~Azra
++++++++++++
Hyunjin yataktan kalkıp duş aldıktan sonra geri odasına döndüğünde Yongbok'un uyuduğunu gördü.
Kendi bir eşofman ve swit goydi. Sonra Yongbok'un hala çıplak olduğunu ve uyuduğunu gordu. Gülerek onu kucağına alıp lavaboya götürdü, hafif hafif onu yıkarken Yongbok arada gözlerini açıyordu. Uykulu olduğundan Hyunjin'in ne yaptığını anlayamıyordu.
Hyunjin onu yıkandıktan sonra üzerine kendi swit ve eşofmanlarından giydirdi. Onu yatağa yatırdığı gibi Yongbok ona sırtını döndü.
Hyunjin ortalığı toparladı, yerlere seçilmiş kıyafetleri alıp sepete attı. Yatağın üstündeki plugu alıp çekmeceye geri koydu, evinde neden böyle bir şey olduğunu oda bilmiyordu.
Yatağın çarşaflarini sabah değiştirmeye karar verdi. Yongbok'u uykusundan uyandırmak istemedi.
Yanına uzandı. Yongbok onun kokusunu ve yataktaki hareketlilik dolayısıyla hemen o tarafa döndü. Hyunjin'e sarıldı.
Hyunijn bundan memnun olmuştu, kollarını beline sarıp gözlerini kapattı.
---------------
Öğlene doğru Yongbok yoğun bir ağrı ile uyandı. Yatakta hafifçe doğruldu, fakat kalçasındaki inanılmaz ağrı sebebiyle ağlamalı bir ses çıkarttı.
"Noldu sevgilim?" Dedi onun sesine uyanan Hyunjin. Yongbok yeniden doğrulamaya çalıştı, sadece çalıştı. Tekrar kalçasına bir ağrı saplanınca, kalçasını tutarak yatağa uzandı. "Tanrı senin belanı versin Hyunjin!"
"Noldu ya?"
"Mal mısın? Hayır, cidden soruyorum. IQ eksikliğin falan var sanırım. Görmüyor musun? Götüm acıyor ya!"
Hyunjin büyük bir kahkaha patlattı "Gülme!" Diye bağırdı Yongbok. Hyunjin bundan ne kadar zevk alıyorsa, Yongbok o kadar sinirliydi.
Yongbok ayağa kalkıp yürümeye çalıştı, yavaş yavaş yürüyebiliyordu. Hyunjin onun bu haline daha çok gülmeye başladı, Yongbok sinirle ona döndü "Gülecegine koluma gir, yürüyemiyorum. Yapışacagim şimdi yere!"
Hyunjin gülmesini durdurmaya çalışarak onun koluna girdi, yavaş adımlarla odadan çıkıp mutfağa gittiler. "Kahvaltı hazırlayacağım. Oradan bana salatalık ver, ben onları doğrarken sende patatesleri kızart."
Hyunjin onu dinledi, Yongbok'un önüne bir salatalık koydu. Kendi buzluktan hazır patatesleri çıkarttı. Tavaya yağ koyup patatesleri içine atti.
Yongbok tezaha ellerini koymuş, önüne koyulan salatalığı izliyordu. Salatalığı ilk başta yıkadı, sonra kesme tahtasına koyup bir bıçak aldı.
Bıçağı öyle sert sapladı ki Hyunjin ona döndü. Yongbok sert sert salatalığı kesti, Hyunjin hala ona gülerek bakıyordu. Arada bir kalçasını tutması onu güldürdü.
Ona güldüğünü fark eden Yongbok, bıçağı daha sert kullandı "Bence gülmek yerine bu salatalığın yerinde olmadığına dua etmelisin!" dedi. Hyunjin daha çok güldü.
Yongbok kesme işini bitirdiğinde sinirle sandalyeye oturdu, oturduğu gibi kalkması bir oldu. Acıyan kalçasını inleyerek tuttu, "Senin yüzünden oturamiyorum! Yavaşla dedim sana değil mi?"
"Hızlanmami sen söyledin!"
"Her söylediğimi yapmak zorunda mısın?"
"Aslında bana hızlan dememiştin." Yongbok çukura batmış gibi öylece durdu. "Evet, evet. Demedim öyle bir şey, aksine yavaşla dedim."
"O zaman beni neden onayladın?"
"Tamam, hızlanmani istemiş olabilirim. Yapmak zorunda mısın?" Hyunjin gülerek onun yanına gitti, "Ah Yongbok," burnunun ucunu öptü "sinirliyken ne tatlısın."
Yongbok ona cevap vermedi, Hyunjin'in arkasında Yeji belirince gülümsedi "Günaydın!"
Yeji uykulu gözlerle ona baktı, gülümsedi "Günaydın Yongbok!" Abisi Yeji'ye döndü "Uykulu gibisin."
"Gece uyuyamadım." Dedi, içinden bağırış sesleriniz uyutmadi demek istese bile bunu dememek için bir çaba sarf etti "Sanırım alt komşu bir film izliyordu, tüm gece bağırdı. Uyuyamadım."
Yongbok ve Hyunjin birbirine baktı.
"Sana ne oldu Yongbok?" Yongbok tedirginlik ile kendine baktı "Ne olmuş?" dedi korku dolu bir ses ile.
"Kalçani tutuyorsun ya."
"Ha, onumu diyorsun..." Yongbok gözlerini kaçırdı. Hyunjin'e baktı. Hyunjin güldü "Ah, dün Yongbok çok sert bir şekilde yere düştü, hı hı evet, düştü."
"Düştü yani?"
"Evet, düştüm." Dedi Yongbok rahat olmaya çalışacak.
"Sanki boynunda da morluklar var."
Yongbok Hyunjin'e ne bakıyorsun, şimdi sıçtık bakışı attı. Sonra önündeki salatalığı tabağa koydu, diğer tabakaları alıp masaya dizmeye başladı.
"Yeji, sen naptın dün?" Yeji gözlerini Yongbok'tan alıp abisine döndü, masaya oturdu. "Siz yoktunuz, bende ders falan çalıştım. Öyle."
"Aferin." Yeji abisine yaklaştı, abisinin ensesini tutup başını eğdi, kulağına yöneldi "Dün gece sesinden uyuyamadım. Çocuk 'Hyunjin yavaş!' diye bağırıyordu. Bir dahakine daha yavaş olmaya ve çocuğun canını yakmamaya çalış." Diye fısıldadı. Abisi donup kalmıştı "Bence böyle bir sürpriz olabilir abi." Dedi. Abisi ne dediğini anlamamıştı.
Yongbok anlamaz gözlerle ikisine bakarken Yeji 'bosver' dercesine kafasını salladı. Yongbok fazla kurcalamadan kafasını salladı.
"Hadi, geçin yemeğe."
Yeji ve Hyunjin oturdu, Yongbok ise ayakta yiyordu. Yeji bunu fark etti.
"Otursana."
"Oturamiyorum. Dün düştüm ya..."
"Anlıyorum." Hafifçe kıkırdadi. Yongbok kızardı, utancından ölmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diskas/Hyunlix
Fanfictionİşinde usta bir Savcı olan Hwang Hyunjin'in dilsiz bir mahkûm olan Lee Yongbok'a aşık olmasıyla başlayan bir hikâyeydi. "Beni duyamıyorsun, sesim yok." "Sesinin olmasına gerek yok Yong, ben seni duyuyorum."