1.4

496 84 24
                                    


Merhaba,been geldimm!!
Cook deger verdigim biri sayesinde yaziyorum bu bolumu bu arada,o olmasa aklima bisey gelmedigi icin yazmayacaktim 🙏🏼😞

Tesekkurler edip yazmaya basliyorum,iyi okumalar diliyorum!!😽

***

O günden sonra iki gençte sınavlar için hazırlığa başlamışlardı,pek fazla konuşmuş olmasalarda iletişimi kesmiyorlardı. Ve Jisung aralarında ki bağın daha da kuvvetlendiğini hissediyordu,buda onu mutlu ediyordu tabii ki.

Kalemi kitabın arasına bırakıp,sandalye de geriye yaslandı Jisung. Kafasını öne eğdi ve düşünmeye başladı;son iki haftadır sadece bir bedeni düşünüyordu. Hiç mi hiç aklından çıkmıyordu bu beden. Lee Minho.

Onunla geçirdiği anılar bir bir zihninde şerit halinde geçerken, gülümsemesine de engel olamıyordu.

Sırıttığını fark etmesiyle daha çok güldü, ağzı kulaklarına varıyordu. Bir insan,bir hareketi ile diğerinin kalbini hızlandırabilir miydi? Minho bunu yapıyordu,Jisung'un kalbini çok hızlandırıyordu.

Jisung ise bundan asla şikayetçi değildi.

Düşünmeyi bıraktı ve ayağa kalkıp, yatağının üzerinde öylece duran telefonunu eline aldı. Tatil günü olduğu için,Minho ile buluşabilirim diye düşünmüştü.

Bu plan bile kendisini heyecanlandırmaya yetmişti açıkçası.

Kısa ama anlamlı bir mesaj yazdı,Minho'dan cevap beklemek üzerine telefonu yine eski yerine yatağın üzerine fırlattı.

Mutfağa indi bu heyecanla. Kendisine küçük bir atıştırmalık yapıp geri odasına çıktı. Sabahtan beri hiç bir şey yememişti ve oldukça açtı.

Minho bir şey yemiş midir acaba? Diye düşündü,sonra tekrar telefonu eline aldı ve Minho'nun mesajı görmediğini anlayarak tekrar bir mesaj yazdı.

Bu sefer de dışarıda yemek yemek için bir teklif mesajı idi bu.

Saatlerce Minho'dan mesaj bekledi, aradı fakat Minho açmadı.

Aktif değildi,telefonu kapalıydı.

Umursamadı Jisung,nede olsa herkesin işi olabilirdi değil mi? Kafa dinleme ihtiyacı hissetmiş olabilirdi sonuçta.

Gece geç saatlere kadar bekledi fakat alışveriş indirimi dışında hiç bir mesaj almamıştı.

Pes etti en sonunda,uyudu.

Ertesi gün enerjik bir şekilde uyandı ve okula gitmek üzere hazırlanmaya başladı. Bir yandan da Minho'dan mesaj gelmiş olması için dualar ediyordu. Telefonu eline aldı ve açtı,hiç bir mesaj yoktu.

Ofladı ve evden dışarıya çıktı, sonuçta okula gelecek ve orada görecekti Minho'yu değil mi?

***
Pekala bugün Jisung için güzel gitmiyordu, planladığı gibi Minho ne okula gelmiş ne de mesajlarına cevap vermişti.

Sınıfta Changbin ve Seungmin'e sorsa bile onlardan da tek cevap dünden beri bende ulaşamıyorum olmuştu.

"Beni dinliyorsun değil mi Jisung?" Jeongin son dakikalardır kendisini dinlemeyen Jisung'a karşı bıkkınlık ile bir nefes vermişti.

Jisung bakışlarını yerden kaldırıp, şaşkınlık ile Jeongin'e baktı.

"Ne?"

Jeongin iç çekip, olduğu yerde durdu ve Jisung'u karşısına aldı.

"Neler oluyor sana,aptal aşık gibi ortalıkta geziniyorsun?"

Jisung gülümsedi ve elini havada önemli değil anlamında salladı.

"Bir şey yok Jeong."

Mavi saçlı beden ona inanmazca bakarken,Jisung'da kendini inandırmak için olabildiğince inandırıcı bakışlar atmaya çalışıyordu.

"Neyse,bir sorun olsa anlatırsın zaten bana değil mi?"

Jeongin'in sorduğu soru ile Jisung kafa salladı.

"Tabii ki."

Sonradan Jeongin anlattı ve Jisung dinlemeye,pardon! Jisung'da Minho'yu düşünmeye devam etmişti.

________________

Yan shipler olsun mu bilmiyorum ama bazi okurlar yan ship var mi diye soruyor aslına en basta olsun mu diye bir dusunmsytum fakat Minsung'a agirlik vermeye devam ettim simdi de size soruyorum,yan shipler olsun mu?

Yada isterseniz final verene kadar yan shiplere odaklanmayayim finali verince özel bolum yaparak yan shiplere odaklanayim bunu da isteyenler okur,bence bu daha mantıklı ama karari size birakiyorumm😕😕

opuyorum ve iyi aksamlar diliyorum,HOSCAKALİN!!

-Ruby.

İmpossible smile,Minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin