Keyifli Okumalar🖤
14.CESET YOKSA, CİNAYET DE YOKBeş yıl önce, Moskova
Kenan Faryalı'danÖn tarafta koşturmalı hazırlık sürerken mezatın yapılacağı alanın, arka bölümündeki koltuklardan birinde uykuya yenilmek üzere olan bedenimi dinlendiriyordum.
Sağ elim, gözlerime siper olacak şekilde yukarıdayken diğer elimdeki sigaranın külü uzayıp yere döküldü.
Mezata gelenleri görebileceğim biçimde ayarlanmış, koltuğun yanındaki kapı gürültüyle aralandığında elimi indirdim ve gelen kişiyi görebilmek için gözlerimi araladım.
Uykusuzluktan batan, acıyan irislerim karşımdaki kadına takılı kaldığında duruşumu düzelttim ve "Gelmeyecektin," dedim burnumdan soluklanırken.
"Broşu müzayededen çekeceksin." Yarım yamalak Türkçesiyle kurduğu bozuk cümleye alayla gülümserken yanımdaki sehpaya uzandım ve tükenmiş izmariti bıraktım. Ona cevap vermemiş olmama öfkelenirken yaşına rağmen herkesin özendiği bedenini, ince topukları üstünde taşıyarak birkaç adım attı. Yanımdaki koltuğa otururken, "Duydun mu beni?" diyerek onay istedi. "O broş, bugün satışa çıkmayacak. Eşyalarımı satmaktan vazgeç, çocuk. Ben hala yaşıyorum!"
Gözlerim gergin çehresinde turlarken öfkenin yanı sıra, acı çekiyor gibi bir hali vardı. Gözlerinin kenarlarını saran çizgiler, gergin ifadesiyle titreştiğinde gülümsedim.
"Neye kızdın yine, Eleni?"
Sanki bu soruyu bekliyor gibi öfkesi silikleşti. Kızıl yansımalı kumral saçlarının topuzundan çıkan tutamları kulağının arkasına attı ve gözlerini kaçırarak, "Yine o kız gelecek," diye mırıldandı. Ela hareleri, taze sistireli parkenin yüzeyinde takılıyken puslu bakışlarını benden kaçırsa dahi, bir şeyler gizlediğini görebiliyordum. "Broşumu ona satamazsın, benden her şeyimi alıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Viraha +18
General Fiction"Kartlar yeniden dağıtılsa ne fayda, Sil gözyaşlarını, sana yazılmış masalı oynamaya başla, Çok zor olmasa gerek, Nasıl olsa adın bile yabancı sana." O gece, şeytanın dizeleriyle dolunay ikiye bölündü. Işığının yarısı kurtlar sofrasına ihanet, diğer...