Ya, Tony Stark'ın Avengers ekibi dışında kimsenin bilmediği ve dış dünyadan koruduğu mükkemmel güçlğ bir kızı olsaydı? Merak mı ettiniz? Buyrun, içeri gelin.
Hydra mevzusunun üstünden 1 hafta geçmişti ve Perla artık iyice meraklanmaya başlamıştı. Bu merağı, endişesiyle birleştirip antrenmanlarla harcamaya çakışıyordu. Okuldan geldiği gibi antremana başlıyor, sadece yemek molası verip uyuyana kadar çalışıyordu. Hafta sonları ise bütün gününü orada geçiriyordu.
Yine antremandayken, antreman alanının kapısı açıldı. Perla anlık bir dejavu yaşadığı için hemen saldırı pozisyonuna geçip ellerinde sis toplarını oluşturdu. Fakat gelenin Avengers olduğunu görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. Koşarak babasının boynuna sarıl.
" Aaa, bana yok mu Lunam? "
Bu cümlenin üzerine babasından ayrılup Nat'a sarıldı. Geri çekildiğinde yanlarında kızın bir kadın olduğunu gördü. Ona baktığını gören Tony bir açıklama yapması gerektiğini düşündü.
" Perla, bu Wanda. Senin teyzen. "
" Teyzem? "
" Evet, annenin küçük kardeşi. "
" Ve sana yardım edebilecek tek kişi Luna. "
" Nasıl yani? "
" Ben de senin gibiyim Perla. Benimde büyülerim var. Tek farkı kırmızı olmaları. "
" Gösterebilir misin? "
Kuşkuyla sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdi Wanda. Elinde küçük kıvılcımlar oluşturdu.
" Sen daha gücünün yapabildiklerini kelfedememişsin. "
" Yani sen... Daha fazlasını yapabileceğimi mi söylüyorsun? "
" Kesinlikle. "
" Peki... Ne zaman öğretebilirsin? "
" Şimdi? "
Yüzünde heyecanlı bir gülümseme oldu kızın. Avengers ise onları yanlız bırakmak adına oradan çıktı.
" Sanırım artık onunla Lena hakkında konuşmalısın Tony. "
" 16 yıl kaçtım. Yine yapamaz mıyım? "
Dedi Tony çaresizce. Bu konuşmadan kaçmak çok istiyordu. Ama bu bir kaçınılmazdı.
" Hadi ama! Sen İronman'sin ve kaçtığın şey bir konuşma mı? "
Diyerek dalga geçti Clint.
" Tabii senin öyle sorunların yok! Bu kadar zor bir şey biliyor musun? Tabii ki bilmiyorsun! "
" Kızma be! Ortamı yumuşatalım dedik. "
Tony sıkkınca ofladı. Gerçektende korktuğu şeyin bu olduğuna o bile inanamıyordu! Ama kızı kırmızı çizgisiydi. Onu incitmekten korkuyordu. Tabii bu sırada Perla'nın bu yeni büyülerle canı çıkıyordu.
" Birinin zihnine girip onun bedenini kontrol etmeyi nasıl öğrendin acaba? "
" Onu boşver sen. Çok iyi gidiyorsun. Ki bu daha ilk denemelerin. Şu an seni engellemeye çalışmayacağı. Ancak bir sonraki aşamada ben de karşı çıkacağım. Hadi bir daha dene! "
Wanda o kadar motive edici konuşuyordu ki hemen kendine geliyordu. Wanda'ya odaklandı ve onun zihnine girdi. Bu belkide 50'nci denenesi olabilirdi. Yorgun hissediyordu artık. Onun zihninde olduğundan onu kontrol etmeyi denedi. Wanda tavuk taklidi yapmaya başladığında muzaffer bir edayla gülümsedi. Onun zihninden çıktığında bedenine çöken yorgunlukla yere uzandı.
" Vay canına mükemmeldin yeğenciğim! "
" Yeğenciğim mi? "
" Evet. İlk günden yapmanı beklemzdim açıkçası. Ha bu arada şaşırma diye söylüyorum. Bu büyüleri kullanırken gözlerin beyaz oluyo. Bide çok sinirlenirsen. Benim rengim kırmızı. Ben Kızıl Cadı'yım. Haa, hazır aklıma gelmişken sanada bir isim bulalım. Beyaz Cadı olmaz. Karlı Cadı desek ne alakaa... "
Wanda birkaç isim daha sıralarken Perla aklına gelen isimle gülümsedi.
" Misty-Witch nasıl olur? "
" Sisli Cadı... Hımmm, harika! Büyülerinle çok uyumlu. Senin gücünün aurası ayın enerjisiyle uyumluydu bir de değil mi? "
" Evet. Neden? "
" O zaman dolunay zamanları daha güçlü olursun. Çok daha güçlü. "
" Vay canına. Ben bu cadılık işini sevdim ya. "
" Bugün öğrendiklerin, yapabildiklerinin yarusı bile değil. "
" Oha! Daha neler var? Gösterebilir misin teyzeciğimmm? "
Teyzeciğim lafına kıkırdayan Wanda eliyle bir ilüzyon oluşturdu. Bu ilüzyok o kadar gerçekçiydi ki Perla bunu gerçek sandı.
" Wanda nereye yok oldun? "
Odanın içinde uçan bir tek boynuzlu at görünce gözleri kocaman açıldı. Ardından onun bu haline kıkırdayan Wanda'yı duyunca eliyle, tahminlerine dayanarak ilizyon olduğunu düşündüğü ve haklı olduğu şeyi bozdu.
" Çok gerçekçiydi! "
" Oldukçada basitti. Çok daha abartılılarını yapabilirsin. Mesela bir köy yaratabilirsin. Tabii bünyenin bu büyülerin götürdüğü enerjilere alışması biraz uzun sürecek. Benimki 5 yıl falan sürmüştü. "
" Oha! Ben daha sana tavuk taklidi yaptırdığım için yoruldum! "
Dedi isyankar bir sesle.
" Ne kadar yorulduğunu tahmin edebiliyorum. Hadi bu günlük bu kadar yeter. Odana çık dinlen. Yarın devam ederiz. "
Perla itiraz etmedi. İlk defa bir antremanda bu kadar yorgun düşmüştü. Ve bunu söyleyen 14 yaşında çıplak elle kum torası parçalayıp, ellerini mahvettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi antremana devam eden kız söylüyordu.
Asansöre binip mutfağın olduğu katın tuşuna bastı. Uyuyacaktı elbette ancak açtı. Sabah kahvaltı etmemişti. Mutfağa vardığında süt ve kornfleks yiyip oradan ayrıldı. Odasına girip üzerini değiştirdi. Yatağa uzandığı an uyumuştu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
" Tünaydın bal arısı! "
Babasının enerjik sesiyle uyanan Perla saate baktı. Uyuduğu saatten 2 saat öncesisini gösteriyordu. Fakat tarih farklıydı. Neredeyse 1 gün uyumuş muydu yani!?
" Wanda bu kadar yzun süre uyumanın normal olduğunu söylediği için seni uyandırmadık. Ama bünyenin yemeğe ihtiyacı var bal arısı. Bu yüzden babana bir öpücük verip giyinip mutfağa gelmen gerekiyor. "
Perla yataktan kalktı. Babasının yanağına bir öpücük koydu ve bu onun gülümsemesine sebep olmuştu. Bu öğücüğün ardından odadan çıktı Tony. Perla'da hızla üstünü değiştirdi ve hevesle aşağı indi. Bilgiye aç bir insandı. Ve bu büyüler özellikle ilgisini çeken bir konuydu. Elinde oluştursuğu sisle oynuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
