23- Yolculuk

67 1 0
                                    

"Anne ablam neden gidiyor?"

Morgan'ın ağlamalı sesi yüzünden Perla'nın içi parçalandı. Pepper'da tıpkı Perla gibi onun karşısında dizinin üstüne çöktü. Perla ona anlatmayı denemişti ama Morgan anlatmakta inat ediyordu.

"Bebeğim ablan çok kısa süreliğine gidiyor. Bir tatil gibi düşün. Geri dönecek."

Morgan dolu gözleriyle burnunu çekti.

"Ama babam gelmedi... Ona da nereye gittiğini sordum geri gelicem dedi. Ama gelmedi!"

Ne Perla ne de Pepper ne diyeceğini bilemedi. Onu ölümü açıklayamadıkları için 'Baban geri gelemiyormuş.' tarzında bir şeyler söylemişlerdi. Perla ağlamak üzere olduğunun farkındaydı. Gözünden bir damla yaş aktı.

"Bu... Aynı şey değil."

Dedi tek eliyle hızlıca o damlayı silip.

"Ama ya öyleyse? Babam da bilmiyordu dediniz."

Nefesini tuttu. Pepper ile bakıştılar. Ardından Perla onun kulağına fısıldadı.

"Ben yapamayacağım."

"Şöyle yapalım mı bebeğim? Ablan her gün seni arasın."

Morgan Perla'ya baktı.

"Gelene kadar her gün hemde. Gelince de cheeseburger yeriz. Olur mu?"

"Olur sanırım... Ama bir gün bile atlamayacaksın! Söz ver."

Perla Morgan'ı burnundan öpüp kucağına aldı.

"Söz veriyorum-"

"Cheeseburgerler üstüne!"

"Cheeseburgerler üstüne."

Morgan şimdi ikna olmuş gibi duruyordu. Perla kapıdaki valizine baktı.

"O zaman ben gidiyorum minnakım. Seni uçaktan inince arayacağım. Hatta binmeden önce de arayacağım. Seni aramalarımla boğacağım!"

Morgan Perla'nın oyuncu sesi üzerine kıkırdadı. Perla Morgan'ı Pepper'ın kucağına verdikten sonra valizini eline aldı.

"Görüşürüz. Sizi seviyorum. Kendinize dikkat edin-"

"Perla biz iyi olacağız."

Pepper ona içtenlikle gülümsedi.

"Peki... Hoşçakalın."

Morgan ve Pepper kapıya kadar ona eşlik ettiler ve arkasından el salladılar. Perla kapıdan çıkıp arkasına gülümsedi ve yoluna devam etti. Morgan'ı ikna ederken biraz geç kaldığı için valizi yanında süzülürken o koşuyordu.

Nihayet okula vardığında çoğu kişinin geldiğini gördü.

"Oh Perla sonunda geldin! Gelmekten vazgeçtiğini düşünmeye başlamıştım."

"Aslında neredeyse vazgeçiyordum."

"Neden?"

Peter hemen lafa atlamıştı.

"Morgan. Gitmemden korktu. Daha doğrusu... Babam gibi gitmeden korktu."

"Oh... Şimdi iyi mi?"

"Evet. Onu her gün arayacağıma dair cheeseburger sözü verdirdi. Bunu çiğneyemem. Buna güveniyor olmalı."

"Cheeseburger mi?"

Peter buna alışmış olsa da Ned daha anlamıyordu.

"Bizde kandan geçen bir cheeseburger sevdası var. Bu arada kimi bekliyoruz?"

"Flash'ı."

"Eh, sormama gerek yoktu sanırım."

Birkaç dakika sonra Flash'da geldi.

"Sonunda Flash. Uçağa geç kalıyorduk."

Dedi öğretmen. Otobüse binip havaalanına gittiler. Uçuş sorunsuz geçti. Peter ve Ned film izlerken Perla kitap okudu. Uyumaya cesaret edememişti. Sonuçta bir uçaktalardı değil mi?

Neyse ki uçak yolculuğu sorunsuz geçti. İnince Perla Morgan'ı Pepper yoluyla aradı ve haber verdi. Ardından otobüse bindiler. Perla'nın gözleri çok yanıyordu. Uyumak istiyordu ama bir yandan da hiç istemiyordu. Uyumak ona çok korkutucu geliyordu. Her uyuduğunda kabus görüyordu ve bu artık çekilmez bir hal almıştı. Gördükleri ise hiç normal değikdi. Babasını, Natasha'yı, Thanos'u, savaşı, kucağında ölen Peter'ı ve herkes tarafından kötülenen, bir başına kalmış kendiydi.

"Pete, bir şekilde uyumamı engeller misin?"

"Neden? Ne oldu?"

"Uyumak istemiyorum."

"Perla, bu kadar saat dayanman ne mümkün ne de sağlıklı."

"Hadi ama Pete?"

"Üzgünüm ama biraz uyumalısın."

"Ned?"

"Evet?"

"Bir şekilde uyumamı engeller misin?"

"Tabii-"

Ned Peter'ın ona attığı ölümcül bakışları gördü.

"Ya-yani hayır. Olmaz demek istemiştim. Uyumalısın. Hı-hım."

Perla gözlerini kısarak arkasına döndü.

"Sevgilime bak be!"

"Sen gözlerinin ne kadar kızarık olduğunun farkında mısın? Uykudan bayılmayı falan mı bekliyorsun?"

"Evet?"

"Olmaz. Şimdi uyu."

"Pete!"

"Üzgünüm Perla ama sağlığına dikkat etmek zorundasın. Ben de seni korumak zorundayım."

"Nedenmiş o?"

Peter bir an tereddüt kalmış gibi göründü.

"Bay Stark, seni her daim koruyacağıma dair söz verdirdi."

Bu Perla'nın donmasına sebep oldu.

"Perla nolur biraz uyu."

"O kabuslara dayanamıyorum. İşkenceden farksız."

Peter ikilemde gibi duruyordu.

"Bak ne yapalım biliyor musun? Sen uyu. Eğer kabus gördüğünü hissedersem seni uyandırayım."

"Nereden anlayacaksın ki?"

"Örümcek içgüdüleri."

Perla bur süre düşündü.

"Tamam..."

Perla derin bir nefes verip gözlerini kapattı. Peter onun başını tutup kendi omzuna yasladı. Perla böyle daha rahat hissediyordu. Bunun üstüne de Peter onun saçıyla oynamaya başlayınca iyice mayıştı. Uykuya dalmadan birkaç cümle duyabilmişti.

"Herşey yolunda. Güvendesin."

Biraz kısa bir bölüm oldu ama idare edin

Gizli Stark ~ Perla Luna Stark ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin