1.7

426 68 12
                                    


İyi okumalar!!

***

"En azından bize haber verebilirdin,aptal!"

Ellerini birbirine sürtüp gülümsemeye çalıştı Minho, ardından omuz silkti.

"Üzgünüm, gerçekten zor benim için."

O gece yağmurluydu,Minho kulaklığını çantasından çıkartıp kulaklarına taktı. En sevdiği şarkıyı açtı ve yürümeye başladı hem de şarkıya eşlik ediyordu.

Yağmurlu bir gündü fakat o hızlı yürümüyor aksine yağmurun tadını çıkartmak istiyordu.

Sabahtan beri Jisung ile de konuşamamıştı,onu özlemişti fakat biraz kafa dinlemek istiyordu.

Hani bazen herkesten uzaklaşmak istersiniz ve bunu da beceremezsiniz ya,Minho'da aynen böyle hissediyordu şuan. Kalbi anlamsızca duygular ile bırakılmış ve vücudu bir buz dağına gömülmüş kadar soğuk,buz gibi.

Sokakta ki arabalar hızlı hızlı geçerken, tekerlekten sıçrayan sular gencin üzerine geliyordu,sanki yağmur her şeyi hissetmiş gibi daha da hızlandı.

Gökyüzü ağlıyordu, anlamsız düşünceler içerisinde kalan insanlara acıyor gibiydi biraz da.

Sokak köşesinde ki kedi yüksek sesle miyavladı, köpek havladı ve dünyanın öyle bir döngüsü vardı ki bu iki hayvanı bile dost yapabilecek güce sahipti.

Yıldızlar evlerine kapanmıştı sanki şuan,hiç biri gözükmüyor aksine yağmur damlaları onları koruyor gibiydi.

Lee Minho ellerini cebine attı ve kafasını yere eğdi. Değişen şarkı onu gülümsetti ve içinden tekrarlamaya başladı. (Lana Del Rey- Dark Paradise)

Kapşonu kafasına geçirip derin bir nefes aldı. Alıp verdiği nefesler havanın soğukluğu yüzünden buhar oluyordu.

Sonra büyük bir parkın önünden geçti,bir çeşmenin ve büyük kaydırakların bulunduğu parktan.

O soğuk ve yağmurlu gece de kimsenin tahmin edemeyeceği, gerçek gibi gelmeyen fakat lanet olsun ki gerçek olan bir şey gerçekleşti.

Gözlerinin önünden bütün anıları geçerken, genç elini tuttuğu kızın saçlarını okşadı ve dudaklarına yaklaştı.

Minho olduğu yerde durdu öylece,ona benziyordu. Yada oydu? Bunun olma ihtimali var mıydı? Seneler önce öldü süsü verilen ve sana o artık öldü haberi verilen bif gencin şuan başka bir kızı öpüyor olma olasılığı kaçtı?

Yutkundu Minho,oydu gerçekten. Gözünün altında ki bende takıldı gözleri,bu onu kanıtlar nitelikteydi. Sonra kalbine bir acı saplandı Minho'nun,daha önce hiç böyle hissetmemişti.

Ve lanet olsun ki bu o'ydu. Woonho,Minho'nun seneler önce ki ölen aşkı Woonho. Yada Minho öyle sanıyordu.

***

Changbin ağlayan arkadaşında gezdirdi gözlerini, burukça gülümsedi.

"Minho.." ayağa kalktı ve hıçkırık içinde ağlayan bedene sarıldı.

"Ağlayınca çok çirkin oluyorsun ağlama!"

Minho ona tek bir şey söylemedi ve göz yaşlarını akıtmaya devam etti.

"Su getirir misin?" Changbin,Seungmin'e döndü ve fısıldayarak konuştu. Seungmin onu onayladı ve koşar adımlarla mutfaktan su getirdi.

Genç bardakta ki suyu içmeyi red etti, Changbin'e baktı ve dudaklarını büzdü.

"Changbin ne yapacağım!? Tam atlattım diyorum,tamam diyorum bitti,gitti diyorum..yine çıkıyor karşıma Changbin! Ölmüştü, ölmüştü ama Tanrım!"

Seungmin alt dudağını ısırdı ağlamamak için, gözleri dolmuştu ve ağlayarak karşısında kötü olan arkadaşını daha da üzmek istemiyordu.

"Bebeğim, yanlış görmüş olamaz mısın? Beynin sana bir oyun oynamıştır? Yada belki de ona çok benzeyen birini görmüşsündür şans eseri."

Kafasını olumsuz anlamda salladı Minho, hayır oydu. Adı kadar emindi,oydu ve Minho onu tanıyordu.

"Changbin yemin ederim gördüm,oydu ya! Seungmin,bana inanıyor musun? Oydu diyorum,size!"

Elini kaldırıp dudaklarına götürdü, ağlaması şiddetlendiği için sesi de fazla çıkıyordu.

Changbin ona sarıldı ve sakinleştirmek için mutlu edici bir kaç cümle söylemeye başladı.

"Dinlenmek ister misin? Uyu istersen biraz?"

Seungmin öneri sunduğu zaman Minho, kafasıyla onayladı. Changbin onu kendi yatağına yatırdı ve üzerini örttü.

"Dinlen,bir şeye ihtiyacın olursa çağır. Hemen aşağıdayım ben."

Aşağı indiği zaman Changbin,Seungmin'i koltukta yastığa sarılmış ağlar bir vaziyette bulmayı beklemiyordu.

"Seungmin?"

Genç ağlamaya devam ederken, Changbin gülümsedi.

"Sen neden ağlıyorsun bakalım?"

Ağlayan beden kafasını yastıktan kaldırdı ve burnunu çekerek konuşmaya başladı. Gözleri şimdiden kızarmıştı.

"Changbin,Minho çok acı çekiyor. Üzülmesin istiyorum artık,o üzülüyor ve bende üzülüyorum. O benim yakın arkadaşım çok seviyorum,neden her şey onun başına gelmek zorunda? Tam unuttu diyorum,yine aynı şeyler.."

Yapılı beden Seungmin'i kendine çekip sarıldı.

"Sende üzülme bebeğim,bir evde iki depresif çok fazla anlatabiliyor muyum? Bende mi ağlayayım yani?"

Seungmin güldü ve omuzuna vurdu.

"Hayır! Bizi kim güldürecek o zaman?"

Changbin sırıttı ve Seungmin'e sarılmak için tekrar öne atıldı.

Bundan sonra konuşmaları gereken biri vardı sanırım, Jisung bunu öğrendiği zaman ne tepki verecekti? Anlayışla karşılayacak mı? Yoksa her şeyi kestirip atacak mı?

_________________

Simdi ilk basta kisa bir konu hakkinda konusacagim gencler,bu fic benim ficim istedigim zaman yb atarım veya istedigim yerde bolumu bitirirm istedigim uzunlukta yazarim veya hangi bolumden sonra final yapmak istersem öyle yaparim siz sadece okur ve begenirseniz devam edersiniz begenmezseniz de fici okumamak diye bir seceneginiz var!! Lutfen bunu goz onune alarak yorum yapın,ha fikrinizi belirtmekte ozgursunuz ona bir lafim yok sadece ben söyleyeyim dedim tesekkur ederim💓

Okumadan atiyorum yanlisim
varsa uzgunum 🙏🏻😞

-Ruby.

İmpossible smile,Minsung✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin