"Kartlar yeniden dağıtılsa ne fayda,
Sil gözyaşlarını, sana yazılmış masalı oynamaya başla,
Çok zor olmasa gerek,
Nasıl olsa adın bile yabancı sana."
O gece, şeytanın dizeleriyle dolunay ikiye bölündü.
Işığının yarısı kurtlar sofrasına ihanet, diğer...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KEYİFLİ OKUMALAR 26.TEMBEL İSPANYOL'UN HAZİN SONU 🌗
Hayata yeniden başlanabilir miydi?
Başladığınızda yeni bir düzen kurarken geçmiş peşinizi bırakır mıydı?
Bugüne dek yeni hayatımın ilk günü diyen insanları hiç anlamamıştım. Çünkü yeni hayat diye bir şey yoktu. Olamazdı. Siz kurmaya çalışsanız bile, geçmiş izin vermezdi.
Ama kendimi hiç olmadığım kadar o insanlardan biri gibi hissediyordum.
Kenan Faryalı'nın uyanışıydı bunun sebebi.
Gerçekleri aramayı bırakacağımı hiçbir vakit tahmin etmezdim lakin bugün, kim olduğum gerçeğinden sonsuza dek kaçmaya karar vermiştim.
Çünkü kim olduğumu öğrendiğimde de değişmeyecektim, öğrenmesem de.
Elime tutuşturulmuş bir defter ve bir mektup bana gerçekleri veremezdi. Nasıl ki çalınan geçmişimi veremeyecekti, yarınlarıma da bir faydası olmayacaktı.
Peşimde birisi vardı.
Korkusuzca benim canımı alacağını satırlara haykıran biri.
Kim olduğu fark etmezdi artık. Önünde sonunda buna hazırlamıştım kendimi. Safsatacı diye tabir ettiğim kadının sözleri, birer birer çıkarken yirmi sekizinci yaşımı göremeyeceğime inanmanın da bir zararı yoktu.
Bundan sonrasında kırlangıçların sadakatini işleyeceğim yüreğimle yalnızca kısa bir ömrüm olduğunu bilecektim...
Şu an yoldaydım. Sadakat yemini ettiğim nefti hareleri tekrar göreceğim için pır pır eden eşlikçi kalbimle birlikte.
Emek'in aracında, Feridun'un evine getirdiği kıyafetler üzerimde, defter ve mektup çantamda...
Dakikalar akıp gittiğinde hiç konuşmamış olmamızdan sebep çatallaşmış sesimle, "Yelda'nın olayını öğrenebildin mi?" diye sordum. "Bir şey söyledi mi Cahit?"
