-1-

603 44 97
                                    

Hikayeyi istediğiniz gibi sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilirsiniz.

---------

Saatler geçiyordu, Yongbok her gün olduğu gibi yatağında oturuyordu. Koğuştaki kişiler birbiriyle konuşuyor, tavla oynuyor, gülüyordu. Mutlu görünüyorlardi, fakat aynı şeyler Yongbok için geçerli değildi.  

Yongbok hem yaşından dolayi -18 yaşında ve 13 yaşından beri bir mahkûm- ve onun dilsiz olmasından dolayı kimse onunla konuşmuyordu. Zaten konuşamazlardi, Yongbok sadece dinleyebilirdi.

Onunla sadece yaşlı bir adam konuşuyordu, ara ara yanına gelir nasihatler verirdi. Yongbok sadece kafasını sallamakla yetinirdi. Adamda karşılık beklemeden sadece konuşurdu. Bir duruma cevap vermek istese kimse onu anlamazdı.

Çünkü işaret dilini anlayan biri yoktu.

Görüşme günlerinde herkes gidince o yatağında otururdu. Çünkü ziyaret edeni olmazdı.

Yongbok kimsesiz değildi aslında, bildiği bir amcası ve halası vardı. Fakat onlar Yongbok ile ilgilenmiyordu, kimsesiz sayılırdı.

Büyük demir kapı gürültüyle açıldığında Yongbok korkarak kafasını kaldırdı. Yüksek seslerden korkuyordu. Gardiyan içeri girdiğinde tüm sesler sustu, gariyan gür bir ses ile bağırdı.

"Mahkûm Lee Yongbok! Görüşmen var!" Yongbok şaşkınlıkla gardiyana baktı, bu adamdan gerçekten korkuyordu. İkiletmeden yavaşça ayağa kalktı, ağır adımlarla gardiyanın yanına gitti. Gardiyan Yongbok'un koluna girip cekeleyerek yürümeye başladılar. Görüşme odası yerine sorgu odasına gittiklerini görünce şaşırdı, ama sesini çıkartamadi. Garidyanda işaret dili bilmiyordu.

Gardiyan kapıyı açıp sandalyeyi gösterdi ve çıktı. Yongbok sandalyeye oturdu. Merak ediyordu onunla kimin konuşacağını. Elleriyle oynamaya başladı, stres olmuştu.

Nihayet kapı yavaşça açıldı. Yongbok kafasını kaldırmaya cesaret edemedi. Sandalye çekildi ve oturuldu. Yongbok hala kucağındaki ellerine bakıyordu, kafasını kaldırmaya cesaret edemedi. "Merhaba," ölüm sessizliği içinde yankılandı bu ses "Biraz konuşmak ister misin?"

Yongbok kafasını kaldırdı. O konuşamazdi ki "Ah, üzgünüm benim hatam. Demek istediğim seninle konuşmak istemem. İşaret dili biliyorum." Yongbok kafasını salladı ama hala korkuyordu. Gelen kişi bunu anlayıp güldü

"Ah, affet lütfen. Sana zarar vermek gibi bir amacım yok, bak," kemerindeki silahi çıkartıp masaya koyduğunda Yongbok korkuyla yutkundu. Sandalyede dahada geriye yaslandı. Gelen kişi şaşırdı "Korkuyor musun? Yani silahtan." Yongbok kafasını hızla salladı. Gelen kişi elini kaldırdı "Tamam silah yok. Unut." Deyip silahı aldı ve yere attı.

Çıkan ses odada yankılandı, Yongbok ilk kez gelen kişiye baktı. Uzun saçları vardı, açık teni ve hafif çekik gözleri vardı, koyu kahverengi gozleri ve koyu renk dudakları. Onu tatlı buldu Yongbok. Ellerini havaya kaldırdı "Neden benimle konuşmak istediniz? Sizi tanımıyorum." Dedi Yongbok.

"Senin davan hakkında konusmak için geldim. Senin suçsuz olduğunu düşünüyorum, bunun için bir iddaname hazırlayacağım. Sende bana yardım edeceksin. Çıkmak istiyorsan eğer. İstiyor musun?" Yongbok hızla kafasını salladı bunu gerçekten çok istiyordu. "İyi o hâlde. Ben Baş Savcı Hwang Hyunjin."

