"Ne işin var senin burada?! Ne hakla birde çıktın geldin bana hesap soruyorsun."
Efsane'nin babası uzun boylu biraz yapılı kır saçlı bir adamdı. Efsane'yle pek benzediklerini söyleyemiyeceğim. Fakat şuan olaylar biraz ciddi gibiydi sanki.
"Efsane neden kaçtın benden kızım? Bak daha çok gençsin hadi eve dönelim. Her ne yapmış olursan ol sen benim kızımsın, sana zarar gelmesini istemiyorum. Her ne yapmış olursan ol ben senin yanındayım prensesim."
Babalar böyle sanırım. Yaşadığım burukluğun tarifi yok. O içimde yaşadığım ve kimsenin bilmediği bir burukluk.
"Ne sanıyorsun sen beni ya ne yapmış olabilirimki ben? Önüme gelenle yatıp kalktığımımı sanıyorsun ne!? Bak görüyor musun? Yeni bir hayatım var, gerçekten iyi insanlarla tanıştım. Neden mutlu olmamı istemiyorsun? Lütfen çıkıp gider misin bu evden. Lütfen."
"Seni burada bırakmayacağımı biliyorsun Efsane. Zor kullandırtma bana."
"Sen beni nasıl buldunki hem, nereden buldun? Nisa, Nisa söyledi değil mi?"
Efsane'yi kolundan tuttuğu gibi kapıya doğru sürükledi. William koşup onları durdurmaya çalışsada pek bir faydası olmadı. "Baba o benim erkek arkadaşım. Rahat bırak bizi, nolur izin ver yaşayayım. Senin yanında yaşadığım şey bir robotun hayatı."
"Erkek arkadaşınmı? İkinizde benimle geliyorsunuz o zaman. Bu kızda arkadaşınmı? Seni omu çekti bu yola?"
Bu kız dediği kişi bendim ve yine önyargılarlar karşı karşıya kalmıştım. Oradan bakınca serseriye felanmı benziyorum acaba? Ben niye senin kızını kötü yola çekeyimki?
"Bırak baba." Diye söyleyip dursada, babası bırakmadı. William'da onlarla gidiyordu.
"Maral geleceğim ben güzelim sakın endişelenme tamammı? Korkma sakın. Söz veriyorum geri geleceğim. Affet beni nolur seni yalnız bırakmak istemiyorum. Kendine iyi bak, yemene içmene dikkat et. Hatta bekle sana parada vereyim. O Nisa'da az adi değil. Ama bunu onada ödeteceğim. Görüşürüz Maral."
"Takma beni kafana bakarım başımın çaresine ben. Sen babanla aranı düzeltmeye bak hadi git artık görüşürüz."
Böylelikle bende Giray'ın evine geçmiştim. Ve yine en baştaydım sanki. Yalnızdım, yine yalnız kalmıştım. Fakat içimde birşey vardı. Tamamen bana ait olan birşey. Moralimi hiç bozmamaya karar verdim artık. Efsane beni terketmemişti, sadece gitmesi gerekmişti. Ve biliyorum geri dönecekti. Umarım dönerdi. Şimdi eve gidip biraz uyumalıydım. Herşey düzelecek, hissediyorum. Güveniyorum.
***
Neden bugün uyumak haramdı bana?! Bu tıkırtıda neyin nesi şimdi!
Ve kapı kapanma sesi. GİRAY!?
Önce sesleri dinledim, iki kişiydiler. Allah belanı vermesin Giray evde benim olduğumu bile bile eve kızmı atıyorsun pis herif!! Yazıklar olsun sana.
Fakat kapıya baktığımda içeri giren kişi Giray değil, Sarp'tı. Sarp ve Nisa'ydı! Hoop bir saniye ne oluyor!? Oldu olacak sevişin birde. Bunlar daha fazla ilerlemeden kendimi göstereyim en iyisi. Dur. Sarp benim burda kaldığımı bilmiyorki. Fakat bunların sevişme sahnesine tanıklık etmek istemiyorumki ben.
"Öhm, ıhm. Şey, merhaba."
İkisinin dikkatinide üzerime çekmeyi başarmıştım. Aman ne güzel. Adi Nisa.
"Merhaba Sarp ve Nisa. Sarp muhtemelen beni tanımıyorsundur."
"Ama seni görmüştüm. Daha önce yattınmı benimle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni GERÇEKTEN Sevmiyorum
Tâm linhSokaklar benim evimdi. Ben kendime sokak kızı derken insanlar bana yırtık ve kirli kıyafetlerimden dolayı 'dilenci' diyordu. Fakat hiçbiri umurumda değildi. İki yıl önce hayatta ayakta durmam için gereken şartlar sağlanmadığı için bu halde olduğumu...