"lütfen beni daha fazla kendinden, sesinden uzak bırakma."
.
.
.
.
.
.
.Hyunjin son söylediği ile gözlerinin dolduğunu hissetti. Hemen bunu gizlemek için kafasını cevirdi, tabiki Yongbok bunu görmüştü. Yatağında hafifçe doğruldu, şimdi onun yüzünü yandan görüyordu. Haftalar sonra ilk kez ağzını açtı,
"Belki, sahilde yürüyebiliriz." dedi kalın ve çatallaşmış sesiyle. Uzun süre sonra yeniden onun sesini duymak, Hyunjin'in içinde bir kelebek uçmasini sağladı.
Hyunjin ona döndü, kocaman gülümsedi "Sesin..." dedi "sesin çok farklı. Hiçbir erkekte duymadığım kadar kalın ve zarif..." Yongbok gülümsedi.
"Giyin o zaman, sahile gidelim!" diye sevinçle ayağa kalktı,"Senin için bir kombin yapacağım..."
Yongbok "Zaten hep sen yapıyorsun kombinlerimi." dedi gülerek. Hyunjin de güldü "Haklısın." dedikten sonra bol siyah bir pantolon ve gri bir swit verdi "Bence sana yakışırlar." dedi. Yongbok güldü.
"Bende aynı giyeceğim. Bir sevgili olduğumuz belli olsun." Deyip odadan çıktı.
Yongbok kocaman bir sırıtıs ile giyindi, aynada kendine baktı. Gözleri kan toplamıştı, saçları dağılmışti. En azından biraz toplarlanmak için saçını taradı. Daha fazla kendine bakmadan odasından çıktı.
Ev daha sessizdi. Yeji iki buçuk hafta önce. Yanı Yongbok'un konuştuğu gece, eğitim için yurt dışına çıkmıştı. Ondan dolayi ev daha sessizdi, ama bu geçicidi. Bir hafta sonra gelecekti.
Hyunjin giyinip odasından çıktı, yongbok onu kapıda bekliyordu. Göz göze geldiklerinde ikiside güldü. Hyunjin dediği gibi aynı giymişti, siyah bol pantolon ve gri swit.
"Gidelim mi?" diye sordu neşeyle Hyunjin. "Gidelim." dedi Yongbok.
Birlikte arabaya bindiler, yola çıktılar.
------Zaten sahil çok yakındi. 5 dakika içinde geldiler. Yol boyunca sürekli konuşmuşlardi, Hyunjin ısrarla onu bir yemeğe çıkartmak istediğini söylemişti, Yongbok sonunda kabul etmişti.
Sahilde birlikte, el ele tutuşmuş yürüyorlardı. Sessizliği Yongbok bozdu. "Yürüyüş yapmaya arabayla geldik, aman Tanrım!" dedi kahkaha atarak.
Hyunjin onu ilk kez kahkaha atarken duyuyordu. "Gülüşün hiç solmasın." dedi ona bakarak.
"Sen olduğun sürece solmaz." Yongbok elini kalbine koydu "Sen burada oldukça," ellerini havaya kaldırdı "senin elini tuttuğum her zaman. Senin o gözlerin bana baktıkça, bu gülüş hiç solmaz." iyice gülümsedi.
"Normalde bunu konuşmaya ilk başladığım zaman, yani ilk cümlem olarak söylemek isterdim ama... Olmadı, şimdi söyleyeceğim."
"Neyi?"
Yongbok derin bir nefes alıp durdu, Hyunjin ona döndü. Yongbok Hyunjin'in iki elinide tutuyordu.
"Hyunjin."
"Efendim sevgilim?"
"Yıldızlar kadar parlak gözlerin bana bakarken hep aşkla dolsun, sonsuza dek benim sevgilim olur musun?"
Hyunjin nefesinin kesildiğini, hatta bir anlığına yaşadığını bile unuttu. Öylece durdu, kafasında cümleyi defalarca tekrarladı.
Sonunda yüzünde kocaman bir gülümseme oturdu. Yongbok'un ellerini, avuç içini öptü. "Güzel sevgilim, sen hep burada olacaksın." Yongbok'un elini kendi göğsüne koydu "Sonsuza dek, senin sevgilin olurum."
-------
Kısa bolim attım ouahhajajss
Olay bulamadım artık 17. Bölüme aklıma gelir.
Şimdi bisey dicem ama kesin değil bak hemen havalanmayin belki 18. Bölüm smut olur ama belki, Azrayi ikna etmeye calisicam kendisi "ilham lazım kanka' diyo ilhamina siccam onun neyse yaziricam ama büyük ihtimal olur
Birazda benim gozumu ovebilirmiyiz
Bide bunu aglicam çok güzel
Buda çok guzelll
Allah'ım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diskas/Hyunlix
Fanfictionİşinde usta bir Savcı olan Hwang Hyunjin'in dilsiz bir mahkûm olan Lee Yongbok'a aşık olmasıyla başlayan bir hikâyeydi. "Beni duyamıyorsun, sesim yok." "Sesinin olmasına gerek yok Yong, ben seni duyuyorum."