Yongbok yutkundu. "Peki ya neden beni buradan çıkartmak istiyorsunuz? Sizin için neyi ifade ediyorum?" Diye sondu Yongbok. Hyunjin' şaşırdı, buna henüz cevap veremezdi "Konusman için gerekli tedaviyi de uygulayacağız." Dedi konudan bağımsız bir cevap vererek. Yongbok sorgulamadi "Anlat bakalım. Neden buradasın?" Yongbok ellerini kaldırdı "Neden benim suçsuz olduğumu düşünüyorsunuz? Ve neden benimle bu kadar ilgilendin? Yeniden soruyorum, sizin için neyim ki?" Hyunjin buna cevap vermek istemiyordu. Hislerinden oda emin değildi. "Şurada kamera var, bu videoyu dosyaya koyacağım. İznin var değil mi?" Kafasını salladi. "Tamam o halde. Anlat."

Yongbok ellerini havaya kaldırdı "Ben Lee Yongbok. 5 yıldır buradayım. Cinayetten yargilaniyorum. Aslinda suçsuzum. Babamı ben öldürmedim. Bana kimse inanmadı. Dilsiz olduğum için aşağılandim. Kimse beni sorgulamadi bile, suçsuz yere yıllardır buradayım. Kimse sesimi duymadı. 13 yaşındaydım bileklerine kelepçe takıldığında. Savunmasız olduğum halde bileklerine kelepçe takılmıştı. Sonra bir memur gelip '13 yaşındaki bir çocuğun sizi yarayacak halı yok. Çıkartın onları.' demişti. Evet, çocuk. Çocuktum. Kelepçeler bileğime bol geliyordu. Sahi, onlara ne yapabilirim ki? Neyse, yargılama bile çıkmadan beni direkt olarak koğuşa attılar. Sorgusuz sualsiz, mahkûm oldum. Bu sürede koğuşta dövüldüm, dışlandim, zorbalandim. Ama ses çıkartamadim. Babamı ben öldürmedim. O kendini gözümün önünde vurup silahı bana verdi, o sırada polisler geldi. Ne olduğunu anlayamadan hayatım kesinleşti. Ömrünün sonuna kadar burada kalacaktım. Hemde sucsuz yere." Yongbok yutkunup göz yaşlarını sildi. "Ben suçsuzum. Ben kimseyi öldürmedim." Sonunda ellerini indirdi. Hyunjin kamera kayitini kapattı. "Seni buradan çıkartacağım. Sen suçsuz birisin, buna hep inandım. Zaten doğru olan bu. O yaşta bir çocuk bunu yapamaz."

Yongbok kalbinin hızlandığını hissetti. İlk kez biri onu destekliyordu.

"Sizin için neden bu kadar önemliyim?" Diye sordu Yongbok. Savcı beceriksizce ensesini kaşidi, sonra ellerini kaldırdı "Bunun cevabından emin değilim. İlerde öğrenirsin." Dedi işaret diliyle. Yongbok titrrdigini ve ısındığını hissetti. Kalbi hızlandı, avuç içi terlemeye başladı.

Çok heyecenlanmisti.

Hayatında ilk kez tattığı bir duyguydu ikisi içinde. Adını veremediler bu duygunun. Hyunjin onun güzel yüzünü inceledi, çillerine baktı. Ona bakarken heyecan içindeydi.

Belkide ona karşı hisleri vardı ve bu yüzden onu çıkartmak istiyordu.

Kim bilir, belkide kader ağları bu kez onlar için örülür.

############
YENİ BİR KURGU İLE BERABERİZZZZZZZZZ.

UMARIM SEVERSİNJZ YORUM ATMAYİ UNUTMAYİNNN

Yongbok:.

AYAYYAYAUAUA COK GUZELLL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYAYYAYAUAUA COK GUZELLL

Buda Hyunjin (tam bir savcı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Buda Hyunjin (tam bir savcı)

Diskas/HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin