GERÇEKTEN SevmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin