"Kartlar yeniden dağıtılsa ne fayda,
Sil gözyaşlarını, sana yazılmış masalı oynamaya başla,
Çok zor olmasa gerek,
Nasıl olsa adın bile yabancı sana."
O gece, şeytanın dizeleriyle dolunay ikiye bölündü.
Işığının yarısı kurtlar sofrasına ihanet, diğer...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KEYİFLİ OKUMALAR🖤 24.YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH
Zaman, aleyhime işlerken beni öldürecek zehri, yavaş yavaş damlatıyordu akrebinden.
Ve yine aynı zaman, Kenan Faryalı'ya şifa oluyordu beni öldürürken.
Belki de bu oyunda, rolünü kabul etmeden sahneye çıkan tek kişi bendim.
Duygularımın yönettiği benliğim canı ne isterse onu yapmaya hazırken beni bana geri getirecek adamı o sahnede bulacağımı bilemezdim.
Birden bire bu düşünce bana öyle ağır geldi ki tutunacak bir yer aradım. Çünkü kendini bulamayan birine, verilebilecek en güzel hediye kendi benliğini bulmasına yardım etmekti.
Kenan Faryalı bunu başarmıştı.
Canı pahasına...
Şimdiyse ben başaracak ve beni canı pahasına korumayı göze alan adam için bedel ödeyecektim.
Cahit'le tek kelime etmeden sürdürdüğümüz yol, İstanbul'un köhne yerlerinden birine doğru ilerlerken kimsenin bilme ihtimali olmadığından burayı seçtiği aşikarken yine de içimde şüphenin yeşeren tohumları zehirli çiçeklerini açıyordu.
Evden ayrıldığımızdan beri harelerim titreşen korkunun izleriyle üç saniyede bir dikiz aynasını buluyordu.
İki gündür Feridun evde değildi. Bu, çok sık yaşanan bir hadise değildi.
Feridun evden ayrılmazdı. Dışarının tehlikesiyle burun buruna gelmemek için kendini kapattığı görkemli evinden uzaklaşmak onu korkuturdu.
Eskiden böyle değildi.
Kendi başına yürüyebildiği zamanlarda hem iş, hem de beden olarak gücünü bilerek ortada dolaşmaktan çekinmezdi.
Ne olduysa benim onu vurduğum günden sonra olmuştu.
Belki de birinin hayatındaki en büyük özgürlüğü elinden almıştım.
