30- Luna

50 3 0
                                    

Perla yukarıdan Peter'ı arıyordu.

"Siz iyi misiniz?"

"Evet. Sadece peşimizde bir dron var."

"Biraz dayanın. Halledeceğim."

Karnına gelen bir sert darbeyle daha küçük bir inilti saldı.

"Hey! Ne oldu?"

"Babam çok zeki bir adam."

Perla eğer bu kostüm olmasaydı şu an iki kere ölmüştü. Görünmez olmasına rağmen robotlar onu fark etmişlerdi. Bu iyi değildi.

"Peter'ı göremiyorum. Ama başka bazı sorunlarım var. Onlarla ilgilenmeliyim. Bu yüzden kapatıyorum."

Onlar daha tepki veremeden Perla telefonu kapatmıştı. Görünürde 4 adet Elementals vardı. Bunlar drondu dakat fazla gerçekçi duruyorlardı. Perla doğrudan dronları yok etmeye karar verdi. İçlerinden birine doğru hızla ilerledi. Girmeden saniyeler önce korkarak gözlerini kapatmıştı. Fakat çarpmadı. Gayet iyiydi. Ya da o öyle sanıyordu. Birkaç dron ona döndü. Ateş etmeye başladılar. Perla anında elini önüne siper etti. Bir koruma kalkanı oluşmuştu.

"Tanrım..."

Kalkanı yaparken büyü yapamazdı. Bu yüzden sesini kullandı. Bu pek işe yaramış gibi durmuyordu. Kara kara ne yapacağını düşünmeye başladı. Durmadan ateş eden dronların pek yardımcı olduğu söylenemezdi. Fakat kararını vermişti. Dronları yok etmesi gerekiyordu. Zaten kostümü vardı. Değil mi?

Kalkanı kaldırdığı an kurşunlar vücuduna çarpmaya başladı. Yüzüne gelmemeleri için tek eliyle yapabileceği maksimum büyüklükteki kalkanı kullandı.

"Bu cidden Avengers düzeyinde bir tehtid."

Kendi kendine mırıldanmıştı. Canı yanıyordu. İdare edilir düzeydeydi fakat acıtıyordu. Boşta kalan eliyle robotları yok ediyordu. Hologram parça parça yok olmaya başladı. Bu Perla için iyi bir şeydi tabii.

Bir hologramdaki dronların tamamını yok etmişti. Yinede saldırı devam ediyordu. Spiderman kostümü görür gibi olsada onunla ilgilenecek pek vakti olmadığı için şimdilik boş verdi. Kaçmaya çalışan bir grup insan vardı. Kendi peşindeki dronları yok ettiği için yenileri gelene kadar onlara yardım edebileceğini düşündü. Onlara doğru uçtu. Yolu gösterirken bir koruma kalkanıyla onları koruyordu. Gördüğü herkesi güvenli bir yere götürmüştü. Sırtında kesin bir acı hissetti. Elini oraya attığında kostümün bir kısmının gittiğini gördü. Arkasındaki dron bıçağı andıran bir kolla kostüme ve dolayısıyla Perla'ya zarar vermişti. Kıyafetin hasarlı kısmı dronun üzerine yapışmıştı. Perla daha ne olduğunu anlamadan birkaç keskin darbe daha sonunda kostümsüz kalmıştı.

"Sıçtım!"

Nano teknolojinin en kötü yanı bu olabilirdi. Bu sefer kurşun cidden içine gireceği için kalkan yaptı kendine. Sırtının sağ tarafında derin bir kesik olduğuna emindi. Elini atmaya gerek duymadı. Düşünmesi gerekiyordu. Can kaybı çok olacaktı. Bunu biliyordu. Büyük bir yıkım vardı. Birçok insan ölecekti! Buna izin veremezdi elbet. Beck bunların hiçbirini umursamıyordu. Tek umursadığı şöhretti.

"Perla?"

Birinin ona seslenmesiyle sesin geldiği yöne baktı.

"Spaydi? Sen iyisin!"

Peter üzerinden bir tren geçtiği gibi küçük bir detayı atlayarak cevap verdi.

"İyiyim."

O an Perla'nın kostümünün olmayışına dikkat etmedi Peter.

"Dikkatli ol!"

"Sen de!"

Ve Peter sallanarak gitti. Perla onun nereye gittiğini bilmiyordu. Görmedi de. Çünkü sağ tarafında biraz uzakta bir binanın çatısından kiremitler düşmüştü. Kafasını o yöne çevirdi. Binanın altında küçük bir kız çocuğu ağlıyordu. Korkmuş olmalıydı. Daha da kötüsü buna yıkılmak üzereydi. Perla binadan bir parça daha kopup düşerken elini öne attı. Beton parçası havada asılı kaldı. Perla küçük kıza doğru uçtu. Onu her an büyüyle çekip alabilirdi fakat bu sadece kızın daha çok korkmasına sebep olurdu.

"Hey... Selam!"

Küçük kız Perla'ya baktı. Gözlerindeki korku Perla'nın içini sızlattı.

"Yanıma gelmek ister misin? Anneni buluruz?"

Kızın iri mavi gözleri tekrardan doldu.

"Sakin ol. Bana güvenebilirsin. Adın ne senin."

Kız cevap vermeden önce tereddüt ediyormuş gibi birkaç saniye bekledi.

"L-luna."

"Ne güzel bir isim Luna. Benim ikinci adım da Luna. Anneni mi kaybettin?"

"Evet..."

Kız 3 yaşından büyük değildi.

"İnsanlar koşarken elim kaydı."

"Onu bulmak ister misin?"

Luna yavaşça başını salladı.

"Beni tanıyor musun?"

Luna yine başını salladı.

"Yanıma gelir misin?"

Eva başını olumsuz anlamda salladı.

"Ama oradan çıkmalısın. Anneni bulmalıyız. Ben gelip seni alayım mı?"

"Annemin yerini biliyor musun?"

"Bulacağım."

Perla onunla konuşurken bir yandan da yavaş yavaş ona yaklaşıyordu. Luna geri çekilmedi. Perla onu tek eliyle kaldırdı. Kafasını mavi sweatine yasladıktan sonra geri çekildi ve betonu serbest bıraktı. Çıkan yüksek ses Luna'yı titretti.

"Annen nasıl biriydi Eva? Dış görünüşü nasıldı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Annen nasıl biriydi Eva? Dış görünüşü nasıldı?"

"Kızıl saçlı ve mavi gözlü. Bana benziyor."

Perla'nın aklına Natasha geldi. Yutkundu. Sadece birkaç saniye sonra bir kadın sesi duyuldu.

"Luna! Luna bebeğim neredesin?!"

Perla'ya sadece Natasha Luna derdi.

"Anne!"

Kadın bu yöne koştu. Perla Luna'yı kafanın kucağına verdi.

"Teşekkür ederim! Çok teşekkür ederim Perla Stark!"

Kadın bir yandan ağlıyor bir kandan kızının saçlarını öpüyordu.

"Teşekkür etmenize gerek yo-"

Perla'nın lafı anne-kızın hemen arkasında gördüğü dronla kesilmişti. Ateş ettiğini anladığı an elini öne uzatıp anne-kız için bir kalkan oluşturmuştu. İki adet kurşun Perla'nın karnına isabet etti. Perla bir an kurşunların şiddetiyle sendeledi. Fakat yere düşmedi.

Gizli Stark ~ Perla Luna Stark ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin